Fatih haber,Haber fatih,Fatih Yaşam,Fatih aktuel ,Haber

Fatih Aktüel

Video Galeri
Foto Galeri
Web Mobil
Bu haber 2059 kez okundu. | Yasam Haberleri
Haberin Tarihi :   16 Eylül 2015 - 11:30

Yolunu gözlediğiniz filmler Filmekiminde

Büyüt
Küçült
Yolunu gözlediğiniz filmler

İKSV tarafından Vodafone FreeZone sponsorluğunda gerçekleştirilecek 14. Filmekimi, her yıl olduğu gibi yolunu gözlediğimiz filmleri sinemaseverlerle buluşturacak.İstanbul ayağı 3-11 Ekim tarihleri arasında yapılacak, ardından Ankara, İzmir, Trabzon, Bursa ve Edirneyi ziyaret edecek 14. Filmekiminde, Sundance, Berlin, Cannes, Venedik, Toronto gibi saygın uluslararası festivallerde adından söz ettiren Woody Allen, Noah Baumbach, Stephen Frears, Michel Gondry, Todd Haynes, Hirokazu Kore-eda, Nanni Moretti, Paolo Sorrentino gibi usta yönetmenlerin son yapıtlarının da aralarında bulunduğu 46 film beyazperdede izlenebilecek. Birkaç gün önce 72. Venedik Film Festivalinde büyük ödül Altın Aslan kazanan Uzaktanın (Desde Alla) da gösterileceği Filmekiminde Can Evrenolun Baskın ve Ben Hopkinsin Hasret filmlerinin Türkiye prömiyerleri yapılacak.

FİLMEKİMİ PROGRAMINDA NELER VAR?
Mantıksız Adam / Irrational Man / Woody Allen

Başrollerini Emma Stone, Joaquin Phoenix ve Parker Poseynin paylaştığı Woody Allenın son filmi Mantıksız Adam / Irrational Manin merkezinde yaşama arzusunu yeniden kazanmak isteyen felsefe profesörü Abe Lucas var. Hayatta ne zevk ne de bir anlam bulamayan Abe, duygusal açıdan dibe vurmuştur. Ders vermeye başladığı küçük bir kasabadaki üniversitede iki kadınla yakınlaşır: Mutsuz evliliğinde debelenen öğretim üyesi Rita ile en iyi öğrencisi Jill. Talihin bir oyunuyla Abe öyle bir karar vermek zorunda kalır ki tüm dengeleri ve ilişkileri alt üst olur. Mantıksız Adam ilk gösterimini Cannes Film Festivalinde yaptı.

Dheepan / Jacques Audiard
Cannesın en büyük ödülü Altın Palmiyeyi kazanan Pas ve Kemik ile Yeraltı Peygamberi filmleriyle tanıdığımız Jacques Audiardın son filmi Dheepan Pariste Sri Lankalı üç mülteci üzerinden tüm dünyadaki sığınmacıların çektiği zorlukları ele alıyor. Filme adını veren Dheepanı 1980lerde Tamil Kaplanlarında çocuk asker olan romancı Antonythasan Jesuthasan canlandırıyor. Sri Lankada sona eren iç savaştan kaçabilmek için Dheepan, bir kadın ve bir kız çocuğuyla bir aileymiş gibi davranarak mülteci olarak Fransaya gider. Paris dışında bir toplu konuta yerleştirilen üçlü, bir yandan göçmen olarak kültür çatışmasını aşmaya çalışırken bir yandan da gündelik şiddetle ve ailevi meselelerle uğraşmak zorunda kalacaktır.

Bayan Amerika / Mistress America / Noah Baumbach

Bu yılki İstanbul Film Festivalinin en çok izlenen filmlerinden While We Are Youngdan sonra bağımsız yönetmen Noah Baumbach, Frances Hanın hem başrol oyuncusu hem de ortak senaristi Greta Gerwig ile birlikte Bayan Amerikayı yarattı. Başrollerinde Greta Gerwig, Loka Kirke, Heather Lindin yer aldığı film, efsane bir şehir komedisi olmayı vaat ediyor. İlk gösterimini Sundancete gerçekleştiren Bayan Amerika, Baumbachın en eğlenceli filmi olarak görülüyor. Baumbach ve Gerwig işbirliğiyle ortaya çıkan hınzır senaryosu ve sivri diyaloglarıyla dikkat çeken film, kendi halinde, henüz New Yorkun ışıltılı hayatına girememiş Tracy ile şehri çok iyi bilen ve maceracı bir kız olan Brookeun ilişkisini anlatıyor.

İnsanın Değeri / The Measure of a Man / Stephane Brize

Cannes Film Festivalinde Vincent Lindona En İyi Erkek Oyuncu ödülünü kazandıran İnsanın Değeri / The Measure of a Man, işçi sınıfının sosyolojik yapısını anlatan sosyal gerçekçi dram. Yönetmenliğini Stephane Brizenin yaptığı film, birden bildiği tüm ahlaki değerlere karşı durmak zorunda kalan bir fabrika işçisinin hikyesini anlatırken aslında, insanın değeri nedir?i sorguluyor. Dardenne Biraderleri anımsatan açık bir kapitalizm eleştirisi yapan film, özellikle başrolündeki Vincent Lindonun performansıyla büyük övgü aldı.

Ixcanul / Ixcanul Volcano / Jayro Bustamante
Jayro Bustamantenin ilk uzun metrajlı filmi olan Ixcanul Guatemalada gerçek ve aktif bir volkanın eteklerinde çekildi. Kaqchikel Mayalarından, ailesiyle birlikte bir kahve plantasyonunda yaşayan 17 yaşındaki Marianın ekseninde gelişen öyküsüyle izleyiciyi, şu ana kadar yılda en fazla 6 film çekilebilmiş Guatemaladan gelen; gerçek bir karakterin yaşadıklarına dayanan etkileyici ve alışılmışın dışında bir kadın öyküsü. İzleyiciyi Maya kültürü ve gelenekleriyle tanıştıran Ixcanulun başrollerinde Maria Mercedes Coroy ve Maria Telon var. Film, 2015 Berlin Film Festivalinde Gümüş Ayı ödülüne layık görüldü, Guadalajarada ise En İyi Latin Amerika Filmi seçildi.

Life / Anton Corbijn
Fotoğrafçı ve yönetmen olan Anton Corbijnın son filmi Life, Hollywood efsanesi James Dean ile Magnum fotoğrafçılarından Dennis Stockun, Dean henüz dünya çapında bir yıldız olmadan, 1955 yılındaki yakın arkadaşlığının hikyesini anlatıyor. Stock, bu başına buyruk, çılgın, neşeli ve yaramaz yeni aktörün fotoğra?arını çekmek için LIFE dergisini ikna eder. İkili, Los Angelestan New Yorka oradan da Deanin Indianadaki aile çiftliğine doğru, kıtayı boydan boya geçen bir fotoğraf gezisine çıkar. Stockun hayatını değiştirecek bu geziden geriye çağımızın en unutulmaz fotoğra?arı kalacaktır. Berlin Film Festivalinde ilk gösterimini yapan Lifeın müzikleri ise geçtiğimiz Aralık ayında Salonda konser veren Owen Pallett tarafından bestelendi.

Lolo / Julie Delpy
Pariste İki Gün, New Yorkta İki Gün ve Skylab ile sevdiğimiz, en Amerikalı Fransız yönetmen Julie Delpy, başrollerini Dany Boon, Vincent Lacoste ve Karın Viard ile paylaştığı bu romantik komediyle beyazperdeye dönüyor. Lolo, dünya prömiyerini yaptığı Venedik Film Festivalinin Venedik Günleri bölümünün ardından Toronto Film Festivalinde de gösterilecek. Filme adını veren Lolo, annesini aşırı sahiplenen ve bu yüzden de annesinin yeni sevgilisine zorluk çıkartan ergen bir genç.

En Güzel Günlerim / My Golden Days / Arnaud Desplechin
A Christmas Tale ve My Sex Life or How I Got Into an Argument gibi duygusal filmlerin yönetmeni Fransız Arnaud Desplechinin senaryosunu da kendi yazdığı yeni filmi En Güzel Günlerim / My Golden Days, ergenlik çağındaki gençlerin romantik hikyesini anlatıyor. Cannes Film Festivali Eleştirmenler Haftasında En İyi Senaryo ödülü alan, Quentin Dolmaire, Lou Roy-Lecollinet gibi isimlerin oyunculuğu ile En Güzel Günlerim hem dokunaklı bir büyüme hikyesi, hem de sıcacık, hayat dolu, hüzünlü ve nüktedan bir ilk aşk hikyesi anlatıyor.

The Witch / Robert Eggers
The Witch ile Sundance Film Festivalinde En İyi Yönetmen ödülünü alan Robert Eggers, insanlık tarihinin en karanlık dönemlerinden, New Englanddaki cadı avlarından esinleniyor. Hıristiyan inançlarına sıkı sıkıya bağlı William ve Katherine, beş çocuğuyla birlikte, geçit vermez bir ormanın yamacında yaşamlarını sürdürmektedir. Yeni doğan oğulları sırra kadem basıp bir de ekinleri solunca, aile batıl inançlar ile kendi korku ve kaygılarının esiri olur. Başrollerini Anya Taylor Joy, Ralph Inesonın paylaştığı ve Sundancein en ürkütücü filmi olarak övülen The Witch, korku ve endişenin işlendiği, etkileyici bir yapıt. 1922 yılında çekilen ünlü korku filmi Nosferatunun yeniden çevrimini Robert Eggersın üstleneceği de açıklandı.

Baskın / Can Evrenol
Baskın, beş polisin gece devriyesi sırasında gelen bir yardım çağrısı üzerine destek için gittikleri terk edilmiş tarihi bir Osmanlı karakolunda başlarına gelenleri konu eden bir geceyarısı filmi. Dünya prömiyerini bu ay Toronto Film Festivalinin Midnight Madness seçkisi kapsamında gerçekleştiren Baskın, Can Evrenolun aynı adlı ödüllü kısa filminden uyarlandı. Baskının Türkiye prömiyeri, Filmekiminde yapılıyor.

Kronik / Chronic / Michel Franco
Meksikalı yönetmen Michel Franconun senaristliğini de üstlendiği Kronik, izleyiciyle ilk kez buluştuğu Cannes Film Festivalinden En İyi Senaryo ödülüyle ayrıldı. Filmin başrollerinde, Reservoir Dogs, Pulp Fiction gibi filmlerde rol alan benzersiz oyuncu Tim Roth, 5 sezondur devam eden Grimmden hatırlayacağımız Bitsie Tulloch ve ilk kez 2008 yılında Kara Şövalyede Jokers Thug olarak izlediğimiz David Dastmalchian yer alıyor. Kronik, Tim Rothun canlandırdığı, bir bakımevinde ölüm döşeğindeki hastalarla ilgilenen bir erkek hemşirenin portresini çiziyor. Sakince akan bu keskin dram, Meksikalı yönetmen Michel Franconun 2012de Cannesda Belirli Bir Bakış bölümünün galibi olan ve İstanbul Film Festivalinde de gösterilen Luciadan Sonra filminden sonraki çalışması.

Son Efsane / The Program / Stephen Frears
Gazeteci David Walshın Seven Deadly Sins kitabından uyarlanan Son Efsane / The Programın yönetmen koltuğunda Stephen Frears oturuyor. Ünlü bisikletçi Lance Armstongun hayatının beyazperdeye aktarıldığı filmde Armstrongun hakkında çıkan doping haberlerinin ardından 7 kez kazandığı Tour de France şampiyonluklarının elinden alınması ve spordan men edilmesine kadar devam eden tartışmalı süreçleri konu edilmiş. Başrollerini Ben Foster ve Chris ODowdın paylaştığı Son Efsane kadrosunda Dustin Hoffman, Guillaume Canet ve Jesse Plemons gibi isimler de yer alıyor. Son Efsane, ilk gösterimini bu ay Toronto Film Festivalinde yapıyor.

Ex Machina / Alex Garland
Never Let Me Go, Gün Işığı, 28 Gün Sonra filmlerinin senaryolarına imza atan, The Beach / Kumsal, Tesseract / Hiper Küp romanlarının yazarı Alex Garland bu kez Ex Machinada hem yönetmen hem de senarist olarak karşımıza çıkıyor. Yılın en merakla beklenen filmlerinden Ex Machina, insanlık sonrası fütüristik şok filmi ve vizyoner bir bilimkurgu olarak şimdiden kült filmler arasına girdi. Filmin başrollerinde Oscar Isaac, Domhnall Gleeson ve Alicia Vikander yer alıyor. Yapay zek ürünü bir kadın robot deneyini test eden bilim adamlarının hikyesini anlatan Ex Machina, çağdaş bir Frankenstein yorumu olarak tanımlanıyor. Müziklerini Ben Salisbury ile Portishead kurucularından Geoff Barrowun bestelediği filmin ilham kaynakları arasında 2001: A Space Odyssey / 2001: Uzay Macerası (Stanley Kubrick) ile Altered States / Gerçeğin Ötesinde (Ken Russell) yer alıyor.

Bir Varmış Bir Yokmuş / Tale of Tales / Matteo Garrone
İlk gösterimini Cannesda gerçekleşen, epik bir sinema vizyonuyla Ortaçağ Napolisi hikyelerinden esinlenen Bir Varmış Bir Yokmuş / Tale of Talesin başrollerinde Salma Hayek ve Vincent Cassel yer alıyor. Kendisini çok seven kocasını feda etmeye hazır bir Kraliçenin savaşımından, bir Kralı baştan çıkarmaya çalışan iki gizemli kız kardeşe, dev bir pireyle uğraşırken kızının kalbini kıran başka bir Krala, güzellikle groteski katıştıran bu hikyeler gotik bir hayal dünyasını çarpıcı ve benzersiz bir şekilde beyazperdeye taşıyor.

Marguerite / Xavier Giannoli
Eylül ayında Venedik Film Festivalinde ilk gösterimini yapan Marguerite, Fransız yönetmen Xavier Giannolinin son filmi. detone soprano Florence Foster Jenkinsin hikayesinden esinlenen film 1921 yılının Parisinde geçiyor. Marguerite Dumontun şatosundaki bir partide, müthiş bir hevesle arya söyleyen Marguerite Marguerite o kadar detone ve kendi durumundan o kadar bihaber ki, dinleyiciler gülmemek için kendilerini zor tutuyorlar. Kışkırtıcı bir gazeteci son performansı hakkında övgü dolu bir yazı yazınca Marguerite de büyük bir resital vermeye ikna oluyor. Filmin oyuncuları arasında Catherine Frot, Andre Marco, Michel Fau ve Christa Theret var.

Ben, Earl & Ölen Kız / Me and Earl and the Dying Girl / Alfonso Gomez
Amerikalı yazar Jesse Andrewsın aynı adlı romanından uyarlanan, yönetmen koltuğunda Glee ve American Horror Story gibi başarılı dizilerde yönetmen olarak karşımıza çıkan Alfonso Gomezin olduğu Ben, Earl & Ölen Kızın oyuncu kadrosunda Bates Motelden tanıdığımız Olivia Cooke, Thomas Mann ve RJ Cyler yer alıyor. Sundance Film Festivalinden, Jüri Büyük Ödülü ve İzleyici Ödülü ile dönen film, lise son sınıfta olan ve okulunu huzurla bitirmek uğruna kimseyle yakınlaşmamayı tercih eden Gregin kanser hastası sınıf arkadaşı Rachela yardımcı olmasıyla birlikte gerçek dostluğu keşfetmesini konu alıyor. Film, Rolling Stone dergisi tarafından şimdiden 2015 yılının en iyi 7 filmi arasında gösteriliyor.

Microbe & Gasoline / Michel Gondry
Michel Gondrynin Versaillesda geçirdiği çocukluk günlerinden esinlendiği Microbe & Gasoline, geçen Filmekiminde de gösterilen Biz ve Bendeki gibi ergenlerin dünyasına dalan tatlı bir fantezi, ev yapımı bir karavanla Fransız taşrasını kat eden iki ergenin büyüme hikyesi. Uyumsuz liseliler Mikrop ile Gazolin yakın arkadaş olurlar. Okul bitip yaz tatili başladığında ilk işleri derme çatma bir tekerlekli ev inşa edip kendilerini yollara vurmak olur. Elbette yolda hem tuhaf tiplerle karşılaşır hem de ilginç maceralar yaşarlar.

İnatçılar / Rams / Grimur Hakonarson
40 yıldır birbiriyle konuşmayan, hayvancılık yapan iki kardeş, Gummi ve Kiddinin koyunlarını kurtarmak amacıyla bir araya geldiği bu film, dokunaklı, insancıl ve kuzeyli mizahını esirgemeyen bir dram. İzlandalı yönetmen Grimur Hakonarsonun kendi ülkesinde yaptığı doğa çekimleriyle birleşen belgesel tadındaki İnatçılar, 2015 Cannes Film Festivalinde Belirli Bir Bakış ödülüne layık görüldü. Başrollerini Sigur?ur Sigurjónsson ve Theodór Júlíussonın paylaştığı İnatçılar İzlandanın Oscar adayı.

Carol / Todd Haynes
Suç ve gerilim romanlarının usta yazarı Patricia Highsmithin kendi deneyimlerinden yola çıkarak yazdığı 1952 tarihli romanı, 11 yıllık bir yapım sürecinden sonra beyazperdede. Amerikada insan ilişkilerinin karanlık yüzüne bakan yönetmen Todd Haynes, şahane kadrosu ve olağanüstü sanat tasarımıyla yılın bu en çok övülen filminde 1950lerin New Yorkunda iki kadının yasak aşkını anlatıyor. 2015 Cannes Film Festivalinde Altın Palmiyeye aday olan, En İyi Kadın Oyuncu (R. Mara) ve Kuir Palmiye ödülleri kazanan filmin başrollerinde Cate Blanchett ve Rooney Mara yer alıyor.

Hasret / Yearning / Ben Hopkins
Yönetmen Ben Hopkinsin filmi Hasret / Yearning, İstanbula film çekmeye gelen küçük bir çekim ekibinin hikyesini anlatıyor. Yönetmen Hopkins, günden karanlığa, yaşayan şehirden geçmişin şehrine doğru geçerken İstanbulun birçok yönüne değiniyor. Hasret / Yearning, eski mahallelerin yıkılması ve yenilenmesi, göçmen işçiler, hükümete karşı direniş, şehirde yaşayan çok çeşitli dinler ve topluluklar, İstanbulun tuhaf derecede melankolik özüne değiniyor.

Emanet / Coin Locker Girl / Han Jun-Hee
Han Jun-Heenin ilk yönetmenlik denemesi olan Emanet, dünya prömiyerini Cannes Film Festivalinde Eleştirmenler Haftası bölümünde yaptı. Metro istasyonunda terk edilen bir bebeğin bir mafya örgütünün lideri olan kadın tarafından sahiplenilmesini ve kızın yıllar sonra kadının otoritesini ve yetiştirilişini sorgulamasını konu alan bu sert film Korede Bucheon Film Festivali ile İtalyada Griffoni Film Festivalinde ödüller kazandı.

Umudun Tarifi / An / Naomi Kawase
Geçen yıl Filmekiminde gösterilen Dingin Sular filmiyle hatırladığımız Japon yönetmen Naomi Kawasenin yeni filmi Umudun Tarifinin çekimleri Japonya, Fransa, Almanya olmak üzere üç farklı ülkede yapıldı. Küçük bir fırın mutfağında an adı verilen fasulye ezmesinin Tokue adında yaşlı bir kadın tarafından yapılmasıyla başlayan bu hikye, gün geçtikçe fırının sahibi Senataro ile Tokue arasında farklı dostluklara ve geçmişe yapılan yolcuklara kapısını aralıyor. 2015 Cannes Film Festivalinin Belirli Bir Bakış bölümünün açılışını yapan Umudun Tarifi, sunduğu eşsiz görüntüler ile izleyicilere farklı bir atmosfer yaşatıyor.

Küçük Kız Kardeşim / Our Little Sister / Hirokazu Kore-eda
Çağdaş Japon sinemasının ustası Kore-edanın son filmi Küçük Kız Kardeşim, Yoshida Akiminin aynı adlı çoksatar çizgi romanından uyarlanmış. Büyükannelerine ait bir evde oturan üç yetişkin kız kardeş, yıllardır görmedikleri babalarının cenazesinde onlu yaşlarındaki utangaç üvey kız kardeşleri Suzuyla tanışırlar. Kızı çok sevip yanların alan kızkardeşler, ailelerine yeni katılan bu kızla gitgide yakınlaşırlar. Klasik Japon tarzını benimseyen bu sakin ve dokunaklı aile dramı, Cannesda Altın Palmiye için yarışmıştı.

The Lobster / Yorgos Lanthimos

Köpek Dişi, Attenberg ve Alplerde toplumsal kodları yıkarken izleyicinin aklını karıştıran Yunanlı yönetmen Yorgos Lanthimosun ülkesi dışında çektiği ilk filmi The Lobster, sinemaseverleri distopik bir geleceğe götürüyor. Hollywoodun en parlak yıldızlarından Colin Farrell, Rachel Weisz, Ben Whishaw, Olivia Colmanı oyuncu kadrosuna dahil eden The Lobster, dünya prömiyerini yaptığı Cannes Festivalinden Jüri Ödülü ve Kuir Palmiye Özel Mansiyonu ile döndü. Film, bekr olmanın yasadışı olduğu ve bu suçu işleyenlerin seçtikleri bir hayvana dönüştürüldüğü tuhaf, gerçeküstü, sıra dışı bir dünyada geçiyor.

El Club / The Club / Pablo Larrain
Berlinde Büyük Jüri Ödülü alan El Clubun yönetmen koltuğunda Pablo Larrain oturuyor. Oscarlı No, Altın Laleli Tony Manero ve Post Mortem filmlerinden tanıdığımız Larrain, bu filmde Katolik Kilisesine sert bir eleştiri yöneltiyor. Filmin başrolünde, Larrainin önceki filmlerinde de birlikte çalıştığı Alfredo Castro rol alıyor. El Club, Şilide bir sahil kasabasında işledikleri suçlar yüzünden Kiliseden uzaklaştırılmış bir grup rahibin günahlarıyla yüzleşmesini, karanlık bir atmosfer ve sakince açılan bir hikye örgüsüyle anlatıyor. Çoğu eleştirmenin özellikle oyunculuk performanslarını övdüğü El Club için Larrain birçok eski kilise yetkilisi ve eski rahiple görüşmeler yapmış.

Mükemmel Bir Gün / A Perfect Day / Fernando León de Aranoa
Kadrosunda Benicio Del Toro, Tim Robbins, Olga Kurylenko gibi yıldız isimlerin yer aldığı Mükemmel Bir Gün, silahlı çatışmanın sürdüğü bir bölgede, bir su kuyusundan bir cesedi çıkarmaya çalışan insani yardım işçilerini konu eder. Savaşın ortasında kalan işçiler için, kobay fareler gibi çıkış yoktur sanki. Belirsizlik içinde tehlikenin tam ortasındaki işçiler, savaş içinde savaş yaşarlar: Mizah, dram, tehlike, umut€¦ İlk kez Cannesda Yönetmenlerin On Beş Günü bölümünde gösterilen Mükemmel Bir Gün için yönetmen León de Aranoa şöyle diyor: Bu filmin kaybedecek, durup düşünecek hiç vakti yok. Müzik olsaydı punk rock olurdu.

Sakin Batı / Slow West / John Maclean
Sundance Film Festivalinden Jüri Büyük Ödülüyle dönen Sakin Batının yönetmen koltuğunda, indie rock grubu Beta Band müzisyenlerinden John Maclean oturuyor. 19. Yüzyılın sonlarında, Vahşi Batıda geçen filmde, sevdiği kadının peşinden Amerikaya seyahat eden aristokrat bir İskoç ailesinin 16 yaşındaki genç oğulları, bölgenin zorlu şartlarında ona eşlik etmesi için gizemli ve güçlü bir gezginle anlaşır. Filmde, Hunger / Açlık, Shame / Utanç, X-Men ve Soysuzlar Çetesinden tanıdığımız çok yönlü oyuncu Michael Fassbender, genç yetenek Kodi Smith-McPhee ve Kara Şövalye Yükseliyordan hatırladığımız Ben Mendelsohn yer alıyor.

Knight of Cups / Terrence Malik
Terrence Malickin Tree of Life / Hayat Ağacı ve To the Wonder / Aşkın İzlerinin ardından çektiği Knight of Cupsın ilk gösterimi Berlin Film Festivalinde ana yarışmada yapıldı. Oyuncu kadrosunda Hollywood yıldızları Christian Bale, Cate Blanchett, Natalie Portman, Freida Pinto, Imogen Poots, Antonio Banderasın yer aldığı filmin ana karakteri Rick, Los Angelesta yaşayan, etrafında olup bitene anlam vermeye çalışan bir senaryo yazarıdır. Knight of Cups, kendini sisteme kaptırmış umutsuz bir adamın hikyesini, nasıl ayartıldığını, şöhretini ve aşırılığı anlatıyor.

Güneş Tepedeyken / The High Sun / Dalibor Matanic
Yönetmen Dalibor Matanice Cannesda Jüri Ödülü kazandıran ve Hırvatistanın Oscar adayı olan Güneş Tepedeyken, Yugoslavya iç savaşının üç ardışık döneminde aynı oyuncuların farklı karakterleri canlandırdığı üç imknsız aşk hikyesini anlatıyor. Farklı etnik kökenler ve savaşın birbirine yabancılaştırdığı karakterlerin öyküsü, 20 yıllık karşılıklı öfkenin ve geride bıraktığı izlerin bir özeti niteliğinde. Güneş Tepedeyken yakın tarihin belki de en karmaşık kimlik arayışının sınırlarını çiziyor.

Paulina / La Patota / Santiago Mitre
Cannes Film Festivalinde Eleştirmenler Haftası bölümünde Büyük Ödüle layık görülen Paulinanın yönetmen koltuğunda Arjantinli yönetmen Santiago Mitre oturuyor. Aldığı ödülün yanı sıra bu yıl Cannesın en heyecan verici keşiflerinden olan Paulina, fedakr ve idealist bir kadın öğretmenin Arjantinin ücra bir bölgesinde başından geçen olayları anlatan; adalet, dirayet ve fedakrlık kavramlarının sınırlarını yoklayan, cesur bir siyasal gerilim. Paulinanın oyuncu kadrosunda performansıyla büyük övgü toplayan Dolores Fonzi, Oscar Martinez ve Esteban Lamothe var

Annem / Mia Madre / My Mother / Nanni Moretti
Ferzan Özpetek filmlerinden Cahil Periler, Bir Ömür Yetmez, Şahane Misafirden hatırladığımız İtalyan oyuncu Margherita Buy ile Amerikalı oyuncu ve yönetmen John Turturronun rol aldığı, Cannesdan Ekümenik Jüri Ödülüyle dönen Annem / Mia Madrenin yönetmen koltuğunda ödüllü İtalyan yönetmen Nanni Moretti oturuyor. Film, varoluşsal bir krizin ortasında kalan yönetmen Margheritanın ölümcül bir hastalıkla uğraşan annesi, huysuz başrol oyuncusu ve ergenlik çağındaki kızıyla baş etmeye çalışmasını izliyor. Nanni Morettinin The Guardiana göre samimi, hınzır ve akıl çelici olan bu yarı-otobiyografik filmi, dramla mizahı ustaca harmanlıyor.

Babam / Babai / Visar Morina
Bu yıl Karlovy Vary ve Münih film festivallerinden En İyi Yönetmen ödülü kazanan Visar Morina, Kosova savaşı öncesinde hayatlarını sigara satarak geçindiren bir baba-oğulun hikayesini anlatıyor. Babam, farklı ülkelerde yapılan çekimleri, yönetmen Morinanın kullandığı sinema dili ve başarılı hikye anlatımı ile izleyiciden büyük beğeni topluyor. Kosovanın Oscar adayı film, karmaşık bir düzen içinde aile olmanın önemini vurgulayan bir yapım.

Annemle Geçen Yaz / The Second Mother / Anna Muylaert
Saõ Pauloda zengin bir evde hizmetçilik yapan Val, mükemmel kanepeler hazırlamaktan evin yeniyetme oğluna dadılık yapmaya kadar, işini son derece ciddiye almaktadır. 13 yıl önce kızını büyükannesi ile bırakıp iş bulmak için Sao Pauloa gelen Valin hırslı ve akıllı kızının tekrar hayatına girişiyle evin hassas dengeleri alt-üst olur. İnsanın içini ısıtan Annemle Geçen Yaz, Brezilyada aile ve sınıf meselelerini yeni, çağdaş ve tempolu bir tarzda ele alıyor. Sundancete başrollerindeki Regina Casé ve Camila Márdilaya Jüri Oyunculuk Özel Ödülü kazandıran film, Berlin Panorama bölümünde de İzleyici Ödülü kazanmıştı.

Saulun Oğlu / Son of Saul / Laszlo Nemes

Cannesdan Büyük Ödül ve FIPRESCI dahil dört ödülle ayrılan Saulun Oğlu / Son of Saul, Macar yönetmen Laszlo Nemesin ilk uzun metraj denemesi. Kısa filmleriyle birçok festivalden ödüle layık görülen Nemes, ilk uzun metrajlı filminde izleyiciyi 1944 yılına, Auschwitz imha kampına götürüyor. Kampta Nazilerle işbirliği yapmaya zorlanan Yahudi mahkûmlardan Saulun görevi, cesetleri yakmaktır. Bir gün, temizlediği imha fırınında, bir oğlan çocuğunun cesedini görür. O an olanaksız bir ödev üstlenir: Çocuğun cesedini yakılmaktan kurtaracak ve usulünce toprağa verecektir. Başrollerinde Geza Röhrig, Levente Molnar, Urs Rechenin bulunduğu Saulun Oğlu, Macaristanın 2016 Oscar adayı olarak açıklandı. Saul Ausländer rolünde ilk kez kamera önüne geçen Geza Röhrig, Macar bir yazar ve şair. 35 mm çekilen ve Cannesda 35 mm kopyasından gösterilen Son of Saul kötülük kavramını benzersiz bir bakış açısıyla sorguluyor.

Aşk Vadisi / Valley of Love / Guillaume Nicloux

Fransanın en ünlü ve önemli oyuncularından Isabelle Huppert ile Gérard Depardieu, romancı, yönetmen ve oyuncu Guillaume Niclouxnun son filminde 35 yıl sonra ilk kez yeniden bir araya geliyor. Huppert ve Dépardieu, kendi adlarını taşıyan, yıllar önce birbirlerinden ayrılmış, çok ünlü bir oyuncu çifti canlandırıyorlar. Filmde, intihar eden oğulları Michaeldan bir mektup alınca yıllar sonra yeniden buluşmayı kabul eden bu acılı çiftin hikyesi anlatılıyor. Olağanüstü görselliğiyle dikkatleri çeken Aşk Vadisi, bu yıl Cannesda dünya prömiyerini yaptı ve büyük ilgi topladı.

London Road / Rufus Norris
London Road, 2006 yılında Ipswichte beş genç kadının canice öldürüldüğü Suffolk Canisi cinayetlerinin yankılarını ve etkilerini ele alıyor. Alecky Blythe, mahalle sakinleriyle (yani bir nevi Küçük Britanya ile) yaklaşık 100 saatlik röportajlar yaptı; 2011de de röportajda sarfedilen sözleri aynen kullanarak müziklerini Adam Corkun bestelediği ve yine Rufus Norris tarafından sahneye konan bir müzikale dönüştürdü. Müzikalle aynı adı taşıyan beyazperde uyarlaması da aralarından birinin tutuklanmasıyla kendilerini bu trajik olayların tam merkezinde buluveren sıradan insanların hikyesini müzikle ve kendi sözleriyle anlatıyor. Film ilk gösterimini San Sebastian ve Toronto ?lm festivallerinde yaptı.

Nahid / Ida Panahandeh
2015 Cannes Film Festivalinde Gelecek Vaad Eden Film Ödülüne layık görülen Ida Panahandehin ilk uzun metrajlı filmi İrandaki boşanmış kadınların çocukların velayeti ve hülle nikhı gibi sorunlarını ele alıyor. Bir yandan da Ortadoğu kültürünü, kadın ve erkek arasındaki ilişkiyi de yansıtan Nahid, İran toplumundaki güçlü kadınların ortak hikyesi. İranlı yeni nesil yönetmenlerin ödüllü yapıtlarına yepyeni bu örnek, başrolünde Bir Ayrılık filminden hatırladığımız Sareh Bayart dramatik performansıyla büyük övgü aldı.

Hazine / The Treasure / Corneliu Porumboiu

Bükreşin Doğusu, Bükreşe Gece Çöktüğünde ya da Metabolizma, Polis, Sıfat filmlerinin yönetmeni Corneliu Proumboiunun alaycı dramlarındaki sıradan kahramanlar, küçük bürokratlar ve Romanyanın komünist geçmişinin uzun gölgelerini sevenler bu sevimli ve minimalist taşlamadan büyük keyif alacaklar. Hazinenin ilham kaynağı, filmde Adrianı canlandıran Adrian Purcarescunun gerçek hazine arama hikyesi. Romanyada komünist dönem öncesi arka bahçelerine gömülmüş bir hazineyi bulmak için iki komşunun yaptığı iş birliğini konu alan film, karakterlerin motivasyonlarına karşın olayları ilerleyişinin gösterdiği farklılık ahlak anlayışı, devlet ve bürokrasi gibi birçok etkeni gözler önüne seriyor.

Arjantin / Zonda: Folclore Argentino / Carlos Saura
Kanlı Düğün, Tango, Iberia, Fadolar ve Flamenko, Flamenko gibi müzik ve dans filmlerinde bizi kendine hayran bırakan Carlos Saura, bu kez geleneksel Arjantin müziğinin yüreğini açan bir belgesel sunuyor. Arjantinin farklı bölgelerinde çekilmiş görüntüler ve ülkenin en iyi müzisyenleri tarafından seslendirilen geleneksel şarkılar sayesinde Arjantin şiirsel, büyüleyici bir nitelik kazanıyor; hem kulaklara hem gözlere hitap ediyor.

Aşka Özgürlük / Freeheld / Peter Sollett

Peter Sollettin Eylül ayında Toronto Film Festivalinde prömiyer yapan son filmi Aşka Özgürlük, Laurel Hester ile Stacie Andreenin gerçek aşk hikyesiyle eşitlik, adalet ve medeni haklar mücadelesini anlatıyor.. Hem kişisel hem de siyasal bir mücadeleyi ele alan bu dokunaklı cesaret hikayesinin başrollerini Julianne Moore, Ellen Page, Michael Shannon, Steve Carell ve Josh Charles paylaşıyorlar.

Gençlik / Youth / La Giovinezza / Paolo Sorrentino

Paolo Sorrentinonun, Oscar ödüllü Muhteşem Güzellik filminden sonra çektiği Gençlik, iki eski arkadaşın ilişkileri, gençlik anıları ve hayatlarını gözlerinden geçirmesini anlatıyor. Dünya prömiyerini Cannesda yapan Gençlik, Sorrentinonun farklı kamera açıları, çarpık yüzler, stilize görseller ve olağanüstü müzikler geçidiyle izleyiciye nefes kesici bir seyirlik sunuyor. Filmin başrollerini Oscarlı aktör Michael Caine, 2006da İstanbul Film Festivalinde Sinema Onur Ödülü alan Harvey Keitel ve Rachel Weisz paylaşıyor.

Sessiz Çığlık / Louder Than Bombs / Joachim Trier
Tekrar ve Oslo, 31 Ağustos filmleriyle tanıdığımız Joachim Trierin Cannesda Altın Palmiye için yarışan son filmi Sessiz Çığlık etkileyici bir psikolojik dram. Üç yıl önce ölen ünlü fotoğrafçı Isabellein büyük oğlu Jonah, annesinin anısına düzenlenen bir sergiye katılmak için evine geri döner. Jonah, kardeşi Conrad ve babaları Gene yıllar sonra ilk kez aynı çatı altında zaman geçirecektir. Gene oğullarıyla yeniden yakınlaşmak istese de Isabellee karşı besledikleri karmaşık duygular ve farklı anıları durumu zorlaştıracaktır. Senaryosunu Trier ve Eskil Vogtun ortaklaşa yazdığı Sessiz Çığlık, bir ailenin hayalleri, düş kırıklıkları ve sırlarının portresini çiziyor.

Yeni Ahit / The Brand New Testament / Jaco Van Dormael
Belçikalı oyun yazarı, senarist ve yönetmen Jaco Van Dormaelin 2009 tarihli filmi Bay Hiçkimseden sonra çektiği ilk film olan bu gerçeküstü komedi, ilk kez Cannesda Yönetmenlerin On Beş Günü bölümünde gösterildi ve büyük beğeni topladı. Yeni Ahit filminin başrolünde Coco Before Channel filminde performans sergileyen Belçikjalı yönetmen, oyuncu ve komedyen Benoît Poelvoorde yer alıyor. Filmde Tanrının Brükselde yaşadığı ve on yaşındaki kızı Ea ile arasındaki huzursuzluğun sıra dışı ve eğlenceli hikyesine tanıklık ediyoruz.

Saltanatın Mezarlığı / Cemetery of Splendour / Apichatpong Weerasethakul

Altın Palmiye ödüllü Uncle Boonmee Who Can Recall His Past Lives / Amcam Önceki Hayatlarını Hatırlıyor filminin yönetmeni ve 7. İstanbul Bienali sanatçılarından Apichatpong Weerasethakulun yeni filmi Saltanatın Mezarlığında da gerçeklik, fantastik öğeler, rüyalar, hayaletler ve bilinçaltı iç içe geçiyor. Oyuncu kadrosunda yönetmenin daha önce de beraber çalıştığı Jnejira Pongpas ve Banlop Lomnainin yer aldığı filmde Khon Kaenda yaşayan orta yaşlı bir ev kadınının bir klinikte gizemli bir uyku hastalığına kapılan askerlerle ilgilenmesi konu alınıyor. Prömiyerini Cannesda yapan filmde yönetmen Weerasethakul, yine çocukluk anılarından, ülkesi Taylandın acı olaylarla dolu geçmişinden ve ailesinden ilham alıyor.

Darmadağın / Disorder / Maryland / Alice Winocour

Genç Fransız yönetmen ve senarist Alice Winocourun ikinci filmi Darmadağın, ilk kez Cannes Film Festivalinde Belirli Bir Bakış bölümünde izleyiciyle buluştu. Bu psikolojik gerilimin başrollerini, Diane Kruger ile bu yıl İstanbul Film Festivalinde de gösterilen Çılgın Kalabalıktan Uzakta izlediğimiz başarılı oyuncu Matthias Schoenaerts paylaşıyor. Filmde, eski bir paralı asker olan Vincentın Lübnanlı bir işadamının eşini ve çocuğunu korumak için işe alınması, Vincentın savaş travmasıyla paranoyaya kapılması ve sonrasında gelişen olaylar ele alınıyor. Bütün film, Vincentın bakış açısından izleniyor. Yönetmen Alice Winocour, aynı zamanda Deniz Gamze Ergüvenin ödüllü Mustang filminin senaristlerinden. Hitchcockvari bir gerilim olarak övgü toplayan filmde kamera tek bir bakış açısını izliyor. Winocour, filmin ilham kaynakları arasında Antonioninin filmleri, The Conversation (Coppola) ve Take Shelter (Jeff Nichols) filmlerini sayıyor.

Uzaktan / Desde Alla / Lozenzo Vigas
72. Venedik Film Festivalinde Altın Aslana layık görülen Uzaktan / Desde Alla Filmekimi programında. 50 yaşındaki bir adamın 17 yaşındaki bir gençle tanıştıktan sonra hayatındaki sonsuza kadar değişen hayatını konu alan film, Guillermo Arriaganın hikayesinden uyarlanıyor. Filmin yönetmen koltuğunda ilk yönetmenlik deneyimine imza atan Lorenzo Vigas bulunuyor. Filmin rollerini ise Alfredo Castro, Luis Silva ve Jericó Montilla paylaşıyor.

Dağlar Uzaklaştığında / Mountains May Depart / Jia Zhang-ke

Çinli yönetmen ve senarist Jia Zhang-kenin hem yönetmenliğini yaptığı hem de senaryosunu yazdığı filmi Dağlar Uzaklaştığında, ilk gösterimini Cannes Film Festivalinde gerçekleştirdi. Başrollerinde Tao Zhao, Yi Zhang ve Jing Dong Liangın olduğu film geçmişten günümüze ve geleceğe uzanıyor. 1999, 2014 ve 2025 yıllarında Çin ve Avustralyada geçen film, parçalanan bir aile üzerinden kültürel değişim ve tüketici hırsının izlerini sürerek Çinin ekonomik ve toplumsal dönüşümünü ele alıyor. Dağlar Uzaklaştığındanın çekimlerine on yıl önce başlandı. Çinin en önemli çağdaş yönetmenlerinden Jia Zhang-kenin bir önceki filmi, yeni Çinin vahşi ve sert bir portresini çizen Günahın Dokunuşu, 2013 Filmekiminde gösterilmişti.

BİLETLER 19 EYLÜL CUMARTESİ SABAHI SATIŞTA

İstanbulda Filmekimi biletleri, 19 Eylül Cumartesi günü 10.30dan itibaren, Biletix satış noktaları, Biletix internet sitesi (biletix.com), Biletix çağrı merkezi (216 556 98 00) ile Atlas ve Rexx sinemalarında kurulacak gişelerden satın alınabilecek. 24-27 Eylülde Kurban Bayramı dolayısıyla tüm gişeler kapalı olacak.
Filmekiminin Beyoğlunda Beyoğlu, Atlas sinemaları, Kadıköy Rexx Sinemasının yanı sıra Ortaköyde Feriye Sinemasında yapılacak İstanbul ayağının biletleri hafta içi gündüz seanslarında (11.00, 13.30, 16.00) sadece 7 TL, hafta sonu gündüz seansları ve tüm 19.00 ve 21.30 seanslarında tam 17, indirimli 12 TL. Tüm 21.30 seansları 17 TL.
Lale Kart üyeleri için ön satış dönemi 16 Eylülde başlıyor. Siyah ve Beyaz Lale Kart üyeleri 16 Eylül Çarşamba; Kırmızı ve Sarı Lale Kart üyeleri 17 Eylül Perşembe ve 18 Eylül Cuma günlerinde özel indirimlerle biletlerini alabilecek.

BİR BİLET ALANA İKİNCİ BİLET HEDİYE

14. Filmekiminin sponsoru Vodafone FreeZone, sinema kampanyasını bu yıl da sürdürecek. Vodafone FreeZonelu sinemaseverler, Filmekiminde bir bilet aldıklarında aynı seans için bir bilet hediye kazanacaklar. Kampanyalı bilet satışları 19 Eylül gününden itibaren Filmekimi ana gişeleri ve biletix.com adresi üzerinden yapılacak. Kampanya koşulları hakkında ayrıntılı bilgi vodafonefreezone.com sitesinde yer alıyor.

TÜRKİYEYİ DOLAŞACAK
Filmekimi sadece İstanbulda değil, Türkiyenin farklı şehirlerinde de sinema ruhunu yaşatmaya devam edecek. 2011 yılından bu yana gittiği her şehirde büyük ilgi gören Filmekimi, bu yıl da Ankara, İzmir, Trabzon, Bursa ve Edirneye uğrayacak.
Filmekimi Ankara Büyülü Fener Kızılay Sinemasında 2-4 Ekimde; İzmir Karaca Sinemasında 9-12 Ekimde; Trabzon Atapark Avşar Sinemalarında 16-18 Ekimde; Bursa Cinetech Korupark Sinemalarında 23-25 Ekimde ve Edirne Cinemarine Sinemaları Margi Outlette 23-25 Ekimde gerçekleşecek.

Ayrıntılı bilgi için: filmekimi.iksv.org

 





E-Posta ile Yolla
Sayfayı Yazdır
Sosyal Paylaşım
Google
Blogger
Tumbir
Etiketler :
İsim Soyisim :
E-Mail :
UYARI : Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. Ayrıca suç teşkil edecek hakaret içerikli yorumlar hakkında muhatapları tarafından dava açılabilmektedir.
Uyarı
Güvenlik kodu :
Bu habere ilk yorumu siz yapın.
DİĞER HABERLER
Foother
SOSYAL MEDYA
Facebook Twitter RSS Sitemap
"Fatih Aktüel | https://www.fatihaktuel.com/"   Tum Hakları Saklıdır. © 2023 - 2024