Fizyoterapi Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Gamze Şenbursa, stresin belli ölçülerde olduğunda vücut için faydalı olurken, aşırı stresin sağlık sorunlarına yol açabildiğini söyledi.

İyi stresin, günlük hayatta yaşam kalitesini artıran itici bir güç olduğuna işaret eden Şenbursa, Beynimiz karşımıza çıkan olayları tehdit olup olmadığına göre değerlendirir, savaş veya kaç cevabı verir. Karşılaşılan problemler büyüdükçe beynin olaylara karşı cevabı artar. Kendimizi sürekli tehdit altında ve stresli hissetmenize neden olur dedi.

Aşırı stresin, uyku problemleri, kaygı ve depresyon, kalp-damar hastalıkları, diyabet, yüksek kan basıncı, obezite ve kalp krizinin en önemli nedenleri arasında yer aldığını belirten Şenbursa, özellikle iş yerindeki stresin insan sağlığını olumsuz etkilediğini vurguladı.

Şenbursa, şunları kaydetti:

Amerika Stres Enstitüsü tarafından yapılan çalışma, iş stresinin sinirleri yıprattığı, uykusuzluğa, kalp rahatsızlıkları ve depresyon gibi sağlık problemlerine neden olduğunu ortaya koydu. Özellikle kronik iş stresinin, hem fiziksel hem de duygusal olarak sağlığı tehdit ettiğini gösterdi.

Yine yurt dışı araştırmaları, iş yerindeki stresin kalp krizi riskini yüzde 23 oranında artırdığını ortaya koydu. Çünkü, iş yerindeki stres diğer streslerden ayrılmaktadır. İş yerindeki stres normal strese göre daha yoğun hissedilir. İş yerindeki stresin yoğun hissedilmesi beynin stres algısını da yükseltmektedir. Beyin, bu yüksek stresi işlerken vücudun strese cevap veren kısımlarını daha çok uyarmaktadır. Özellikle stres hormonları olan kortizol ve norepinefrin fazlaca artmakta, bu da kanın yoğunluğunun artmasına ve dolayısıyla kalp krizi riskinin artmasına neden olmaktadır.

ABDde yapılan bir başka çalışmada da 46 bin devlet ve özel sektör çalışanı üzerinde en yaygın görülen 10 sağlık problemi ile stres ilişkisinin incelendiğini belirten Şenbursa, Tütün ürünleri, alkol, obezite, hipertansiyon ve yüksek kolesterol sağlığı tehdit eden en yüksek risk faktörleri olarak bulundu. İş yerindeki stresin ise bütün bu faktörlere kıyasla yüzde 25 daha maliyetli olduğu gösterildi diye konuştu.

Şenbursa, araştırmaların iş yerinde adaletsiz uygulamalar, uzun çalışma saatleri, yönetici stresi, yapıcı eleştiri ve motivasyon konuşmalarının yetersiz olması, yapılan işin karşılığının tam olarak alınamamasının da strese en çok neden olan faktörler olarak gösterildiğini bildirdi.

STRES EN FAZLA KALÇA KASLARINI ETKİLİYOR

Israrlı boyun ağrıları, göğüs ağrısı, gece yarısı oluşan kas krampları ve baş ağrısının büyük oranda stres kaynaklı olduğunu anlatan Şenbursa, vücut ağırlığını taşıyan omurganın strese karşı savunması olduğunu söyledi.

Şenbursa, bu durumda bel ve boyun bölgesindeki ağrılar ve tutulmalar görüldüğünü anlatarak, Stresli zamanlarda en fazla kalçadaki kaslar etkilenir. Zamanla devamlı kasılı kalan kalça kasları ağrıya neden olmaktadır ifadelerini kullandı.

Aşırı stres altında diyaframın da çok etkilendiğini aktaran Şenbursa, düzensiz nefes alış veriş nedeniyle solunumun da bozulduğunu, ince bağırsaklarda soruna yol açarak hazımsızlık ya da kabızlığın ortaya çıkabildiğini söyledi.

MANUEL TERAPİ İLE KASLAR RAHATLATILIYOR

Şenbursa, manuel terapi (elle fizik tedavi) ile uygun teknikler kullanılarak kaslardaki gerginliklerin giderilebildiğini ve dolaşımın yeniden düzenlendiğini anlattı.
Stresin sinir sistemi üzerindeki etkilerden kurtulmak için ise refleks terapinin uygulandığını ifade eden Şenbursa, şöyle devam etti:

Yüzden, elden ve ayaktan yapılan uygulamalar ile vücutta genel gevşeme, iyilik hali ve yeniden doğmuş hissi oluşur. Özel noktalar verilen uyarılar ile hormonal sistem, kas iskelet sistemi, iç organlar ve bağışıklık sistemi aktive edilir. Uykuya dalma kolaylaşır, daha kaliteli bir uyku sağlanır. Kısa zamanda maksimum etki sağlayan bu tedaviler stresin yoğun ve olumsuz etkilerini ortadan kaldırır.

AA