Fatih haber,Haber fatih,Fatih YaÅŸam,Fatih aktuel ,Haber
Basın çalışanları ve medya grupları üzerinde çok ciddi baskılar olduğunu belirten Demirtaş, DİHA, son 2 ayda 20den fazla kapatma kararıyla karşı karşıya kaldı.
Web siteleri her seferinde kapatıldı. Ellerindeki kısıtlı imkanlarla haber ulaştırma,  bilgi akışını kamuoyuyla paylaşma hakkı ellerinden alınmaya çalışıldı.
Bütün bunlar içerisinde en vahimi birkaç gün önce Diyarbakırın Silvan ilçesinde yaşanan ciddi olaydır. Bir muhabirin kafasına silah dayayarak açıkça öldürme tehdidiyle gözdağı verilmek istendi.
Bütün bunlar kameralara yansırken hükümetten ne bir açıklama duyduk, ne baÅŸbakandan bu konuda bir özür duyduk diye konuÅŸtu. Â
TÜRKİYEDE GAZETECİLER SINIFLANDIRILDI
Medya mensuplarının kategorilere ayrıldığını savunan Demirtaş,  Medya mensupları, hükümete yakın olanlar ve bunun karşısında olan yani hükümetin yaptığı her yanlışı örtme telaşı içerisinde olmayan her gazeteci bu ülkede artık düşman statüsünde ele alınıyor. Türkiyede gazeteciler sınıflandırıldı ve maalesef açık bir şekilde hedef gösterilerek bir çoğuna yönelik saldırılar da gerçekleştirildi. Medya grupları polisler tarafından basıldı, siviller tarafından taşlandı, medya mensupları sokakta dövüldü, kafasına silah dayandı, mahkeme kararlarıyla da medya mensuplarının çalışmaları engellendi diye konuştu.
BİZ HDP OLARAK ÖZGÜRLÜĞÜMÜZÜN KISITLANDIĞINI DÜŞÜNÜYORUZ
Selahattin DemirtaÅŸ, insan hakları bakımından ifade özgürlüğünün bütün temel hakların anası olduÄŸunu belirterek, bunun en etkili aracının da medya olduÄŸunu dile getirdi.Â
Demirtaş, Yaygın medya, görsel medya,  yazılı medya ve sosyal medya ifadelerimizin, düşüncelerimizin kim olursa olsun toplumun bütün kesimlerine ulaştırılma aracıdır. Siz orayı baskılarsanız medya bir toplumda özgür olmaz ve kendini baskı altında hissederse bu sadece medya mensupları ve basın çalışanları için bir engelleme değil, bu düşüncelerini toplum ile paylaşmak isteyen herkesin ifade özgürlüğünün kısıtlanmasıdır. Biz de bu çerçevede HDP olarak özgürlüğümüzün kısıtlandığını düşünüyoruz. Çünkü hükümet yanlısı bir tutum almadığınız müddetçe linç saldırısı altındasınız, hedef gösteriliyorsunuz. Sizi şu veya bu şekilde düşüncelerinizle birlikte kamuoyuna yansıtmak isteyen medya grupları da sırf bundan dolayı maalesef düşmanlaştırılıp hedef haline getirilebiliyor şeklinde konuştu.
HAK İHLALLERİ GÖRÜNMESİN DUYULMASIN DİYE HÜKÜMET ELİNDEN GELENİ YAPIYOR
DemirtaÅŸ, DİHA görünmeyen, görülmesi istenmeyen, saklanan her ÅŸeyi ortaya çıkarmaya çalışıyor. Özellikle sokaÄŸa çıkma yasaklarının olduÄŸu ilçelerde mahallelerde yaÅŸanan hak ihlalleri görünmesin, duyulmasın diye hükümet elinden geleni yapıyor. Medyayı da bu yönüyle engellemeye çalışıyor diye konuÅŸtu. Â
AKP GEÇİCİ İKTİDARI BU KONUDA SINIFTA KALMIŞTIR
1980li ve 90lı yıllarda medyanın hak ihlallerini görmezden geldiÄŸini kaydeden DemirtaÅŸ, şöyle konuÅŸtu:Â
Bir kez daha hükümet yıpranmasın, devlet yıpranmasın, güvenlik güçlerinin morali bozulmasın diye insan hakları ihlalleri görmezden gelinirse bu toplumda büyük bir kırılma yaratır. Her halükarda toplum bunları görüyor ve duyuyor. Hak ihlalleriyle samimi bir şekilde mücadele eden, toplumun haber alma özgürlüğünü kısıtlamadan kendi yanlışlarının da toplum tarafından görülmesini isteyen siyasetçiler ancak topluma güven verebilirler. AKP geçici iktidarı bu konuda sınıfta kalmıştır. Her yerde medya özgürlüğünden bahsediyorlar ancak kendilerine yakın medya bile özgür değil.  Şunu biliyorum; birçok televizyonun genel yayın yönetmeni bizzat hükümet üyeleri tarafından telefonla aranıyor ve HDPli milletvekillerinin televizyonlara çıkarılmaması konusunda tehdit ediliyorlar. Şantaj ediliyorlar. Bundan elde edilen amaç nedir çok merak ediyoruz? Zannediyorlar mı ki bu şekilde HDPnin topluma ulaşması, halka sesini ulaşması engellenebilecek. Hayır! Bu mümkün değil.
SİLVANDA BASIN MENSUBUNA YÖNELİK OLAY...
Selahattin Demirtaş, açıklamalarının ardından basın mensuplarının sorularını da yanıtladı. Bir gazetecinin Diyarbakır Silvanda bir polisin DİHA kameramanına yönelik silah doğrultulması olayı hatırlatarak, Bununla ilgili bir girişiminiz olacak mı? şeklindeki sorusuna Demirtaş, Elbette... Aslında bu tür şeyler biliyorsunuz savcılar tarafından resen soruşturulması gereken ağır suçlardır. Açıkça silahla ölüm tehdidi yapılıyor. Orada bir yasal yetki yok. Hiçbir güvenlik personeline gazetecinin kafasına silah dayayıp ölümle tehdit etme yetkisini yasalarımız vermemiştir. Bunu aslında Silvandaki Cumhuriyet Savcısı bilmiyor mu? Biliyor tabi ki..
Fakat kendisi büyük bir siyasi baskı ve basınç hissediyor. Åžimdi bu siyasi baskıyı ve basıncı ortadan kaldırmadan bu tür vakalarda etkili soruÅŸturma yürütülmesini beklemek saflık olur. O nedenle toplum ÅŸunu bilmeli geçici hükümet yargı üzerinde, medya üzerinde öylesine bir öylesine bir korku ve baskı dalgası oluÅŸturmaya çalıştı ki, her türlü suçun örtülebileceÄŸini düşünüyor. Hayır böyle bir gerçeklik yok ÅŸeklinde yanıtladı.Â
Â
BU SUÇLARIN MEPSİNİN YARGI ÖNÜNDE HESABININ SORULMASI LAZIM
1 Kasımdan sonra yeni bir hükümetin Türkiyenin önüne geleceÄŸini de sözlerine ekleyen DemirtaÅŸ, Halk nasıl bir tercihte bulunur, bilemeyiz. Ama bu suçların hepsinin yargı önünde hesabının sorulması lazım.Yargısal olarak biz siyasetçiler olarak yargının harekete geçmesi konusunda bütün elimizden gelen giriÅŸimleri sürdüreceÄŸiz diye konuÅŸtu.Â
Â
PAYLAÅžTIÄžI O FOTOÄžRAF...
DemirtaÅŸa önceki gün sosyal medyada unutmayacağız yazısıyla birlikte paylaÅŸtığı bir fotoÄŸraf ve onunla ilgili daha sonra yapılan konuÅŸmalar hakkında da ne düşündüğü soruldu.Â
Demirtaş, şöyle yanıtladı: O fotoğrafın kendisi bir insanlık trajedisidir. Zaten daha sonra video da ortaya çıktı. Ben yerelde Şırnaktaki halktan da bilgiler alıp teyit edip öyle yayınlamıştım. Amacım bir provokasyon falan değildi. Bir siyasi propaganda da değildi. Gerçekten orada insanlık yerlerde süründü. Sonraki tepkileri izlediniz. Hükümet yanlısı bazı gazeteciler bu işin normal olduğu, rutin olduğunu, fotoğrafın, görüntülerin sahte olduğunu, bunun hükümeti yıpratma amacıyla yapıldığı gibi bir sürü yalana sığınmaya çalıştılar. Keşke böyle olmasa yani bu tür trajedilerle karşılaşıldığında herkes siyasi çıkarını, kişisel çıkarını bir kenara bıraksa ve o dakikalarda insan olsa... Sadece insanlığını düşünse amasız ve ancaksız önce bu vahşeti bir lanetlese ondan sonra var eleştirileri partime de şahsıma da yapabilirler. Bundan gocunacak halimiz yok.
BaÅŸbakanın açıklaması da tatmin edici olmaktan uzak hele İçiÅŸleri Bakanının açıklaması tam bir faciadır. Aman güvenlik güçlerinin moralini bozmayalım diyor. Sen bir halkın onuruyla haysiyetiyle oynayacaksın. İnsanlık onuruyla oynayacaksın. Ben ÅŸunu merak ediyorum. Türk halkı ondan incinmiyor mu? mesela. Senin orada kaygın 3-5 güvenlik görevlisinin morali bozulmasın mı? kaygısıdır. Toplumun hepsinin onuru, haysiyeti, morali bozulacak. Bu umrunda olmayacak. İnsanlık yerde sürüklenirken, sen hala BaÅŸbakan ve Bakan olarak güvenlik güçlerinin morali bozulmasın diye kaygı duyacaksın. Bu tam da faÅŸizmin kendisidir iÅŸte.Â
SURİYEDE RUSYANIN MÜDAHALESİ
Öte yandan Selahattin DemirtaÅŸ, bir soru üzerine Suriyede, Rusyanın müdahalesi ile sınır ihlalleri üzerine Türkiye ve NATOnun tepkileri ile ilgili olarak da açıklamalarda bulundu. Suriyede durumun giderek kötüleÅŸeceÄŸine dair ciddi endiÅŸeleri ve kaygıları olduÄŸunu kaydeden DemirtaÅŸ, GidiÅŸat öyle gösteriyor ki, Suriyede savaÅŸ daha da derinleÅŸecek çünkü büyük güçler ve devletler ÅŸimdiye kadar Suriyede bir vekalet savaşı yürütüyordu. BaÅŸka aktörler aracılığıyla, kendilerinin sahaya sürdüğü taÅŸeronlar aracılığıyla Suriyede bir 3. Dünya savaşı yürüyordu. Ama ÅŸimdi aktörlerin kendisi bizzat sahaya inmeye baÅŸladı. Amerika var, Rusya var, Çin var ve önümüzdeki günlerde koalisyon güçleri içerisinde bulunan baÅŸka aktörler de öne çıkmaya çalışacaktır.  Bu her ÅŸeyden önce savaşın daha da derinleÅŸeceÄŸini ve Suriyede daha büyük bir ÅŸiddetin baÅŸ göstereceÄŸinin iÅŸaretleridir diye konuÅŸtu.Â
KENDİ KÜRTLERİNİN POLİS PANZERİNİN ARKASINA TAKIP SÜRÜKLEYEN BİR TÜRKİYE .....
Suriye krizinde Türkiyenin alması gereken rolün sahadaki etkili aktörlerle eÅŸit ve doÄŸru iliÅŸki kurmak olduÄŸunu da ifade eden Selahattin  DemirtaÅŸ, Türkiyenin radikal gruplar üzerinden savaÅŸ yürütmeyi bırakması gerektiÄŸini belirtti.Â
Demirtaş , Bakın belki bugün söyleyeceklerim çok iyi anlaşılmayabilir ama Türkiye Suriyede barışın öncü gücü olabilir. Bu kadar büyük bir potansiyeli var. Birincisi, ilk atması gereken adım içeride hızlı bir barış sürecine geri dönüş. Kendi Kürtleriyle bile barışamayan, kendi Kürtlerini polis panzerinin arkasına takıp sürükleyen bir Türkiye, Suriyedeki Kürtlerle nasıl işbirliği yapacak.
Suriyedeki Kürtleri terörist olarak tanımlayan bir Türkiye oradaki Kürtlerle nasıl işbirliği yapacak. Şimdi okyanusların ötesinden öbür kıtalardan insanlar gelip oradaki Kürtlerle ilişki yapmaya çalışıyor. Türkiyenin kardeşim dediği, tarihsel birlikteliğimiz var dediği, etle tırnak dediği Kürtler, Türkiye tarafından terörist olarak tanımlanıyor.  Bu büyük bir hatadır. İçerde hızlı bir barış süreci, Suriyedeki Kürtlerle oradaki yapılarla doğru bir ilişki ve işbirliği geliştirilmeli ve Suriyede çözümün önünü, barışın önünü açabilecek aktör haline Türkiye oradaki gruplarla temas kurarak gelebilmelidir. diye konuştu.
Selahattin DemirtaÅŸ açıklamalarının ardından sonra milletvekilleriyle birlikte DİHA çalışanlarıyla sohbet etti. Ziyaret yaklaşık 1 saat sürdü.Â
Enver ALAS / DHA