İşte gazetedeki o  yazı,

Hükümetin profili düşük diyemeyiz, fakat hükümetin profilinin düştüğünü söyleyebiliriz. Erdoğan-Davutoğlu ikilisinin ağırlığı kendini aratıyor. Davutoğlu-Fidan ikilisi yeni bir ağırlık oluşturabilirdi; ne yazık ki Erdoğan, Fidana yönelik bir küs bir barışık tavrıyla, bu ihtimali epeyce yordu. Olmayacak gibi.

SİZDEN BUNU BEKLEMEZDİK

Sağdan soldan Erdoğanla Davutoğlu arasında rekabet var, rekabet gittikçe kızışıyor dedikoduları geliyor, Fidan meselesi Erdoğanla Davutoğlu u birbirine düşürmek isteyenler tarafından tepe tepe kullanılıyor ve bu anlamsız kuru gürültüde, AK Parti hükümetinin profilini anında yükseltebileceği ve Türkiye in dünya çapındaki saygınlığına saygınlık katabileceği aşikâr olan Dışişleri Bakanı Hakan Fidan nimeti göz göre göre harcanıyor. Derin bir hayal kırıklığı yaşıyoruz. Biz hayal kırıklığı yaşarken devletin merkezini Bizans kulislerine çeviren kimi adamlar, kışkırtıcı dalkavukluklarının semeresini toplamanın sevincini yaşıyorlar. Onları sevindirenlere Sizden bunu beklemezdik demek hakkımız.

PRENSİPTE ŞAHANE FAKAT...

Nevzat Çiçeke göre Abdullah Gül, Cumhurbaşkanı Erdoğanın liderliğine saygı duyduğu ve AK Partide O un işareti olmadan bir işe girişmeyi münasip görmediği için siyasetten uzak duruyor. Erdoğan, dün, Gülün milletvekili adaylığı ihtimaline dair bir soru üzerine Böyle bir karar verirse hayırlı olur dedi. Gülün beklediği işaret bu olabilir mi? Öyleyse şayet, Gül, sadece milletvekili değil, Başbakan Yardımcısı Arınçın dediği gibi meclis başkanı da olabilir. Prensipte şahane; fakat, kendilerine sağduyuyu yakıştırdığımız mevcut devlet büyükleri bile ayrılık-gayrılık iddialarını besleyip dururken, bu böyle devam edecekse şayet, aralarına Abdullah Gül gibi saygın bir isim de katıldığında vaziyet nice olur, düşünmek bile istemiyoruz.

Yazık ediyorlar, haksızlık ediyorlar kendilerini omuzlarında yükselten ve hepsini birden sevip saymak isteyen temiz yürekli halk çocuklarına.

Bütün bunlarla beraber şunu da söyleyelim: Tartışma süresince herkes eteklerindeki taşları döker, fakat noktayı tabii ki lider koyar. Liderin noktayı koyduğu yerde ona bağlılık bildirmiş olan herkes -içine sinse de sinmese de- durur. Lider tabiiki Erdoğan.