Fatih haber,Haber fatih,Fatih Yaşam,Fatih aktuel ,Haber
BU BAYRAM, İÇİMDEN GÜLMEK GELMİYOR
Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı merhum Hikmet Şahinle 2006da Rabata “Dünya Belediyeler Birliği” toplantısı için gittiğimizde çadırda Bedevi danslarını seyrederken sızlamıştı. Çünkü içlerinden geçen neydi bilemiyorum ama Fransız, İtalyan ve diğer Avrupalı turistler danstan müthiş keyif alıyorlardı. Duygularımı merhum başkanla da paylaşmıştım. “İşte, İslam alemi bu durumda..” demiştim. Şimdi, Ramazan Bayramını idrak etmekte olduğumuz şu günlerde tablo değişmedi ki, aynen devam ediyor. Müslümanlar birbirlerini vuruyor. Batı, gene seyrediyor.
İSLAM DÜNYASININ ACINACAK TABLOSU
Dünyada, 20. yüzyılda büyük değişimler yaşanıyor. Batı, kendi yazdığı senaryolarla İslam dünyasını düşman ilan ediyor. Geçen yüzyıl sonunda 1992de onbinlerce Bosnalı 1994te de Çeçen müslüman katlediliyor. Yüz binlerce Afganistan, Pakistan ve Doğu Türkistanlı müslüman ölümün pençesinden kaçmaya çalışıyorlar.. Petrol zengini Suudilerin bitişiğinde Sudanda çocuklar, yetersiz besin ve temiz su nedeniyle ölüyorlar. Şu sıralarda Irakta binlerce Müslüman yok ediliyor, İslam kültür ve sanat merkezleri yerle bir ediliyor. Mısırda İhvan ve Asker taraftarları birbirine düşmüş, karşıt gruplar halinde her gün miting ve yağmalama yaparken siyaset kokan idam kararları da adalet sistemine olan inancı yok ediyor. Libya ve Yemende Müslümanlar birbirleriyle çatışarak öldürüyorlar. Bütün bu olaylarda öldüren de ölen de “Allahu ekber” diyor. Suriyede Esed ve karşıtlarının yılan hikayesine dönen çatışmalarından kaçan ve çoğu Türkiyeye gelmiş mülteciler acı içinde kıvranıyorlar.. Uzak doğuda Myanmarda Budist teröristler ortalama günde 35 Müslümanı katlediyor..
OYSA BAYRAMLAR BÖYLE Mİ OLMALIYDI?
Bayramlar, millet olarak huzur, sevinç, neşe ve kardeşliğin dalga dalga yayıldığı, huzurun paylaşıldığı, fakir, muhtaç, yetim ve kimsesizlerin başlarının sahiplenildiği, büyüklerin dualarının alındığı, küçüklerin sevindirildiği, komşulukların güçlendiği günler olmalıydı. Devletler düzeyinde de birbirleriyle dayanışma içinde olmalı, zengin ülkeler, mali yönden yetersiz durumdaki diğer ülkelere destek verebilmeli, kavga ve savaşların çıkmasına engel olunmalıydı.. Ve Türkiye, İslam dünyasındaki parçalanmalara izin vermemeli, ülkelerin iç anlaşmazlıkları sırasında taraf tutmak yerine hakem ve arabulucu rolü üstlenmeliydi.
DEĞERLENDİRME
Bütün bunları düşündüğümüzde, biz şimdi doğru yerde miyiz, diye başımızı önümüze koyup kara kara düşünmeliyiz. Ve hemen ardından bayramları fırsat bilmeli ve işe koyulmalıyız. Fert ve Müslüman olarak, millet ve devlet olarak birlik ve beraberlik duygularını güçlendirmeli, kin, nefret ve şiddet duygularını artık bir tarafa bırakmalıyız.. Milletimizin tarihinde destan yazan zaferlerinin üzerinde kurduğu medeniyeti esas almalı, ülkemiz ve coğrafyamızda huzur ve güvenliğin tesisi uğrunda mücadele vermeliyiz. Hz. Peygamberimiz (s.a) “Müminlerin dertleriyle dertlenmeyen bizden değildir” diye ne güzel buyurmuş.. Bizler de ona uymalıyız. Bayram sevincini günlük yaşantımıza yansıtmalıyız. “Bütün bunlar hayal mahsulü” diyenler olabilir. Batı, kavga ve gürültüsüz refah içinde yaşarken İslam dünyasının da aynı huzur ortamında yaşamasını istemek için illa ki Türk ya da Müslüman olmak da şart mıdır?.. Bunun için insan olabilmek yetmez mi?..
Bütün bu acı gerçekler gölgesinde, bu bayram içimden gülmek gelmiyor. Ancak gene de hayırlara vesile olur umuduyla iyi bayramlar..