Fatih haber,Haber fatih,Fatih Yaşam,Fatih aktuel ,Haber

Fatih Aktüel

Video Galeri
Foto Galeri
Web Mobil
Bu yazı 2820 kez okundu.
Yazının Tarihi :   26 Kasım 2015 - 12:41:52

KARMATİLERİN İNANÇ VE İBADETLERİ (2)

Büyüt
Küçült
KARMATİLERİN İNANÇ VE İBADETLERİ

Şerif Ali Minaz

Kütahya'nın Simav ilçesinde doğdu. İlköğrenimini köyünde, orta öğrenimini Bursa’da, yüksek okulu da İstanbul’da bitirdi. Öğretmen olarak başladığı memuriyet hayatına önce İznik Lisesinde, daha sonra da İstanbul Eyüp Sultan, Kabataş Erkek, Beşiktaş kız, Pertevniyal Akşam Liselerinde devam etti. 1997 yılında Davutpaşa Akşam Lisesinden emekli oldu. Şişli Terakki Lisesi ve Özel Beyoğlu İtalyan Lisesinde de(1985-2005) ücretli olarak görev yaptı. Bir TV. Kanalında, “Yarınlara Doğru” adlı sohbet programını hazırladı ve sundu. Fatih Aktüel.com’da haftalık yazım hayatına devam etmekte.

            


          HULÜL VE HALLAC
     Değerli okuyucu, bir önceki yazımızda “Bir Bilen” dostumla Karmatiler üzerine sohbet etmiştik. Bu yazımızda da kaldığımız yerden devam etmek istiyorum.
Dedi ki “Bir Bilen”:
 “Sevgili Dostum, Karmatilikte HULÜL anlayışının da önemli bir yeri vardır. Malumunuzdur ki, bu inanca göre, Allah, gerek zatıyla gerek sıfatlarıyla bazı yarattıklarının suretinde tecelli edebilir.  Tıpkı bazı Hristiyan mezheplerinde, Cenabı Allahın Hz. İsaya hulül ettiği, yani Hz. İsa suretine girdiğinin kabul edilmesi gibi.”
   Ünlü mutasavvıf Bistami ve Hallacın da bu hulül fikrini savundukları görülür. Onların bu konudaki düşüncelerini oryantalist Nicholson şöyle ifade eder:
     “Hallac, dualist karakterli tanrı anlayışıyla tasavvufa damgasını vuran bir sufidir. Hallacın hulül inancına göre Allah, lahuti (ilâh) ve nasuti (insan) bir yapıya sahiptir. Hallacın anlayışına göre, önce Allah vardı. Allah zatına baktı ve kendini sevdi. Bu bakış ve sevgi zatının bütün sıfat ve isimleriyle Âdem şeklinde bir suret olarak ortaya çıktı. Bu suret, Allahın bütün sıfatlarına sahiptir. Hallac, Süryanilerden aldığı bu inancını şöyle dile getirmektedir:
Ruhun ruhuma karışmış, içkinin suya karıştığı gibi,
Sana bir şey dokunursa, bana dokunur, çünkü her durumda sen benim
O seven ben, o sevilen de benim. Bir bedene girmiş iki ruhuz biz.
Beni seyredersin ona baktıkça. Onu bende görüyorsun açıkça
    Bu mezhepte iblis ve şeytan çok masum ve dahi mazlum mahluklardır.. İblis konusunda İbn Arabinin de esin kaynağı olan Hallacın düşünceleri, ne yazık ki, bu gün sanattan ve felsefeden psikolojiye kadar birçok alana yayılmıştır.
          Bu bağlamda Hallac İçin söylenenlerden ikisini hatırlayalım isterim. Çünkü bazı çevrelerce okunan biri Hallac.  El-Fihrist sahibi İbnun-Nedim (ö. 385), Hallac için şöyle demektedir: “Hileci, hokkabaz, illüzyoncu bir adamdı. Sahip olduğunu iddia ettiği bilgilerin tümünde sıfır idi.., Cahil olduğu için cesurdu. İlahlık iddia ederdi... Krallar yanında şii, halk nezdinde sufi geçinirdi...”
“Eşari ekolünün önemli temsilcisi olan Bakıllani (ö. 403) ise, Hallacı bazen tanrılık, bazen peygamberlik ilan eden hilekâr, hokkabaz bir adam olarak gösterir. Ona göre Hallaç, Firavnın sihirbazlarına benzer.
  Bakıllani ise, Hallacdan söz ederken, Bağdadda hazırladığı ve adına Beytul-Azamet dediği bir evi bulunduğunu ve illüzyon gösterilerine uygun biçimde özel hazırlanan bu evin, Halaca isnad edilen kerametlerin imal yeri olduğunu söyler.”
            KARAMATİLERİN İBADET ANLAYIŞLARI
    Kahveci, çaylarımızın ikinci bardaklarını önümüze koyarken sordum “Bir Bilen”e. “Biraz da ibadet anlayışlarından söz eder misiniz?” dedim.
  “Eveet,” dedi, biraz düşündükten sonra devam etti: “İbadetler konusunda da ilginç düşünceleri vardır Karmatilerin.
Meselâ, Hac ibadeti mi dediniz? Mesnevide geçen bir anekdot ve devamı onların bu konudaki anlayışını çarpıcı bir şekilde vurgular:  Bayazid Bistami hacca gitmeye niyet eder ve yola koyulur. Bir şeyh ona der ki:: “Kâbe benim, Ben. Çevremde yedi kez dön ve memleketine git. Beyhude zahmet çekip Hicaza gitme. Kâbe kuruldu kurulalı Allah oraya bir kez bile girmedi. Oysa ki benim varlığım vücut bulalı Allah bu evden hiç çıkmadı.” İşte böyledir gerçek hac ibadeti. Onlara göre bir de zahiri hac vardır ki, o da belli ritüelleri ifa ederek herkesin yaptığı hacdır…
     Namaz ve zekât mı dediniz? Eşitliğin sağlanması için zekât önemlidir. Yoksula, durumu düzelinceye kadar; borçluya, borcunu ödeyinceye dek infak etmek farzdır. İlk ve önemli görev budur. Bunu yapmayanın namaz kılması boşunadır. Namaz, oruç, hac gibi ibadetler bireyseldir ve kişinin kendi kararına bağlıdır. Önemli olan, mülkiyet ilişkisi, sosyal adalet, eşitlik, hakça paylaşımdır.   
     Karmatiler bu amaçla zekât, fitre ve sadakaları ortak bir havuzda topluyorlardı. Kadın ve erkek herkes, ortak havuza bir dinar veriyordu; bu, giriş infakıydı.  Ayrıca ahd veya mithak adını verdikleri yedi dinarlık  yemin töreni infakı vardı. 12 dinarlık bir vergi daha vardı ki bu da tebliğe muhatap kişinin bölge daisi (davetçi) ile tanışması sırasında alınırdı. Ve servetten alınan vergi, kırkta bir değil;  beşte birdir.
   Karmatilikte namaz, güneşin batışında ve doğuşunda iki rekat olarak eda edilen bir ibadettir.. Camiye de gerek yoktur. Bu düşünce ile İranlı bir zenginin yaptırdığı cami hariç, tüm camileri yıkmışlardır. Oruç ise yılda iki defa tutulur; o da Nevruz ve Mihrican günlerinde tutulur. Cinsel ilişkiler sonrasında tüm vücudu yıkamaya gerek yoktur; normal bir abdest alırlar.”
 
        VELHASIL 
      Karmatiler hakkından bunları anlattı dostum.
     “Zehri altın tas içinde sunarlarmış, bal da onun suç ortağı olurmuş,” deriz ya. Kurân ve hadisler alet edilerek çeşitli fikirler ortaya atılmış tarihin çeşitli dönemlerinde. Ne yazık ki, onlara inanan insanlar da, her zaman bulunmuş ve ve gelecekte de bulunacaktır.
   Geçmişte de böyle bir mezhep ve müntesipleri vardı. Bu mezhep mensuplarının yazdıkları ve yapıp ettikleri, o günden bu güne uzanıp geldi. Günümüzde de benzerlerini görmek mümkündür. Hatırlamak ve müteyakkız olalım istedik.. Selam ve dua ile hoşça kalınız..


 
Not: Bir Bilen geniş bilgi için aşağıdaki kaynakları da tavsiye etti:
a)     Sayın İbrahim Sarmışın 30 mart 2013 tarihli makalesi
b)    İslâm Ansiklopedisi c. 24 T.D.V.
c)     Yaşar Nuri Öztürk Hallac-ı Mansur ve Eseri, 30-2. Yeni boyut, İst/1996)
 



 


 


 


 


 


 


 


E-Posta ile Yolla
Sayfayı Yazdır
Sosyal Paylaşım
Google
Blogger
Tumbir
İsim Soyisim :
E-Mail :
UYARI : Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. Ayrıca suç teşkil edecek hakaret içerikli yorumlar hakkında muhatapları tarafından dava açılabilmektedir.
Uyarı
Güvenlik kodu :
Bu habere ilk yorumu siz yapın.
YAZARA AİT DİĞER YAZILAR



Foother
SOSYAL MEDYA
Facebook Twitter RSS Sitemap
"Fatih Aktüel | https://www.fatihaktuel.com/"   Tum Hakları Saklıdır. © 2023 - 2024