Fatih haber,Haber fatih,Fatih Yaşam,Fatih aktuel ,Haber

Fatih Aktüel

Video Galeri
Foto Galeri
Web Mobil
Bu yazı 2075 kez okundu.
Yazının Tarihi :   03 Aralık 2023 - 05:33:55

NİÇİN YAŞIYORUZ?

Büyüt
Küçült
NİÇİN

Bahadır ÖZALPER

 


 


 


Böyle bir soru geldi mi aklınıza? Benim geldi. Kendi kendime saatlerce günlerce düşündüm. Dipsiz kuyulara düştüm. Bir türlü cevap bulamadım. Çevremdekilere sordum. Sormaktan yoruldum. Düşüncelerimle bu sorunun peşinde koştum. Doğru soru yanlış kişilere sorulunca cevap yanlış oluyor doğal olarak. O zamanlar dünyaya başka gözle baktığım için çevremdekilerde benim gibi; düşünüyoruz, aynı sonuca varıyoruz. Hayatımda beni mutsuz eden tarifsiz bir boşluk var. Çalışıyorum, para kazanıyorum, istediğimi alıyorum, istediğimi yapıyorum. Ancak mutlu olmuyorum. Ne korkunç bir tezat. Benim yaptıklarımın bazılarını hayvanlarda yapıyor. Ben insanım düşünüyor fikir üretiyorum. Seviyor seviliyorum, mutluluk duyuyorum. Yeteneği varsa çalışıp icat yapıyor insan görüyorum.


Askerlik geldi, askere gittim. Acemi birliğinde sürekli eğitim derken akşam erkenden uyuyoruz. Sabahleyin yine eğitim. Üç buçuk ay nasıl geçti anlamadım. Bu soruda aklıma gelmedi. Dağıtım olduk, usta birliği sıkmaya başladı. Dün buradaydım, geçen haftada, geçen ayda, geçen mevsimde. Yok bitmeyecek bu askerlik. Sıkı disiplin, yoğun çalışma beni böyle düşündürüyordu. Derken o bitmez zannettiğim askerlik bitti.


Şimdi nişanlanmak, evlenmek yuva kurmak faslı başladı. Yüreğimi yaktı dağladı. Demiştim ya istediğimi alıyor, istediğimi yapıyorum diye. Hiçbir hazırlığım yoktu, beni bir sancıdır tuttu. Hadi gel şimdi bu işi kotar bakalım. Hemen bir iş buldum çalışmaya başladım. Nişan ve düğüne para hazırladım. Nişan yaptık, kına yaktık. Evlendik keyfimize baktık. Derken Doğu Anadolu’nun bir köyüne tayinim çıktı. Yükü döşeği, yorganı sardık, o köye yollandık.


Eşim hayatında ilk kez ailesinden ayrılıyordu. Hem de bir dağ köyüne geliyordu. Beraber köye ve köylülere alışmaya çalışıyoruz. Ben beynimde hep “Bütün hareketlerime dikkat etmeliyim, kendimi kontrol etmeliyim. Benim iki gözüm var ama beni gören onlarca göz var.” diye düşünüyorum, buna göre davranıyorum. Günler gelip geçerken ilginç olaylar yaşıyorum. Şöyle ki ev sahibimin evinde ezan okunduğunda abdesti olan namaza duruyor, olmayan abdest alıp namaza başlıyor. Daha sonra biri imam oluyor, cemaat olup topluca namaz kılınıyor. Bu defalarca yaşandı. Bir kez olsun bana “Hoca sen niye namaz kılmıyorsun? Hadi hocam sende bizimle namaz kıl.” Demediler. Ben sadece Cuma günleri usulen Cuma namazı kılıyordum. Ama bu durumdan da çokmu çok sıkılıyordum. Şehire alış verişe gittiğimde de aynı duyguları yaşıyordum. Ezanlar okundukça insanlar camilere dolup beş vakit namaz kılıyorlar, bense onlara bakıp duruyorum. Kendi kendime sorguluyorum. “Ya bunlar yanlışta ya da ben.” Başka izahı yok bunun.


Yaz tatili geldi kendi şehrimize döndük. Annemi, babamı, kardeşlerimi, eşimin amcasını, yengesini, kayın babamı, kayın validemi gördük. Söyledik, eğlendik, güldük. Tıp Fakültesinde çalışan arkadaşım “Yengemi getir kontrol ettirelim, dosya açtıralım. Daha sonra geldiğinde hazır olur.” dedi. Muayenede eşim hamile çıktı. Daha çok zaman vardı ama dosya hazırdı. Yaz bitti, tekrar çalıştığım köye döndük. Ben “Niçin yaşıyoruz?” sorusunun yanına “Ya bunlar yanlış ya ben” ikilemini de koymuştum.Ancak çıkış bulamıyordum.


Şubat tatili geldi yine şehrimize döndük. Eşimin hamileliği altı ay olmuştu. Doğruca Tıp Fakültesine gittik. Doktorlar bir reçete yazıp beni gönderdiler. Reçetede “Erken eylem.” diye bir cümle okudum. Şaşırdım, şaşkınlık içinde kaldım. Eşimi yatırdılar, bana bazı ilaçlar bir takım medikal malzemeler aldırdılar. Bir gün sonra eşim doğum yaptı. Bir kilo üç yüz elli gram. Oksijen çadırında küçücük kıpkırmızı yüzünde tüyler olan bir bebek. Eşimle aramızda kan uyuşmazlığı olduğu için acilen kanıda değişti.


Gençliğimde annem seni şunla evlendireceğim dediğinde bakıp “Olmaz akraba evliliğinden kan uyuşmazlığı oluyor özürlü çocuklar doğuyor.” demiştim. Bir de çok hareketli ve telaşeci olduğumdan; Bazen “Ağır adam batman (ağırlık ölçüsü) çeker” derdi. Arkadaşlarımda “Yavaş ol molla desinler.” dediklerinde ben de “Ben yedi aylığım anamın karnında bile dokuz ay durmamışım.” diye dalga geçerdim. Şimdi benim çocuğum yedi aylık bile değildi. Birde eşimle aramızda kan uyuşmazlığı çıktı. Eşimin köyü ile benim köyüm arasında bin yüz kilometre mesafe vardı. Haydi, gelin bu problemi beraber çözelim.


Söyledikleriniz evreni dolanıp sonunda gelip sizi buluyor. Kuranı kerim “Alay ettiklerinizi yaşamadan ölmezsiniz.” diyor. İnsan bir beden olarak yaratılıyor içine Ruh konuyor. Yemek, içmek, diğer ihtiyaçlar bedeni; iman, inanç, ibadetler ruhu doyuruyor. Ben yiyip, içiyor, gezip, tozuyor bedenin ihtiyacını gideriyorum. Ancak RUH yaratanı ile irtibata geçmek, ona kulluk etmek istiyor. Bende orası eksik. İşte bundan dolayı içimde tarifsiz bir boşluk var. Yaptığım hiçbir şeyden memnun değilim. Sonunda “Niçin yaşıyoruz?” un cevabını buldum. Ben mi buldum? Yaratanım söylediklerimi yaşatarak buldurmuş mu? Yaratanıma binlerce şükür ve hamdü senalar olsun

E-Posta ile Yolla
Sayfayı Yazdır
Sosyal Paylaşım
Google
Blogger
Tumbir
İsim Soyisim :
E-Mail :
UYARI : Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. Ayrıca suç teşkil edecek hakaret içerikli yorumlar hakkında muhatapları tarafından dava açılabilmektedir.
Uyarı
Güvenlik kodu :
sevinç
 
Hocam benim hayat hikayende sizinkine o kadar yakın ki? İnanın bu sorununvevabını ömrünün bir kısmında hepimiz kendimize sorrmuşuzdur.
YAZARA AİT DİĞER YAZILAR



Foother
SOSYAL MEDYA
Facebook Twitter RSS Sitemap
"Fatih Aktüel | https://www.fatihaktuel.com/"   Tum Hakları Saklıdır. © 2024 - 2025