Fatih haber,Haber fatih,Fatih Yaşam,Fatih aktuel ,Haber

Fatih Aktüel

Video Galeri
Foto Galeri
Web Mobil
Bu yazı 132 kez okundu.
Yazının Tarihi :   17 Haziran 2025 - 08:55:00

AYETLERLE DUALARIMIZ VE HUŞU

Büyüt
Küçült
AYETLERLE DUALARIMIZ VE

Şerif Ali Minaz

Kütahya'nın Simav ilçesinde doğdu. İlköğrenimini köyünde, orta öğrenimini Bursa’da, yüksek okulu da İstanbul’da bitirdi. Öğretmen olarak başladığı memuriyet hayatına önce İznik Lisesinde, daha sonra da İstanbul Eyüp Sultan, Kabataş Erkek, Beşiktaş kız, Pertevniyal Akşam Liselerinde devam etti. 1997 yılında Davutpaşa Akşam Lisesinden emekli oldu. Şişli Terakki Lisesi ve Özel Beyoğlu İtalyan Lisesinde de(1985-2005) ücretli olarak görev yaptı. Bir TV. Kanalında, “Yarınlara Doğru” adlı sohbet programını hazırladı ve sundu. Fatih Aktüel.com’da haftalık yazım hayatına devam etmekte.

 


 Değerli okuyucu! Namazlarımızda Fatiha’dan sonra okuyabilmek için birkaç dua ayetinden bahsetmek istiyorum bu yazımızda. Bu ayetleri okurken, anlamlarını da zihnen kalbimizden geçirirsek sanıyorum huşu içinde bir namaz kılmış oluruz.


        Huşu Nedir?


   Sözlükler, bu kavramı, “boyun eğmek, sakin olmak, söz dinlemek ve saygılı davranmak” şeklinde tanımlıyorlar. Bir başka ifade ile söylersek; “bir iş ve ibadeti yaparken aklımızla, kalbimizle ve bedenimizle o iş ve ibadete odaklanmak, onu seve seve yapmaktır,” diye de tanımlanabilir.


   Dilerseniz bu tanımı biraz açalım: Namaz kılarken secdeye vardığımızı düşünelim.  Vücudumuzun yere kapanmış olması, bedenen Rabbimize karşı bir tevazuun ifadesidir. Orada, “Sübhane Rabbiyel A’lâ” diyoruz. Bu, Allah’a, dilimizle şükrettiğimizi gösterir ve anlamını da aklımızla düşünmemiz, kalbimizle onaylamamız halinde secdemiz, “HUŞÛ” içinde eda edilmiş olur.


  Şayet bedenimiz, secde halinde seccadede olur, akıl ve gönlümüz ise, başka âlemlerde avare avare dolaşırsa böylesi secdelerde HUŞÛ’dan eser bulunmaz herhalde. Gerçi zaman zaman sapmaların, işe tam anlamıyla odaklanamamanın olabileceği de gözden ırak tutulmamalıdır.


    Hangisi Acaba?


     Nitekim bu konuda da şöyle bir hikâye anlatılır: İslâm büyüklerinden biri, bir dostuna, tam anlamıyla HUŞU içinde namaz kıldığı takdirde bir deve hibe edeceğini söyler. Kendisine deve vadedilen zat, HUŞU içinde namaza başlar ama bir an gelir ki, develerden hangisinin ödül olarak verileceği takılır  aklına ve böylece tüm namaz boyunca HUŞU hali devam etmez.


  Kur’an, huşu konusunda bizleri şöyle uyarıyor: “Onlar, namazlarını saygı ve alçak gönüllülük içinde kılarlar.” (Mü’minûn, 23/2)


  “İnananların, Allah’ı anmaları ve ondan gelen gerçeğe (Ku’an’a) karşı kalplerinin yumuşaması zamanı gelmedi mi?...”  (Hadîd, 57/16)


         Ve Birkaç Dua Ayeti


1)      Rahman ve Rahim olan Yüce Allah, durup dururken bir kulunu sapkınlığa uğratmaz ama kul, sapkınlığı isterse,  onu da gerçekleştirir. Ne gariptir ki, ileri yaşlarda yolunu şaşıran nicelerini görüyoruz bu dünya hayatında. Onun için bizler, şöyle dua ederiz:


Rabbenâ lâ tüzığ kulûbenâ ba’de iz hedeytenâ veheb lenâ min ledünke rahmeh. İnneke entel vehhâb.”


“Rabbimiz! Bizi doğru yola ulaştırdıktan sonra kalplerimizi eğriltme! Bize katından merhamet ver! Şüphesiz ki bolca veren yalnızca sensin. (Âli-İmrân 3/8)


2)      Yüce Allah, bizlere birçok beceri ve yetenekler vermiştir. Bizim görevimiz, bu yetenekleri atıl halde bırakmamak ve hayırlı yollarda kullanmaktır.  Hz. Yusuf (a.s)’a da idarecilik ve rüyaları en güzel bir biçimde yorumlama yeteneği vermiştir Yüce Allah. O da, Rabbine şükran borcu olarak, “Rabbi gat êteytenî minel mülki..”diye başlayan ayetle şöyle dua etmişti:


“Rabbim! Bana iktidar verdin ve bana (rüyada görülen) olayların yorumunu da öğrettin. Ey gökleri ve yeri yaratan! Dünyada da âhirette de beni yönetip himaye eden dostum Sensin. Müslüman olarak canımı al ve beni iyi kulların arasına kat!” (Yusuf,12/101)


3)Yüce Allah, Rabbinnas’tır; kullarına yüzyıllar boyunca peygamberleri vasıtasıyla doğru yolu göstermiştir. Kulları da O’na ve peygamberlere inanmışlardır. Bir Müslüman olarak bizler de, bütün peygamberlere iman ederiz.


   Hz. İsa (a.s)’ya inanmış olan havariler de bir Mü’min olarak kendilerinin iman ettiklerini ve önceki inananlar arasına yazılmalarını, Rabbena êmenna.. diye başlayan şu ayetle dua ederek ifade etmişlerdir: "Rabbimiz! (Bize vahiy olarak) İndirdiğine inandık ve o Elçiye uyduk. Bizi şahitlerle birlikte yaz." (Âl-i İmrân 3/53)


4)  Yaygın bir hastalık oluştu günümüzde; unutkanlık. Özellikle belli bir yaştan sonra, bu konuda duaya daha çok muhtacız. C.Hak, bu konuda da: “Fe tealallahul melikul hak, ve la ta’cel bil kur’ani min kabli en yukda ileyke vahyuh. Ve kul rabbi zidni ılma,”ayetiyle, Peygamber efendimize bir hatırlatmada bulunuyor ve “bilgimi, anlayışımı artır” diye dua etmesini tavsiye ediyor:


Her şeyin gerçek egemeni olan Allah, yücedir. Kur’an’ın sana vahyedilmesi bitirilmeden önce acele etme ve "Rabb’im! İlmimi artır." de.  (Tâhâ (20/114)


5) Günlük hayatımızda birçok konuda karar verirken yanlış yapabiliyoruz. Olaylara ve insanlara, dar bir bakış açısıyla bakabiliyor veya meramımızı anlatmakta zorlanıyoruz. Özellikle yaşadığımız hadiselerle, iletişim araçlarından seyrettiğimiz haberlerle psikolojik olarak daralıyoruz. Böylesi zamanlarda samimi dosta ve duaya ihtiyacımız var. Bu konuda da, Hz. Musa’nın, “Rabbişrah lî sadri ve yessir lî emrî, Vahlül ukdeten min lisanî. Yefkahü kavlî..” ayetleriyle yaptığı duası, ışık tutuyor bizlere. Evet, o peygamber, şöyle dua etmişti: “Rabbim! Benim için yüreğime genişlik ver. İşimi bana kolaylaştır! Dilimden bağı çöz ki sözümü anlasınlar(Tâhâ,25-28


       6) Ana -babamıza, geçmişlerimize, iman kardeşlerimize, kendi neslimize de hayır dua etmek, ibadetler ve namaz konusunda ihmalkâr davranmamak için de duaya ihtiyacımız var.


     Bu konuda da Hz. İbrahim (a.s)’in “Rabbicalnî mukimessalah..” diye başlayan duasını sıkça okumalıyız:


“ Rabbim! Beni ve soyumdan gelecekleri namaz kılanlardan eyle! Rabbimiz! Duamı kabul et! Rabbimiz! Hesabın gerçekleşeceği gün, beni, ana babamı ve müminleri bağışla!” (İbrahim, 14/ 40,41)


    Velhasıl


     Namazda gözü, ezanlarda kulağı olmayan bazı dostlar için bu birkaç ayet ve mealinin faydalı olabileceği ümidi ile âcizane böyle bir yazı hazırladık. Onlar diyorlardı ki: “Namazda, anlamını bilmediğimiz Arapça ayetleri okuyor, ama bir şey anlamıyoruz.” İnşaallah onlar da, bir Fatiha suresinin, bir de şu birkaç ayetin anlamını öğrenirler, ayetleri orijinal haliyle ezberleyip huşu içinde namazlarını eda ederler.


   Yüce Rabbimiz, namazlarını, dua ve ibadetlerini huşu içinde eda eyleyenlerden kılsın cümlemizi. Selam, saygı ve muhabbetlerimle Allah’a emanet olunuz.

E-Posta ile Yolla
Sayfayı Yazdır
Sosyal Paylaşım
Google
Blogger
Tumbir
İsim Soyisim :
E-Mail :
UYARI : Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. Ayrıca suç teşkil edecek hakaret içerikli yorumlar hakkında muhatapları tarafından dava açılabilmektedir.
Uyarı
Güvenlik kodu :
Bu habere ilk yorumu siz yapın.
YAZARA AİT DİĞER YAZILAR



Foother
SOSYAL MEDYA
Facebook Twitter RSS Sitemap
"Fatih Aktüel | https://www.fatihaktuel.com/"   Tum Hakları Saklıdır. © 2024 - 2025