Fatih haber,Haber fatih,Fatih Yaşam,Fatih aktuel ,Haber

Fatih Aktüel

Video Galeri
Foto Galeri
Web Mobil
Bu haber 2323 kez okundu. | Guncel Haberleri
Haberin Tarihi :   06 Mayıs 2015 - 05:49

Yiğit Bulut: Uçak yazılımlarımızı 26 yaşındaki çocuklarımız yapıyor

Büyüt
Küçült
Yiğit Bulut: Uçak yazılımlarımızı 26 yaşındaki çocuklarımız
Güncel Haberleri › Yiğit Bulut: Uçak yazılımlarımızı 26 yaşındaki çocuklarımız yapıyor haberi

Savunma Sanayi Fuarıyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Yiğit Bulut, çarpıcı örneklerle Türkiyenin savunma sanayisinde dünkü ve bugünkü durumunu anlattı.

star.com.tr-Özel İlgili Videolar
Derin Analiz - 05.05.2015 1. Bölüm
Derin Analiz - 05.05.2015 2. Bölüm

TRT Haber TVde Derin Analiz programında Hasan Kurtulmuşun sorularını yanıtlayan Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı Yiğit Bulut, 12. Uluslararası Savunma Sanayi Fuarıyla ilgili açıklamalarda bulundu.

Şu anda savunma sanayiinde yüzde 50 in üzerinde bir millileşme düzeyine ulaşıldığının altını çizen Bulut, savaş uçaklarının yazılımlarının artık tamamen yerli olduğunu vurguladı.

Bugün Türk F-16larını İsrail yazılımından kurtaran ekipteki insanların yaş ortalaması 26-27 diyen Yiğit Bulut, bu alanda yapılan çalışmalardan çarpıcı örnekler verdi.

İşte Yiğit Bulutun konuyla ilgili açıklamalarından bir bölüm:   

Çok açık söylemek gerekirse, savunma sanayisinin gelişimi, Sayın Cumhurbaşkanı ın, başbakan olduğu dönemde, özellikle atağa kalkarak başladı.

Geçmişte tabi ki savunma sanayisiyle ilgili önemli adımlar atıldı. F-16 uçaklarının TAİde yapılması, her tarafı yapılamasa bile, çok önemli bölümlerinin TAİde yapılması, bunların bir araya toplanması ve Türkiye in F-16 filosu açısından dünyanın en büyük 5 ülkesinden biri olması. Bunlar geçmişte atılan adımlar.

F-16LARIN YAZILIM KARTLARINI İSRAİL YAPIYORDU

Fakat bir adım var ki, o atılamamıştı. Örneğin F-16ları yapıyorduk fakat yazılım kartlarını İsrail yapıyordu. F-4leri modernizasyona verdik 28 Şubat sürecinde, götürdüler İsraile verdiler. Bütün bunlar savunma sanayisinin gelişmesinde atılamayan adımlardı.

AŞILAMAZ DENİLEN ENGELLER AŞILIYOR

Sayın Cumhurbaşkanımızın başbakan olduğu dönemde, özellikle am bağımsız güçlü bir Türkiye için, tam bağımsız güçlü bir savunma sanayisi gerekir tezinden yola çıkarak attığı adımlar, savunma sanayisinde aşılamaz denilen engellerin aşılmasına yol verdi.

UÇAKLARIMIZIN YAZILIMLARINI 26-27 YAŞINDAKİ ÇOCUKLARIMIZ YAPIYOR, GERÇEK MİLLİYETÇİ ONLAR

Bugün birçok insan konuşuyor. Herkes diyor ki iz şöyle milliyetçiyiz, biz böyle milliyetçiyiz... Partiler var milliyetçilik üzerine kurulmuş. Bence ovalara, dağlara çıkmakla, bayırlarda at üstünde sembollerle milliyetçilik yapmakla hiçbir yere gelinmez. Bugün Türk F-16larını İsrail yazılımından kurtaran ekipteki insanların yaş ortalaması 26-27. Türkiye in en milliyetçi insanı o F-16 yazılımını yapan çocuk.

FIRKATEYNLERMİZDE DE YERLİ YAZILIM VAR

Bugün Türk fırkateynlerinde kullanılan yerli milli yazılım, Deniz Kuvvetleri de kullanılan ve tamamı Türkiyede yapılan fırkateynlerde radara yakalanmayan ve içindeki kullanılan yazılımların tamamı da yerli milli yazılım. Bütün bunları yapabilmek önemli.

YERLİ PİYADE TÜFEKLERİ YAPILIYOR

Bugün savunma sanayi fuarında birçok standı gezdi Sayın Cumhurbaşkanı. Yerli piyade tüfeği. Biz tabanca yapamazken yerli piyade tüfeği yapmaya başladık. Şu anda sipariş alınmış durumda, MKE çalışmalara başladı. Başka firmalar da aynı tüfeklerden farklı versiyonlarda ürettiler. Baktığınız zaman bugün 5-6 tane firma var ki, yerli piyade tüfeği yapmaya çalışıyor. Bir kısmı yaptı da.

İNSANSIZ HAVA ARAÇLARI DA ARTIK YERLİ

Bugün 5-6 firma var ki, bunlardan bir tanesi özellikle çok güçlü şu anda. İnsansız hava aracı üretiyor. Başka bir firma yine insansız hava aracı üretiyor. TAİde bu konuda çok ciddi çalışmalar ve üretim var. Motorla ilgili çok önemli adımlar atılmış. FX savaş uçağı yani yerli tasarım FX adı verilen savaş uçağı projesinin kavramsal tasarımı bitmiş durumda.

SAVUNMA SANAYİSİNDE YÜZDE 55 ORANINDA MİLLİLEŞTİK

Bugün, gururla söyleyebiliriz ki, kullandığımız bütün savunma sanayi gereçlerinin yüzde 55 ila 60ı tamamen yerli olarak karşılanıyor. Yani yerli olmak noktasında yüzde 60 sınırına dayanmış durumdayız.

Bakın, Türkiyede yapılan insansız hava araçlarının, şu an itibariyle 24 saate kadar uçabilenleri yapıldı. Bunun 40 saate çıkması, 4000 km menzile ulaşması ve tamamen yerden kontrol edilebilmesi hedefleniyor. Ve bunun yüzde 90ı neredeyse başarıldı. Tamamen yerli firmalar tarafından. Yazılımı yerli. Eskiden Alman yazılımları kullanılıyordu insansız hava araçlarında. Şimdi yüzde yüz yerli yazılım.

Geçmişte birçok olay oldu. İsrailin droneları kullanıldı mı, Amerika ın droneları kullanıldı mı, Türkiyedeki dronelar kullanıldı mı... Bütün bunlar hep tartışıldı. Bugün artık tamamen yerli malı yazılımı yerli insansız hava araçlarını konuşuyoruz, bir kısmını da kullanıyoruz.

İNSANSIZ HAVA ARAÇLARINI SİLAH OLARAK DA KULLANILABİLECEK ŞEKİLDE TASARLIYORUZ

Önümüzdeki süreçte bunların sadece gözlem aracı değil, aynı zamanda birer silah haline getirilmesi planlanıyor. Yani yerli malı roketleri atabilen bir insansız hava aracı. Şu ankiler 500 kg yük taşıyabiliyor. Bunun artırılması mümkün. 500 kglik birkaç roket taşıması mümkün olabilecek.

ASELSAN DÜNYADA DERECE YAPTI

Dolayısıyla yerli roket sanayisinde çok ciddi adımlar var. HAVELSAN, ROKETSAN, ASELSAN, özel sektör firmaları... Dünyadaki en iyi savunma sanayi firmaları arasında ASELSAN dereceye girdi biliyorsunuz. Şimdi bütün bunları sıraladığınız zaman Türk savunma sanayisinin nereden nereye geldiğini konuşmak gerekir.

SANAYİMİZ ÜRETMEMEK ÜZERİNE KURULMUŞTU

Bu ülkede üretmemek üzerine sanayi kurulmuştu. Bunu herkesin anlaması lazım. Bu ülkede montaj sanayi kurularak iz üretmeyeceğiz sözü verildi. Dışarıdaki güç odaklarına iz üretmeyeceğiz denildi.

Sayın Cumhurbaşkanı, başbakanlığı döneminde ir araba yapın, bir motor yapın diye defalarca söyledi, ne cevap verdiler? Biz yapamayız çünkü yapmak hiç akıllıca bir iş değil dediler. Niye? Niye bazı ülkeler, hatta birçok ülke kendi modellerini üretmiş, 4-5 farklı modeli üretip bunları pazarlarda satabiliyor, veya iç pazarda satabiliyor? Niye biz yapmayalım? Türkiye tüm bunları aşabilecek güçte. Ama üretmemek üzerine söz vermiş bir burjuvazi var Türkiyede.

BİZ ÜRETMEYECEĞİZ SÖZÜNÜ VERDİRDİLER

Cumhuriyetin kurulmasından on yıl sonra... Gazi Mustafa Kemal iyi niyetle birçok adım atıyor. Onu 1933 e köşke hapsettikten sonra içeride üretmemek üzerine sözler verilerek yurtdışından kalıplar sökülüp Türkiyeye getiriliyor. Deniliyor ki, iz üretmeyeceğiz, söz veriyoruz, ne kadar eski kalıbınız varsa bize verin, hep sizin eski kalıpları alacağız, onun üzerinden montaj sanayi kuracağız Türkiyede deniliyor.

DÜNYA BANKASININ 1977 TÜRKİYE RAPORU: ÜRETMEYECEKSİN, SEN PAZARSIN

1977 Dünya Bankası raporu var. Türkiyeye diyor ki, arkadaş sen üretmeyeceksin. Sen pazarsın. Sen üretmeyeceksin, sen bir pazar olarak ekonomi modelleyeceksin diyor. 1977 Dünya Bankası raporuna itiraz edildiği için 1980 askeri darbesi geliyor. Ve askeri darbe gelmeden 4 ay önce IMF 1946dan, 1980e kadar hep 20 milyon, 30 milyon, 40 milyon verdiği Türkiyeye 1 milyar 250 milyon dolar veriyor. Askeri darbeden 90 gün önce. Niye? Çünkü askeri darbe yapılıyor, para kasada hazır.

Türkiye in üretmemesi, ayağa kalkmaması için kurulmuş modelleme:

1. İçeride iğdiş edilmiş bir parlamenter yapı. Çok açık söylüyorum, kimse kızmasın buna. Model iğdiş edilmiş. Modelin sağı solu kesilmiş, törpülenmiş, parçalanmış, Türkiyeye uygun koalisyon üretecek hale getirilmiş.

2. Üretmemek üzerine kurulmuş, adına sanayi denilen faaliyet dışı kârla beslenen montaj sanayi.

3. Bu montaj sanayisinden palazlanan burjuvadan palazlanan medya.

4. Bürokratik oligarşik yapı.

Bütün bunları yan yana koyduğunuz zaman Türkiye in neden üretemediğini anlıyorsunuz. Bugün Türkiyede birçok odak tekrar Türkiyeyi o üretmeyen kalıbın içine sokmak, hapsetmek, eski Türkiye koalisyonunu hayata geçirmek için uğraşıyor.

O İNSANLARIN GÖZÜNDEKİ IŞIK VE HEYECAN YENİ TÜRKİYENİN MÜJDECİSİ

Ve bugünkü savunma sanayi fuarında gördüğümüz firmalar, onların ürünleri, o insanların yüzündeki, gözündeki heves, heyecan, ışık, parlaklık aslında Yeni Türkiye in müjdecisi. Üreten Türkiye in müjdecisi.

ÇOCUKLARIMIZIN BİLİNCİNİ VE BİLİNÇALTINI YABANCILARA TESLİM EDEMEYİZ

Üreteceğiz. Biz yazılımı da üreteceğiz, uçağı da üreteceğiz, füzeyi de üreteceğiz, nükleer santrali de yapacağız, enerjiyi de üreteceğiz. Her şeyi üreteceğiz. Okulda kullandığımız içeriği de biz üreteceğiz. Bir ülke hiçbir zaman çocuğunun bilincini ve bilinçaltını, yurtdışından getirilen ürünlere teslim edemez.

ÇİZGİ FİLM ENDÜSTRİSİ VE FATİH PROJESİ

Mesela yerli çizgi film endüstrisi. Sayın Cumhurbaşkanı ın başbakanlık sürecinden beri üzerinde durduğu, çocuklarla ilgili içerik sağlanması konusu var: Fatih Projesi.

Fatih Projesi sadece bir donanım hardware projesi değildir. Fatih Projesi, çocuklara ve gençlere bir içerik sağlama projesidir.

TÜRKİYENİN FİBER-OPTİK TEKNOLOJİSİ AVRUPAYI 6YA KATLAR

Son 12 yılda Sayın Cumhurbaşkanı ın başbakanlığı dönemindeki büyük çabalarıyla, bakanlıkların büyük çabalarıyla bugün Türkiyedeki fiber-optik kablo alt yapısı Almanyadan da Fransadan da çok daha iyi. Hatta en en iyiyim diyen Avrupa ülkesinin neredeyse 6 katı fiber-optik kabloya sahibiz. Bakın bunu kimse bilmez. Türkiye Cumhuriyeti Devleti, vatandaşına, iletişim çağına hazırlık için 12 yıldır bu yatırımı yapıyor.

BUNA RAĞMEN İNTERNETE SANSÜR YAPMAKLA SUÇLUYORLAR

Ama ne deniyor? Yok internet kesiliyor, yok şunlar yapılıyor, engelleniyor... Kara propaganda bunların hepsi. Tam tersi, bugün Fransadaki fiber-optik altyapı Fransadaki internet altyapısı Türkiyeyle kıyaslanamayacak kadar yavaş, eski ve kötü. Almanyadaki fiber-optik altyapı Türkiyeyle kıyaslanamayacak kadar eksik, kötü ve yavaş.

DEMİR AĞLARLA ÖRDÜK... DİYORLAR, NE ÖRDÜNÜZ?

Çok açık konuşalım: Demir ağlarla ördük, ana yurdu dört baştan... Ne ördünüz? Ne yaptık? Ne ördük? 1946dan sonra yapılmış demiryolu var mı? 1980le 2003 arasında Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları ın zararı 100 milyar dolardan fazla. İsteyen gitsin baksın. Tren yok çalışan. Ben 96-97-98 e 18 saatte Ankaraya gittiğimi bilirim. Tren yolda bozuldu, indirdiler, otobüse bindirdiler, otobüsten indirip ileride tekrar trene bindirdiler. 24 saatte İstanbuldan Ankaraya gidiyorsun. Ayıp, ayıp. Hiç kimse bunları sormadı.

Arkadaş demir ağlarla ördük ana yurdu dört baştan diyorsun da, nerde? Bugün Türkiye hızlı tren çağını yaşıyor. Neden? Çünkü Türkiyedeki burjuvazi otomotiv sanayi üzerine kurulmuştu. Araba satacak, lastik satacak, zift satacak, kamyon lastiği satacak, kamyon satacak... Tren yaptırmaz. Bakın bugün medya patronlarının hepsi otomotiv sanayisinden gelmektedir. Ya eski lastik bayisidir, ya da bilmem ne x arabasının bayisidir, ya y arabasının bayisidir. Niye? Çünkü burjuvazi Türkiyede otomotiv sanayi üzerinden palazlandırıldı. Yabancıların bilgisi ve planlaması dahilinde. 

YİĞİT BULUTUN AÇIKLAMALARININ TAMAMINI AŞAĞIDAN İZLEYEBİLİRSİNİZ: 

DERİN ANALİZ - PART 1

 

DERİN ANALİZ - PART 2

 

*





E-Posta ile Yolla
Sayfayı Yazdır
Sosyal Paylaşım
Google
Blogger
Tumbir
Etiketler :
İsim Soyisim :
E-Mail :
UYARI : Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. Ayrıca suç teşkil edecek hakaret içerikli yorumlar hakkında muhatapları tarafından dava açılabilmektedir.
Uyarı
Güvenlik kodu :
Bu habere ilk yorumu siz yapın.
DİĞER HABERLER
Foother
SOSYAL MEDYA
Facebook Twitter RSS Sitemap
"Fatih Aktüel | https://www.fatihaktuel.com/"   Tum Hakları Saklıdır. © 2023 - 2024