Fatih haber,Haber fatih,Fatih YaÅŸam,Fatih aktuel ,Haber
Fatih Aktüel
03.09.2025
İstanbul /

AMAN DİKKAT EDELİM PERÇEMLERİMİZE
 AMAN DİKKAT EDELİM PERÇEMLERİMİZE

 

 DeÄŸerli Okuyucu! Bu yazımızda önemli bir organımızdan ve bir Peygamberle, kavmi arasında geçen bir diyalogdan bahsetmek istiyorum.

  Alınlar Ve Perçemlerimiz

Mealini verdiÄŸim ÅŸu ayetlerde C. Hak, kıyamet günü sorgulanma anımızdaki iki organımıza dikkat çekiyor ve ÅŸöyle buyuruyor:

“ Suçlular yüzlerinden tanınacaktır; perçemlerinden ve ayaklarından alınacak (yakalanacak)lardır. (Rahman Suresi, 41)

“ Hayır! Bundan vazgeçmezse (onu) perçeminden yakalayacağız!

 O yalancı, günahkâr perçem(in)den!” ( Alak suresi, 15,16)

     Bir Peygamber İle Kavmi Arasındaki Diyalog

  Evet, C. Hak, vaktiyle Hud adındaki kulunu Ad kavmine uyarıcı olarak gönderdi. Hud (a.s.), kavmine ÅŸöyle seslendi:

 “ Ey kavmim! Rabbinizden bağışlanma dileyin! Sonra da O’na tevbe edin (yönelin) ki üzerinize göÄŸü (yaÄŸmuru) bol bol göndersin ve gücünüze güç katsın. Suç iÅŸleyerek (Allah’tan) yüz çevirmeyin.”

   Allah’ın o güzel elçisine, kavminin verdiÄŸi cevap ise ÅŸöyle oldu:

 “Ey Hûd! Bize açık bir mûcize getirmedin; biz senin sözünle tanrılarımızı bırakacak deÄŸiliz; biz sana iman edecek de deÄŸiliz.”

  O Allah’ın elçisi de: “ Ben, benim de Rabbim, sizin de Rabbiniz olan Allah’a güvendim,” dedi ve cümlesini ÅŸöyle tamamladı:

“ Hiçbir canlı yoktur ki O (Allah), onun PERÇEMinden tutmuÅŸ olmasın. Åžüphesiz ki Rabbim doÄŸru yoldadır.” (Hud suresi,52,53,56)  

               Neden Perçem?

  Hz. Hud (a.s.), C. Hakk’ın, her ÅŸeye hâkim olduÄŸunu, her ÅŸeyin kontrolünün onda bulunduÄŸunu kavmine bu mecazi cümlelerle haber veriyordu. Yüce Rabbimiz de, Hud Peygamberini Kur’an’da anlatırken çok ilginç mesajlar veriyordu bizlere. Bizler de, o mesajları 21. Yüzyılın Müslümanları olarak ÅŸöyle yorumluyoruz:      

 “ Herhangi bir davranış için gerekli olan karar verme, niyet ve planlama aÅŸamaları beynimizin frontal (ön) lobunda meydana gelir. Hud (a.s.), bu gerçeÄŸi, İlâhi bir mucize ile mecazi olarak perçemlere dikkat çekerek ifade etmiÅŸti.

   Bu cümle,  insanın kendi özgür iradesini kullanarak yapmış olduÄŸu bütün davranışların kontrol merkezi konumundaki bu beyin bölgesiyle sorguya çekileceÄŸini vurgulamaktadır sanki. Çünkü beynimizin ön lobu, perçemin döküldüÄŸü alına denk gelen kafatası bölümünün içerisinde yer almaktadır. Yüce Allah’ın, bizlerin “perçemlerinden tutması/yakalaması” demek,  tüm karar ve eylemlerimizden haberdar olması demekti.   Bundan dolayıdır ki, Allah’ın mümin kulları,  sadece Rablerinin huzurunda, yalnız onun için kapandıkları  secdelerini yaparken, beyinlerinin  ön lobuna komÅŸu olan alınlarını yere koyarlar, kendi hür iradeleriyle  O’nun huzurunda kulluÄŸunu gösterir; sadece ve sadece  O’nun huzurunda eÄŸilirler..

             Biz İman ederiz ki…

    Åžek ve ÅŸüphesiz iman ederiz ki, C. Hakk’ın, Hud kavmi hakkında uyguladığı âdetullah (ilâhi yasa,) tarih boyunca icra edilmiÅŸ ve kıyamete kadar bu, böyle devam edecektir; tıpkı Âd kavmi ve benzerlerinde olduÄŸu gibi.

 “(Azap) emrimiz gelince Hud’u ve onunla birlikte iman edenleri tarafımızdan bir merhametle kurtarmıştık. Biz onları ağır bir azaptan kurtarmıştık.

İşte ÅŸu, Âd (kavmi)dir: Rablerinin ayetlerini inkâr etmiÅŸler, (Allah’ın) elçilerine asi olmuÅŸlar ve inatçı her zorbanın emrine uymuÅŸlardı…” (Hûd suresi, 58,59)

          Mü’minlere RaÄŸmen Birileri

    Dünyamıza, yaratılışımıza ve olaylara bakarken vahiy gerçeÄŸini kabul etmeyip pozitivist bir anlayışla ve sadece alınlarının hemen ardındaki beyin lobundan bakanlar da var bu hayatta. Onlara göre, Yaratıcı, peygamber, öte âlem, cennet, cehennem gibi metafizik problemler, sözde ve karmakarışık problemlerdir; bir baÅŸka ifade ile söylersek; ortada çözümlenecek bir ÅŸey yoktur. Onun için, Pozitivist bir felsefenin kurbanı olan kiÅŸi, ateisti de deisti de eleÅŸtirir. “Allah’a inanırım ama peygambere inanmam” diyen deist’e veya “Allah yoktur; inanmam” diyen ateiste ÅŸöyle derler: “Olmayan bir ÅŸeyin yokluÄŸunu da varlığını da kanıtlamaya çalışmak anlamsızdır ve ortada bir problem yoktur ki inanmıyorum diye bir cümle kullanılsın..”  Onlara göre Metafizik sorular, belki soru formundadır, ancak olgusal gerçeklikle ilgili herhangi bir içerikten yoksundur. Çünkü hiçbir metafizik soruda cevap gerektiren bir durum söz konusu olmaz.

              Velhasıl

   Bizim Rabbimiz, Rabbinnas’tır; tarih boyunca kullarını peygamberleri vasıtasıyla eÄŸitmiÅŸ, onlara doÄŸru yolu göstermiÅŸtir. Biz Mü’minler, O’na iman eder, gösterdiÄŸi doÄŸru yoldan yürümeye çalışır; perçemlerimizi secdeye koyarız ve ÅŸöyle dua ederiz:

 Sübhane Rabbiyel A’lâYüceler yücesi Rabbim! Seni tesbih ederim” 

 “Rabbimiz! Unutur veya hata edersek bizi cezalandırma!”

Rabbena la tuziÄŸ kulubena ba’de iz hedeytena veheb lena min ledünke rahmeh, inneke entel vehhab.

Rabbimiz! Bizi doÄŸru yola eriÅŸtirdikten sonra kalplerimizi saptırma, bize tarafından bir rahmet bağışla. Hiç kuÅŸku yok, lütfu bol olan yalnız sensin Sen!

“Rabbimiz! Unutur veya hata edersek bizi cezalandırma! Rabbimiz! Bizden öncekilere yüklediÄŸin gibi bize de ağır bir yük yükleme! Rabbimiz! Kaldıramayacağımız ÅŸeyleri de bize yükleme! Günahlarımızı affet, bizi bağışla, bize merhamet et! Sen bizim sahibimiz ve yardımcımızsın. Kâfirler gürûhuna karşı bize yardım eyle!”



İsim Soyisim :
E-Mail :

Bu habere ilk yorumu siz yapın.