Fatih haber,Haber fatih,Fatih Yaşam,Fatih aktuel ,Haber
OHH! OFF!
Anadolu’nun ne kadarında yaşadınız? Ben henüz beş ilinde yaşadım. Bu illerin hiç ummadığım yerlerinde, değişik kişilerle tanıştım. Onlardan öyle ilginç bilgiler öğrendim ki dört, beş yıllık üniversitelerde bulamazsınız. Demek ki bu yurdun adı onun için Anadolu. Arif dolu, ozan dolu, bilge dolu. Bunlarda bitmedi, bitmeyecek.
Doğu Anadolu’nun güzel bir ilinin; yaylasındaki şipşirin bir köyünde görev yapıyordum. O güzelim insanlar hemen bizi bağırlarına bastılar. Adı gurbetti; o gönülleri geniş, yürekleri sımsıcak insanlarıyla yaşadıklarımız.
Bir gün ev sahibimizin erkek kardeşi geldi. Dağdan getirilen meşe odunlarını kesiyordu. Bende her yurdum insanı gibi merakla, ilgiyle onu izliyorum. Odunu nasıl kesiyor öğreneyim, ben de öyle keseyim. Baltayı eğri vuruyor, odun ince ise bir hamlede kesiliyor. Eğer kalın ise yanına bir daha vuruyor aradan bir kama çıkıyor, kesiliyor. Dikkatimi çeken çocukluktan gelen alışkanlıkla balta hep aynı noktayı buluyor. Laf aramızda ben keserken hep birinci vurduğum yer ile ikinci veya üçüncü vuruşum ayrı ayrı noktalarda oluyordu. Acemilik tabi ki Ben yirmi sekiz yaşımda baltayı elime almıştım. O ise çocukluğundan beri baltayı ustalaşarak kullanıyordu. Doğal olarak bu mahareti yılların birikimi idi.
Ancak çalışırken arada bir cebinden çıkardığı mendille “Ohh!” diyerek terini siliyor. Bu defalarca oldu. Sonunda dayanamayarak sordum. “Abi, böyle bir durumda biz off! Deriz, Sen hep ohh! diyorsun” Birden durdu, bütün dikkatiyle yüzüme baktı. Sonra usul usul. “Ne diyorsun hocam? Bak Allah bize bir sürü nimet vermiş. Can vermiş, beden vermiş. Sağlık vermiş, ömür vermiş. Bu odunlar, bu balta, yediklerimiz, içtiklerimiz hepsi nimet. Şimdi biraz yorulunca; off! Denir mi? Allah’ın gücüne gider. Allah korusun, Allah’a karşı gelmiş oluruz.” Daha söylenecek söz var mı?