12 yıllık AK Parti iktidarları döneminde siyasi istikrarla birlikte Türkiyenin milli gelirindeki 3 katlık artış, vatandaşa fazlasıyla yansıdı. Vatandaşın maaş ve gelirleri enflasyon altında erimedi. Asgari ücrette, memur ve emekli maaşlarında 5 katı aşan artış yaşandı.

Türkiye siyasi ve ekonomik istikrarın etkisiyle son 12 yılda önemli kazanımlar elde etti. Türkiye ekonomisi 3 kattan fazla büyürken, enflasyon, istihdam, ihracat ve yatırım kalemlerinde de önemli başarılar sağlandı. Sadece son 7 yılda 6.1 milyon kişi yeni iş sahibi oldu. Bu dönemde en fazla işçi, emekli ve memurun yüzü güldü. Memur, işçi ve emekli enflasyona ezdirilmediği gibi maaşlarında da önemli artışlar meydana geldi. En düşük emekli maaşlarında son 12 yılda 8 kata varan oranlarda artış görüldü. SSK emekli aylığı Aralık 2002de 257 TL iken Mayıs 2015 itibariyle 1.072 lira. 66 lira olan tarım Bağ-Kur emekli aylığı 648 liraya yükseldi. Aynı dönemde esnaf Bağ-Kur emekli aylığı 149 TLden 869 lirayı buldu. 377 lira olan memur emekli aylığı 1.351 liraya çıktı. 2002 yılında net 184 TL olan asgari ücret 949 liraya yükseldi. Asgari ücretteki nominal artış 2002-2015 dönemleri arasında yüzde 415 oldu. Reel artış ise yüzde 74.7yi buldu.

Muhtar aylığı arttı

Aynı dönemde ortalama memur maaşı 578 liradan 2 bin 481 liraya çıkarken, en düşük memur maaşı da 392 TLden 2 bin 97 TLye çıktı. Muhtar aylıkları da 97 liradan 904 TLye yükseldi. Reel anlamda memur, işçi ve emekli kesimi enflasyonun çok üzerinde maaş artışları aldı. Sadece bu dönemde en yüksek memur maaşlarında reel anlamda düşüş görüldü. Söz konusu rakamlara bin liranın altındaki emekli maaşlarına seyyanen 100 lira artış yapan, 1.000 lira ile 1.100 liranın arasındaki maaşları da 1.100 TLye yükselten son düzenleme dahil değil.

VERGİ YÜKÜ AZALDI

Büyüme, istihdam ve yatırımlarda önemli ilerlemelerin olduğu 2002 yılından itibaren hem vatandaşın hem de şirketlerin vergi yükü azaldı. 2002 yılında yüzde 33 olan Kurumlar Vergisi Oranı yüzde 33ten yüzde 20ye indirilirken, kurum kazançları üzerindeki vergi yükü de yüzde 65ten yüzde 34e düştü. Gıda sektörü başta olmak üzere farklı alanlarda KDV indirimi yapıldı. Vatandaşta kredi batağından yine bu dönemde çıktı. Takipteki alacakların toplam kredilere oranı 2002 yılında brüt olarak yüzde 21,2 seviyesinde iken aynı rakam bugün yüzde 2,8 seviyesine kadar gerilemiş durumda.

ENERJİYİ EN UCUZ KULLANAN ÜLKELERDEN BİRİ

Türkiye enerji ithalatçısı bir ülke olmasına rağmen bunu vatandaşlara ve işletmelere fazlaca yansıtmıyor. Türk sanayicisi Avrupanın en düşük fiyatlı doğalgazını kullanırken meskenlerdeki doğalgaz fiyatı da yine Avrupanın en düşük birkaç ülkesinden biri. Yine Türkiyede hem sanayi hem de konutlarda kullanılan elektrik fiyatı AB ortalamasının altında bir fiyatla satılıyor.

ENGELLİ VE ASKER AİLESİNE DESTEK

Türkiye ekonomisindeki büyüme ile birlikte daha önce gündemde olmayan çok fazla sayıda düzenleme gerçekleştirildi. Muhtaç durumdaki kişilere önemli miktarda destek sağlanıyor. Eşi vefat etmiş hanımlara iki ayda bir olmak üzere 500 lira ücret verilirken, oğlu veya eşi askere gitmiş muhtaç durumdaki ailelere de ayda 250 liralık bir ödeme yapılıyor. Engelli çocuğuna evinde bakan muhtaç durumdaki ailelere, engellilik durumuna göre ayda 291 ile 437 lira arasında destek sağlanıyor.

VATANDAŞ UÇAKLA TANIŞTI

Türkiye son 13 yılda siyasi ve ekonomik istikrarın etkisiyle büyümede önemli başarılar elde etti. Dolardaki kur artışına rağmen Gayrisafi Yurtiçi Hasılası 230 milyar dolardan 800 miyar dolara çıktı. 2002 yılında 3.492 dolar olan kişi başı milli gelirde 10 bin 404 dolar seviyesine yükseldi. Aynı dönemde Türkiye genelinde 26 havaalanı varken bu sayı 55e yükseldi. Eski havaalanları da yeni yatırımlarla modern yüze kavuşturuldu. Uçakların daha fazla noktaya uçması ve fiyatlardaki indirimle birlikte milyonlarca vatandaş havayolunu kullanmaya başladı.

ULAŞTIRMADA DEV YATIRIMLAR  

Son 12 yılda, yaklaşık bin 250 kilometre hızlı tren yolu inşa edildi. 12 yılda, 17 bin 600 kilometre bölünmüş yol yapıldı. 100 yılın projesi olarak adlandırılan Kanal İstanbula yönelik çalışmalar devam ederken, 3. Havalimanı, 3. Köprü, Avrasya Tüneli, Bakü-Tiflis-Kars Demiryolu, Akkuyu Nükleer Santrali gibi mega projelerde tüm hızıyla devam ediyor. 1993-2002 yılları arasında ortalama yıllık 1.1 milyar dolar olan doğrudan yabancı sermaye girişi 2014te 12.5 milyar dolar oldu. İhracatta aynı dönemde yıllık 36.1 milyar dolardan 157.6 milyar dolara yükseldi.

VERGİ GELİRİ FAİZE DEĞİL YATIRIMA

Türkiyede 2002 yılından itibaren mali veriler açısından da önemli kazanımlar elde edildi. 2002 yılında 40,2 milyar lira olan bütçe açığı milli gelirin 230 milyar dolardan, 800 dolara çıkmasına rağmen 2014 yılı sonunda 22.6 milyar TLye geriledi. 2002 yılında Türkiyede toplanan her 100 liralık verginin 85.7 TLsi vergiye giderken geçen yıl sonunda bu rakam 14.2 liraya geriledi. Kamunun borçlanmasının ortalama vadesi de aynı dönemde 9.4 aydan 68.5 aya kadar yükseldi. Yatırım giderleri de aynı dönemde 7.9 milyar liradan 55.7 milyar Türk Lirasına kadar yükseldi. Sağlık harcamaları 13.5 milyar TLden, 76.6 milyar liraya çıktı.

BÜTÇE AB ÜLKELERİNDEN DAHA SAĞLAM

Bütçe açığının GSYHye oranı da aynı dönemde yüzde 11.5ten yüzde 1.3e kadar geriledi. AB ülkelerinin ekonomik açıdan uyması gereken Maastricht Kriterlerine göre üye ülkenin bütçe açığının GSYİHsına oranının yüzde 3ü geçmemesi gerekiyor. Ancak Eurostatın verilerine göre AB ortalaması yüzde 3ün üzerinde bulunuyor. AB üyesi ülkelerin yarıdan fazlası yüzde 3lük hedefi tutturamıyor.