https://www.facebook.com/tulumbaciagasi

  sabri-yalin@hotmail.com

                                   BU KAVGA HİÇ ŞIK OLMADI
Geçtiğimiz günler, İstanbul Aksarayda meydana gelen Turist - esnaf kavgası, sadece ülkemizde değil, dünyada da gündem konusu oldu.
Aslında kavga, sudan bahanelerle çıkmıştı.
Bir marketten su almak isteyen turist, dolaptaki su şişelerini devirince, dükkan sahibi ve komşu esnaf tarafından tartaklanmak istenmişti.
Ancak saldırganlar, faka basmışlar ve turistten de dayak yemişlerdi.
KAVGANIN TARAFLARI NE DEDİ
Kavgaya karışan esnaf, bakın kendini nasıl savunuyordu; “ İrlandalı turist,  dükkana gelip alkol istedi, satmadığımızı söyleyince bizimle tartıştı. Daha sonra yanında arkadaşlarıyla tekrar geldi. Dolaptaki suları devirip tezgahımızı dağıttı. Burada herkes birbirini tanıyor olduğu için birlikte kendimizi savunduk. Ama gazeteler, turistin herkesi dövdüğünü yazmış. Oysa sadece bir kişiye yumruk atmıştı dedi.
Kavganın diğer tarafındaki Kuveyt asıllı İrlandalı Mohammed Fadel Dobbous ise şunları söyledi: “Bir su yüzünden bana şiddet uygulamak istediler. Ama herkes bu yaşananlar için çok üzgün olduklarını söylüyor. Ben Müslümanım, Türkiyeyi seviyorum kimseyle hesabım yok. Boksör de değilim. haklıyım, bu yüzden korkmadım ve kendimi savundum dedi.
Olayın görüntülerini televizyonlardan seyreden herkes kimin haklı, kimin haksız olduğunu ayan beyan görmüştü.
BU OLAYLAR İLK MİYDİ
Buna benzer olaylar, ülkemizde ilk kez cereyan etmiyordu.
Turistlerin dövüldükleri, soyuldukları ve öldürüldüklerine dair haberleri basından hep öğreniyoruz.
Bayan turistlerin tecavüz edildikten sonra öldürüldüklerini de..
Bu kötü örneklerin yaşandığı bir ülke olarak, iyi bir yerde sayılmayız..
12 yıl önce Galatasaray Leeds United maçı sırasında Taksim meydanında iki İngiliz taraftarın öldüğü olaylarla ilgili hafızamızı yoklayalım..
Galatasarayın 2-0 galibiyetine sevinmeye bile fırsat bulamamıştık.
O gün ölen taraftarlar için İngiltereden özür dilenmesini önerenler, ciddiye bile alınmamıştı. Ancak devletler arası görüşmeler sırasında İngiliz hükümetinden özür dilenmişti..
Türkiye, bu özür nedeniyle hiç de küçülmemişti...
TÜRKİYEDE ESNAFIN HALİ
Esnaf üzerinde analitik bir değerlendirme yaparsak, ilginç gerçeklerle karşı karşıya gelebiliriz.
Ülkemizde bir kısım esnaf, siyasi çekişmelerin içine çekilmeye çalışılmış, futbol maçları, Gezi Parkı gibi toplumsal olaylarda İktidar ve muhalefetin bir türlü bitmeyen itiş kakışlarında taraf olmaya yönlendirilmiştir.
Son olayda da elde sopa hazır bekleyen bazı esnaf, kendileri için hedef gördükleri İrlandalı Turiste saldırmış olamazlar mıydı?...
Sadece bu kadar mı? Bir çok kentin, minibüs durakları, okul önleri ve mahkeme çıkışları meydan kavgalarının arenası haline gelmedi mi?
Yani esnafın vermiş olduğu bu tepkinin gerçek sebebi, sadece mazlumun yanında olmak gibi basit bir şey değildi.
Sonuçta bir kısım esnaf, aşırı sol ile muhafazakar düşüncenin arasındaki ayrışmanın sembolü haline gelmişti.
GELENEKLERİMİZDE MİSAFİR
Oysa, geleneklerimiz, toplumda itibar görmenin en önemli şartlarından biri olarak misafir ağırlamayı işaret etmektedir..
Misafire kötü davranılması, kesinlikle doğru bir hareket değildi..
Hatta bazı sözleri gerçek dışı bile olsa, yalanı yüzüne vurulmazdı...
İslamiyetten önce Arap kabilelerinde misafir kervanları, hazine taşımış olsalar dahi zarar görmelerine izin verilmezdi..
Peygamberimiz (s.a) zamanı peygamberlik iddiasında bulunan yalancı Müseylemenin, iki elçisine dokunulmamıştı bile..
Ebû Şurayh el-Kâbîden rivayet olunduğuna göre; Rasûlullah (s.a.) şöyle buyurmuştur: Kim Allaha inanıyorsa misafirine ikram etsin.“
DEĞERLENDİRME
Eskiden hal vardı.. Şimdi o bitti, sadece kaal kaldı.. Yani eskiden ahlaki değerler sadece yaşanırdı.. Artık yaşanmıyor, sadece konuşuluyor..
İşte bu yüzden kendimizi sıygaya çekme zamanımız gelmiştir.
Hem fert olarak..
Hem millet olarak..
Hem de devlet olarak..
İyi haftalar..