Gök, Mecliste düzenlediği basın toplantısında, saldırı sonucu İstanbul Cumhuriyet savcılarından Mehmet Selim Kirazın hayatını kaybetmesini büyük bir üzüntüyle karşıladıklarını belirterek, CHP olarak nereden gelirse gelsin her türlü şiddete ve teröre karşı olduklarını söyledi.
Gök, hayatını kaybeden savcı Kiraza Allahtan rahmet, yakınlarına, yargı camiasına ve tüm sevenlerine, Türk ulusuna başsağlığı diledi. Bu konuda ortada önemli sorular bulunduğunu belirten Gök, Başbakanın açıklamalarının olayın olduğu andan bitimine kadar gündemde yer almadığını Mecliste hükümet adına bulunanlara olayı sorduklarında hiçbir cevap alamadıklarını kaydetti.
Konuyu Cumhurbaşkanının açıklamalarıyla takip ettiklerine dikkati çeken Gök, Bu ülkenin bir hükümeti yok mudur, bu hükümetin bir Başbakanı yok mudur, bu hükümetin bir içişleri bakanı yok mudur? diye sordu.
Bunun sıradan bir olay olmadığını ifade eden Gök, şunları kaydetti:
BAŞBAKAN MIZMIZ ÇOCUK GİBİ
Başbakan yüzleri maskeli, elleri silahlı kişilerden bahsediyor. Bayın Başbakan o kişiler oraya yüzleri maskeli girmedi ki. Ellerini kollarını sallaya sallaya girdiler. Senin istihbaratın, senin güvenliğin ne işe yarar? Olaydan emniyet kuvvetlerinin haberi yok, istihbaratın, MİTin haberi yok, hükümetin haberi yok. Başbakan hala mızmız bir çocuk gibi genel başkanımıza güya çamur atacak. Savcı rehine alınmış, aradan saatler geçmiş ve arabulucular çağrılmış görüşmeler yapılıyor, Başbakandan tık yok. Cumhurbaşkanı konuşuyor. Başbakan Sayın savcı hayatını kaybettikten, operasyon bittikten sonra açıklamalar yapıyor. Ülkede çok ciddi bir hükümet krizi vardır. Böyle bir hükümetin Başbakanı yoktur. Bir savcının odasına girerek, rehin alarak bir operasyon yürüten bu terör unsurlarına karşı devletin bu kadar seyirci kalması affedilebilir değildir. Savcı göz göre göre hayatını kaybetmiştir.
Savcının rehin alındığı odada neler yaşandığının hala bilinmediğini belirten Gök, Adli tıp raporlarından sonra umuyoruz ki savcının üzerinden çıkan 5 kurşunla ilgili de kamuoyuna yeterli, aydınlatıcı bilgiler verilir diye konuştu.
Rehine alanların ve rehin alınanın ölmüş olmasına rağmen Cumhurbaşkanı ve Başbakanın operasyonun başarılı olduğu yönündeki ifadelerini eleştiren Gök, Siz kamuoyuyla, milletle alay mı ediyorsunuz? Sayın Başbakan siz orada rehin alınan savcınızı koruyamıyorsanız bu işi bırakıp gidin, kimseye de çamur atmayın. Bunun altında kaldınız dedi.
Elektrik kesintilerine değinen Gök, bunu afet olarak niteledi. Kesintinin aradan 24 saat geçmesine rağmen daha adının koyulamadığını belirten Gök, Hükümet adına, iktidar adına bu elektrik kesintisinin sebebinin ne olduğu konusunda hiçbir açıklama yoktur. Dün hükümetin Bakanı Sayın Nabi Avcı acz içerisindeydi. Metrolar durdu, hastanede ameliyatlar durdu, Sağlık Bakanlığında büyük bir sıkıntı, panik yaşandı. Aşıların bozulma tehlikesinden bahsediliyor. Eğer aşılar korunmadıysa Türkiye büyük bir sağlık sorunuyla karşı karşıya şeklinde konuştu.
Hükümetin bu işin altında kaldığını savunan Gök, şöyle devam etti:
Yurttaşlarımıza daha hiçbir açıklama yapamamışlardır. Bu tam bir skandaldır. EPDK ortadan kaybolmuştur, hükümet ortadan kaybolmuştur. Türkiyenin Avrupanın devi, dünyanın lideri olduğunu söyleyen hükümetin ampulü patlamıştır. Bu hükümetin ampulünü daha sonra biz sandıklarda da 7 Haziranda patlatacağız. Ama önce kendileri patlattılar, elektriği, şalteri indirdiler, fişini çektiler. Bu çekilen hükümetin fişidir. Bunun bir siyasi sorumlusu yok mu? Başbakan, Enerji Bakanı bu sorumluluğu üstlenmeyecek misiniz? Taylandda bile gazete manşetleri bugün Türkiyedeki elektrik kesintisinin neredeyse alay edildiği başlıklarla çıktı. Mızmız bir Başbakan ile idare edilmeye çalışılıyoruz. Mızmız, ortada yok. Hiçbir yerde yok. Ne terör saldırısında ortada var, ne elektrik kesintisinde ortada var. 23 Nisan Başbakanı gibi mızmız bir Başbakan Türkiyenin gerçekten kaderiyle oynamaya çalışıyorlar. Bu kadere el koyacağımız günler elbet yakındır. Bunun siyasi sorumlularına Başbakan da dahildir, Enerji Bakanı da dahildir, istifaya davet ediyorum. Bu skandalla oralarda oturulmaz.
BALYOZ DAVASI
Balyoz davasında bütün sanıkların beraat ettiğini anımsatan Gök, bu kararla üretilen delillerin sahte olduğu ve delil vasfında olmadığının mahkeme zabıtlarına geçtiğini, bu davanın, davanın savcısının elinde kaldığını kaydetti. Gök, İçeride 4 yılını, 3 yılını geçiren insanlar var. Bunun da bir sorumluluğu yok mu? Ben bu davanın savcısıyım dediğin andan itibaren deliller, her şey senin elindeyken, kamuoyu önünde davalar süresince bütün bu insanları mahkum ettirmeye çalışırken şimdi pardon deme hakkın yoktur dedi.
Gök, Meclisin kapanmasına yakın bir zamanda yangından mal kaçırır gibi son dakika vurgunlarına tanık olunan yasaların geçmeye başladığını iddia etti.
GÜVENLİK ZAAFİYETİNİN SORUMLUSU AVUKATLAR DEĞİLLER
Gök, gazetecilerin İstanbul Adliyesindeki terör saldırısına ilişkin sorusuna, şu yanıtı verdi:
Ellerini kollarını sallaya sallaya girmişler. Hakim ya da polis kıyafetiyle girebilir. Bunu önlemek istihbaratın görevi. Savunmanın en önemli ayaklarından birisini oluşturan avukatlık mesleğine Başbakanın saldırması kabul edilemez. Başbakan kendi istihbarat zaafiyeti, güvenlik zaafiyetini başka kurumlara ve kişilere yıkmasın. Mızmız Başbakan başka yerlerde herhangi bir şekilde suç aramasın. İstanbuldaki olayın baş sorumlusu hükümettir, İçişleri Bakanıdır, MİTtir, güvenliktir, emniyettir. Hesabını versinler, kimseye çamur atmasınlar. görevlerini yapamıyorlarsa bırakır giderler, görevini yapacak aslan gibi yürekli insanlar gelir.
Avukatların adliyeye girişi sırasında aranması konusunda yasal düzenlemeye ilişkin bir soru üzerine Gök, adliyeye girerken herkesin X ray cihazından geçtiğini belirterek, Senin güvenlik zaafiyetinin sorumlusu avukatlar değiller dedi.
AA
