Fatih haber,Haber fatih,Fatih Yaşam,Fatih aktuel ,Haber

Fatih Aktüel

Video Galeri
Foto Galeri
Web Mobil
Bu yazı 3275 kez okundu.
Yazının Tarihi :   07 Ocak 2017 - 23:37:33

BİR PENCEREDEN ÜLKE VE İNSANIMIZIN GÖRÜNÜMÜ

Büyüt
Küçült
BİR PENCEREDEN ÜLKE VE İNSANIMIZIN

Şerif Ali Minaz

Kütahya'nın Simav ilçesinde doğdu. İlköğrenimini köyünde, orta öğrenimini Bursa’da, yüksek okulu da İstanbul’da bitirdi. Öğretmen olarak başladığı memuriyet hayatına önce İznik Lisesinde, daha sonra da İstanbul Eyüp Sultan, Kabataş Erkek, Beşiktaş kız, Pertevniyal Akşam Liselerinde devam etti. 1997 yılında Davutpaşa Akşam Lisesinden emekli oldu. Şişli Terakki Lisesi ve Özel Beyoğlu İtalyan Lisesinde de(1985-2005) ücretli olarak görev yaptı. Bir TV. Kanalında, “Yarınlara Doğru” adlı sohbet programını hazırladı ve sundu. Fatih Aktüel.com’da haftalık yazım hayatına devam etmekte.
 
 
       BİR RÖPOTAJDA DİLLENDİRİLENLER
     Değerli Okuyucum, bu yazımda ülkemiz gençliğine ve insanına bir pencereden bakmak istiyorum. Öncelikle sizlere bir röportajdan söz edeceğim. Bu, Ayşe Arman Hanımın E. Kuran ile yaptığı ve 1. Ocak
2017 tarihinde Hürriyette yayımlanan bir röportaj.
    Orada, Fütürolog Alvin Tofflerın şu sözü naklediliyor:
 “21. yüzyılın cahilleri, eskiden öğrendiği ve artık işe yaramayan bilgilerden vazgeçmeyenler olacaktır!”
Ve, daha sonra ülkemizdeki “Y” kuşağının resmi şöyle çiziliyor:
Onların hayalleri, mutlu olmak ve bunun için de, ülkeyi terk etmek
üzerine kurulu imiş.
    Onlar, son derece ümitsiz ve mutsuz imiş.
Onlar, fırsatsızlık, değersizlik, umutsuzluk ve hayalsizlik bariyerlerini
 aşmaya çalışıyorlarmış.
O röprtaja göre ülkemizde
27 milyon “Y” kuşağı,
20 milyon da “Z” kuşağı varmış.
Ve ülkemiz, bu 47 milyon genci anlamak ve onlara umut vermek zorunda imiş.
Ve dahi ülkemizde 181 üniversite,
 okullara kayıtlı 13.3 milyon genç varmış. Bunların 7.8 milyonu, lisans öğrencisiymiş.
2016 raporlarına göre, 15-29 yaş arası işsiz gençlerin oranı yüzde 30 imiş. Oysa bu oran, 34 OECD ülkesinde
ortalama yüzde 14 imiş.
Ve yine O röportaja göre Türkiyede gün geçtikçe VASATLAŞMA yaygınlaşıyormuş. 
Vasatlaşma, kültürde, sanatta, edebiyatta ve iş dünyasında da yaygın halde imiş.
Vasatlaşma da ne demek mi????
Vasatlaşma, Pozisyona tam uygun olmayan, ama durumu idare edeni işe almak demekmiş.
Röportajda, sosyal psikolog Fred Luthansın söylediği şu söz de ilginçti:
 “Ne yaparsan yap, psikolojik sermayeyi güçlendireceksin.”
Bunun da dört bileşeni varmış.
 Birincisi UMUT.
 İkincisi İYİMSERLİK.
üçüncüsü FAYDALI OLMAK.
 Dördüncüsü ve en önemlisi DAYANIKLILIK.
Dayanıklılık, esneme ve adapte olma kabiliyeti demekmiş.”
 Evet, işte böyle. İki Hanımefendi bir pencereden bakarak ülkemizin,
İnsanımızın ve gençlerimizin resmini böyle çizmişler söyleşilerinde.
 
  NEDEN BU HALE GELDİK?
  Öyle sanıyorum ki sizler de bu soruyu soruyorsunuz kendi kendinize.
Dilerseniz, bir başka pencereden bakarak bu sorumuza cevap bulmaya çalışalım.
   Uzmanlar derler ki, Bir zamanlar A. Camus, Jan Paul Sartre,
Heiddeger ve benzeri düşünürler vardı. Bu filozofların temsilciliğini yaptığı Nihilizm ve Existansiyalizm adı verilen felsefi akımlar vardı.
Bu akımların etkisiyle ve bakış açısıyla yazılan hikâye ve romanlar, ne yazık ki kitleleri böylesi acı bir sonuca doğru sürükledi.
  Bu felsefeler doğrultusunda yazılan eserler, okuyucusuna nikbin ve ümitvar olmayı değil; bedbinliği ve karamsarlığı telkin ediyordu.
Bu eserler, İnsanın tesadüfen var olduğunu ve bu dünyaya sürgün edildiğini, fırlatılıp atıldığını iddia ediyordu.
   Bu felsefi ekolün filozoflarına göre insan, kendi kendini yaratmalıdır.
   Kişi sosyal bir varlık değildir. Dolayısıyla olabildiğince bencil olmalıdır; sevgi, saygı, şefkat, merhamet sözcükleri, safsatadan ibaret kavramlardır.
    Ölüm, hayatın, var olmanın sonudur; ondan sonra dirilmek, yeni bir hayat tasavvuru ve inancı da anlamsızıdır.
Orada iyilerin ödüllendirileceği, kötülerin ceza göreceği inancı
dogmatik, absürt bir inançtır.
   Biz bu dünyaya isteyerek gelmedik, o halde kendi özgür irademizle
hayata son verip intihar edebiliriz. Her an bir intihar bombacısı olabiliriz.
    Bu felsefeciler, ÜST İNSAN fikrini de savunurlar. Ve içimizden birinin Tiranlaşmasına, kutsanmasına, hatta tanrılaşmasına da izin verirler.
Onlara göre Hitler ve benzerleri ÜST insan olma hakkına sahiptirler.
   VELHASIL
 Yukarıda çizilen resme bakıp, “niçin bu hale geldik?” sorusuna muhtelif cevaplar verilebilir. Ama bahsettiğimiz filozofların düşünceleri göz önüne alınırsa aşağıdaki sorularda gizlenmiş gibi cevaplar sanki.
     Bizler ve dahi “X” “Y” ve “Z” kuşakları, bu felsefi düşüncelerin etkisi ile yazılmış olan hikâye ve romanların ne denli tesiri altında kaldık acaba?
    Bu felsefe ile hazırlanan Hollywvoot  veya Yeşilçam yapımı diziler, farkında olmadan şuuraltımızda izler bırakmış mıdır acaba?????
    Gençlerin, sevgisizliği, bencilliği, paradan başka bir şey düşünmemesi, her karış toprağı şehit kanları ile sulanmış bu aziz vatanda mutsuz ve karamsar olmaları eğitim ve öğretim sistemimizin ciddi bir şekilde sorgulanmamasından mıdır acaba???
   Bürokrasi ve işveren dünyasında VASATLAŞMANIN yaygınlaşması,
bu felsefi görüşlerin, şuur altımıza sinsice yerleşmesinden midir dersiniz???
Evet, suçlu kimdir bilmiyoruz, ama insanımızda psikolojik sermayeyi
 güçlendirmek zorundayız. Gençlerimize ümit vermeli, onlarla empati yapmalıyız.
 Onlara, İYİMSERLİĞİ FAYDALI OLMAYI, DAYANIKLILIĞI telkin etmeliyiz.
Hepimizin zihinlerinde şu cümle iyice yer etmeli:
“KENDİ VATANINI CENNET YAPAMAYANLAR,
GİTTİKLERİ YERİN KENDİLERİNE CEHENNEM
 OLACAĞINI ÇOK İYİ BİLMELİDİRLER.”
 Mutlu, umutlu, inançlı, kararlı bir gençlikle dopdolu olan cennet bir vatanda ilelebet yaşayabilmemiz dilek ve dualarımızla hoşça kalınız..
 
 
 
 
 
 

 

E-Posta ile Yolla
Sayfayı Yazdır
Sosyal Paylaşım
Google
Blogger
Tumbir
İsim Soyisim :
E-Mail :
UYARI : Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. Ayrıca suç teşkil edecek hakaret içerikli yorumlar hakkında muhatapları tarafından dava açılabilmektedir.
Uyarı
Güvenlik kodu :
Bu habere ilk yorumu siz yapın.
YAZARA AİT DİĞER YAZILAR



Foother
SOSYAL MEDYA
Facebook Twitter RSS Sitemap
"Fatih Aktüel | https://www.fatihaktuel.com/"   Tum Hakları Saklıdır. © 2023 - 2024