Yarının Kurulması-Hedef 2023 başlığını taşıyan Forum İstanbul 2015in ikinci günü açılış konuşmasını yapan Şimşek, ekonomideki gelişmeyi anlamak için geçmişteki duruma bakılması gerektiğini belirterek, Siyasi istikrar olmadan bu ülkede reform yapmak zor. Reform olmadan da kalıcı refah artışı neredeyse imkansız ifadelerini kullandı.

Bakan Şimşek, son 12 yılda küresel krize ve hatta Orta Doğudaki kaosa rağmen Türkiye in reel olarak kişi başına gayrisafi yurtiçi hasılada çok önemli kazanımlar elde ettiğini dile getirerek, şimdi ilave reformlarla bu kazanımları kalıcı hale getirmek ve daha ileriye taşımanın önemli olduğunu vurguladı.

Şimşek, şöyle devam etti:

Türkiye in reel GSYHsını 2002de 100 olarak kabul edersek, bugün itibarıyla 174 seviyesinde. Aşağı yukarı gelişmekte olan Asya, Çin ve Hindistan hariç aynı düzeydedir. Ama gelişmekte olan Avrupa ve Latin Amerikaya iyi bir performans ortaya koyduğu da açıktır. Dolayısıyla Türkiye siyaseten kim ne derse desin 10-12 yılda reel olarak çok güçlü bir performans ortaya koymuştur. Bunun en önemli bileşeni reformdur. Reform ortamını sağlayan da siyasi istikrardır. Türkiye kişi başına milli gelirde de yüksek gelir grubuna oldukça yakın, orta üst gelir grubuna geçtik. Tabii ki Orta Doğudaki ve Avrupadaki kriz son birkaç yılı olumsuz etkiledi. İnanıyorum ki Türkiye yeni reform programı ile çok rahat bir şekilde önümüzdeki 2-3 yıl içerisinde Dünya Bankası ın tanımına göre yüksek gelir grubu ülkeleri arasına katılacaktır.

Seçimlerin aradan çıkmasıyla birlikte öngörülebilirliğin artacağını, ertelenmiş yatırım talebinin devreye gireceğini ve bütün etrafındaki olumsuzluklara rağmen Türkiye in büyüme performansının artacağını ifade eden Şimşek, geçen yıl Türkiye in yüzde 2,9 büyüdüğünü, sadece kuraklık olmasaydı büyümenin en az yüzde 3,5 olacağını söyledi.

Şimşek, Türkiye in çok hızlı bir şekilde tekrar yüzde 5lik bir büyümeyi yakalamasının son derece makul bir öngörü olduğuna dikkati çekerek, Büyümeye bakıldığında yılın ikinci yarısında iç talepte iyileşmenin hızlanacağını düşünüyorum. Düşük emtia fiyatlarının yardımcı olacağı kanısındayım dedi.

Düşük ihtimal de olsa aşağı yönlü risklere değinen Şimşek, jeopolitik risklerin ve Avrupada durgunluğun risk oluşturabileceğini ifade etti.

Şimşek, konuşmasını şöyle sürdürdü:

Bunun olması düşük ihtimal. Avrupa Merkez Bankası (ECB) ciddi bir parasal genişlemeye gitti. Yunanistan kaynaklı bazı riskler konuşuluyor ama kolay kolay ne Yunanistanın ABde den çıkışına izin verileceğini ne de Yunanistanın kaynaklarının kısıtlanacağını tahmin ediyorum. Muhtemelen yeni Yunan Hükümeti son derece popülist idi. Bu tuzağa düştü. Bunun sıkıntılarını yaşıyor. Bu popülizmden vazgeçmek zorunda kalacak ve realist bir teklifte Avrupa da bu durumu idare edecek.

Orta Doğuda ise DAEŞ terör örgütünün kontrol altına alınması için çabanın olduğunu belirten Şimşek, bu bölgede istikrardan, refahtan ve demokrasiden bahsetmenin erken olduğunu, ancak geçen seneye göre bu yılın ve gelecek yılın daha kötü olması ihtimalini düşük bulduğunu söyledi.

- Enflasyonda özellikle 2016 yılında çok daha hızlı bir düşüş görebiliriz

Türkiyede büyümenin çok ciddi istihdam artışı sağladığını anlatan Şimşek, Türkiye in 2007den sonra 6,1 milyon kişiye istihdam sağlamasının ciddi bir başarı olduğuna işaret etti.

Aynı dönemde Avro Bölgesi de net 2 milyon kişinin işini kaybettiği bilgisini veren Şimşek, ona rağmen Türkiyede işsizlik oranına mevsimsel etkilerden arındırılmış olarak bakıldığında son 1 yıl içerisinde 1 puanlık bir artış olduğunu söyledi.

Bunun temel nedeninin işgücüne katılım oranının yüksekliği olduğunu ifade eden Şimşek, sözlerini şöyle sürdürdü:

Enflasyon çok uzun yıllar yüksek seyretti. Ama hedefimiz düşük tek hane. Tabii ki geçici bazı faktörlerin etkisiyle enflasyon geçen sene yükseldi ve bu yıl tekrar düşüş trendinde. Çekirdek enflasyona bakarsanız şu anda yüzde 7,1. Muhtemelen enflasyon bu çerçevede en azından bu sene için böyle gidecek diye düşünüyorum. Enflasyonu etkileyebilecek birkaç faktör var. TLdeki değer kaybı olumsuz ve gıda fiyatları yüksek seyretmeye devam etti. Ekim-nisan arasında milimetreye düşen yağış miktarına baktığımız zaman geçen seneye göre yüzde 60ın üzerinde bir artış var. Uzun vadeli Türkiye ortalamalarına göre de yüzde 12lik artış var. Bu sene yağış açısından, tarımsal hasıla açısından son derece olumlu bir yıl olacak, eğer don olayı yaşanmazsa. Yılın ikinci yarısında bunun gıda fiyatlarına yansıyabileceğini düşünüyorum. Dolayısıyla gıda fiyatları enflasyonu aşağı çekecektir, her ne kadar ilk çeyrekte olumsuz etkilese de. Baz etkisi olumlu, iç talep ılımlı, emtia fiyatlarında bir düşüş söz konusu, bir de iyi bir tarım yılı olması halinde gıda fiyatlarının etkisiyle yılın ikinci yarısında düşüş trendini koruyabilir. Enflasyonda özellikle 2016 yılında çok daha hızlı bir düşüş görebiliriz. Piyasadaki belirsizliklerin azalmasıyla birlikte inanıyorum ki bu yansıyacak.

İSTANBUL  A.A