Fatih haber,Haber fatih,Fatih YaÅŸam,Fatih aktuel ,Haber
Fatih Aktüel
26.04.2024
Ä°stanbul /

13 Mart 2020 - 14:37
Varank: Abdullah Gül'ün gurur duyduğu Gezi'nin müsebbibi biraz da kendisidir
Bakan Varank, Abdullah Gül'ün, Gezi Parkı eylemleri ile ilgili, "Gurur duydum" açıklamasına tepki gösterdi. Varank, Gezi olaylarının başlangıcındaki CHP mitinginin, Gül'ün ısrarı üzerine Taksim Meydanı'nda yapıldığını belirterek, "Dolayısı ile Abdullah Bey'in gurur duyduğu hadiselerin aslında müsebbibi biraz da kendisidir." dedi.
Varank: Abdullah Gül'ün gurur duyduğu Gezi'nin müsebbibi biraz da kendisidir

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa VarankS, Demirören Haber Ajansı'na yaptığı açıklamada, 11'inci CumhurbaÅŸkanı Abdullah Gül'ün, "Gezi Parkı eyleminden demokrasimizin ulaÅŸtığı noktayı ortaya koyması açısından gurur duydum" sözlerini deÄŸerlendirdi. Varank, Gezi Parkı olaylarında BaÅŸbakanlık BaÅŸmüÅŸaviri olarak BaÅŸbakan Recep Tayyip ErdoÄŸan ile birlikte çalıştığını hatırlatarak, "Gezi olayları baÅŸladığında biz bu olayların nereye gideceÄŸi ile ilgili öngörüleri çok önceden yapmıştık. Gezi hadislerini kahramanlıkla tanımlayanlar var. Bunlardan gurur duyanlar var; ama Gezi hadiseleri aslında, ekonomik verilerin tarihinin en iyi olduÄŸu zamanlarda, yani enflasyon ve faiz oranlarının en düÅŸük olduÄŸu zamanlarda Türkiye'ye karşı kurulan bir tuzaktı. Birileri birkaç aÄŸacın arkasına saklanarak, Türkiye'de vandallıkla özellikle Türkiye'nin ekonomisine yönelik bir faaliyet baÅŸlatmıştı. Biz hadiselerin nereye gideceÄŸini bilerek tedbirlerimizi alıyorduk" dedi.

 

'BUNLAR GURUR DUYULACAK ŞEYLER DEĞİL'

Dönemin CumhurbaÅŸkanı Abdullah Gül'ün, Gezi olayları ile geçtiÄŸimiz günlerde söylediÄŸi sözlerini hatırlatan Varank, "Geçenlerde bir açıklaması oldu; dedi ki 'bizim gurur duyduÄŸumuz hadiselerdir'. Ben o zamanları hatırlıyorum. Sokaklardaki vandallığı hatırlıyorum. Türkiye'nin ekonomisine nasıl sabotaj yapıldığını, uluslararası kanallarda 'ekonomiyi durdurursak Türkiye durur' dendiÄŸini çok iyi hatırlıyorum. Bunların hiçbiri gurur duyulacak ÅŸeyler deÄŸil. Taksim Meydanı'nın terör örgütlerinin panayır alanı haline geldiÄŸini, 2 ay kadar orayı nasıl iÅŸgal ettiklerini ben çok iyi hatırlıyorum. Bunlar asla gurur duyulacak hadiseler deÄŸildi, bunlar Türkiye'nin geleceÄŸine kasıtla yapılan hareketlerdi" diye konuÅŸtu.

 

'CUMHURBAÅžKANIMIZ MEYDANIN AÇILMAMASI TALÄ°MATINI VERMÄ°ÅžTÄ°'

Varank, olayların baÅŸlangıcının 27-28 Mayıs civarı olduÄŸunu ifade ederek, "Hatırladığım kadarı ile 1 Haziran'da CHP'nin Kadıköy'de mitingi olacaktı. O zamana kadar birkaç aÄŸaç bahanesi ile gösteriler yaygınlaÅŸmaya baÅŸlamıştı. Kalabalıklar Taksim Meydanı'nda toplanmaya baÅŸlamıştı; ama polis göstericilerin Taksim Meydanı'na girmesine müsaade etmiyordu. 1 Haziran'da CHP'nin Kadıköy'de mitingi olacaktı; ama CHP bu mitingi iptal ederek, mitingi öÄŸleden sonra Taksim'de yapacağını duyurdu. Burada tek amaç o meydana giremeyen kalabalıkları, vandalları o meydana sokmaktı. Bunun hazırlığını yapıyorlardı. Bunu pek kimse bilmez; ama Sayın CumhurbaÅŸkanımız meydanın asla açılmaması talimatını verdi. Çünkü ileride neler olabileceÄŸini gayet iyi hesap ediyordu" dedi.

'MÜSEBBÄ°BÄ° KENDÄ°SÄ°DÄ°R'

Bakan Varank, o zamanki Vali, hatta Ä°çiÅŸleri Bakanı'nın ErdoÄŸan'a "Burayı açamaz mıyız?" diye sorduklarını hatırlatarak, ÅŸöyle devam etti:

"Sayın CumhurbaÅŸkanımız dedi ki; 'asla biz bu meydanı bu göstericilere açamayız, bu meydana girerlerse bir daha asla çıkmazlar'. O gün öÄŸlen civarında Sayın CumhurbaÅŸkanımızı Abdullah Gül aradı ve dedi ki; ben rica ediyorum, lütfen müsaade edin, CHP meydana girsin, sonra zaten kendileri oradan ayrılacaklar'. Sayın CumhurbaÅŸkanımız aynı ÅŸeyleri kendilerine de söyledi, 'Abdullah Bey siz bunları tanımazsınız, bu iÅŸleri çok iyi bilmezsiniz, eÄŸer bunlar bu meydana girerlerse bu meydandan bir daha asla çıkmazlar. Madem ısrar ediyorsunuz buna müsaade edeceÄŸim ama çok piÅŸman olacaksınız ' dedi ve talimatını verdi. CHP kortejinin gelmesi ile birlikte polisler meydandan çekildi ve herkes meydana girdi. Bundan sonra ki hadiseleri siz zaten gayet iyi biliyorsunuz. 2 ay boyunca o meydanı iÅŸgal ettiler. Oradan ayrılmadılar. Türkiye’nin her tarafında, yakma, yıkma, vandallık faaliyetleri arttı, sokakları adeta terör alanına çevirdiler. Türkiye'yi 2 ay boyunca adeta kilitlemiÅŸ oldular. Dolayısı ile Abdullah Bey'in gurur duyduÄŸu hadiselerin aslında müsebbibi biraz da kendisidir. Çünkü kendisinin ısrarı ile CHP o meydana girdi ve o meydan 2 ay boyunca iÅŸgal edildi. Ben ÅŸimdi o zamanları düÅŸündüÄŸümde 'acaba bir danışıklı dövüÅŸ var mıydı?' diye kendi kendime soruyorum" ifadelerini kullandı.

'KOLTUK YOKSA SİZİNLE DEĞİLLER'

Varank, yeni parti kuran Ahmet DavutoÄŸlu ve Ali Babacan ile ilgili de deÄŸerlendirmeler yaptı. Varank, Ahmet DavutoÄŸlu ve Ali Babacan'ın uzun yıllar çalıştıkları, mesai arkadaÅŸlığı yaptıkları kiÅŸiler olduÄŸunu ifade ederek, "Ben iki hareketin de ihtiyaçtan ortaya çıkmış hareketler olduÄŸuna inanmıyorum. Siyasette nefis meselesi çok önemli bir meseledir. EÄŸer nefsiniz güçlü ise egonuz yüksekse bir yolda dava arkadaÅŸlığı yapmayı zaman zaman kaldıramayabiliyorsunuz. Ben bu arkadaÅŸların bir ihtiyaçtan deÄŸil, kendilerine bir zamanlar verilen görevlerin kendilerinden alınması sebebi ile bunu kendi nefislerine yediremedikleri için bu iÅŸlere giriÅŸtiklerine inanıyorum, bunu resme baktığımda okuyabiliyorum. DediÄŸim gibi biz bu insanlarla uzun süreler çalıştık. Gündemde olduÄŸu için tabii ki diÄŸer isimlere de baktım. Orada özellikle daha önce partimizle iliÅŸkisi olmuÅŸ kiÅŸilerin de aynı dertten muzdarip olduÄŸunu görebilirsiniz. EÄŸer koltuk varsa sizinle beraberler, eÄŸer koltuk yoksa sizinle beraber deÄŸiller" dedi.

'EGO VE NEFÄ°SLERÄ° Ä°LE HAREKET EDENLER TAKIM OYUNU KURAMAZ'

Varank, CumhurbaÅŸkanı Recep Tayyip ErdoÄŸan'ın ve AK Parti'nin davasının ne olduÄŸunun açık olduÄŸunu vurgulayarak, "Biz Türkiye’yi büyütmek, Türkiye'yi yüceltmek, Türkiye’de refahı artırmak için gayret gösteren bir partiyiz. Bunu yaparken de çok büyük bedeller ödedik. Bu iÅŸler kolay olmuyor. Bu bedelleri ödeyerek bu zamana kadar geldik. Åžimdi ödediÄŸimiz tüm bu bedelleri görüp, ülkemizi nerden nereye getirdiÄŸimizi görüp eÄŸer bu insanlar farklı yollara sapıyorlarsa buna açık seçik nankörlük denir. Biz asla egomuz ile hareket etmiyoruz. Biz AK Parti davasının yüce manalar taşıyan bir dava olduÄŸuna inanıyoruz. AK Parti davası bu ülkeye hizmet etme, bu ülkenin insanlarını muasır medeniyetler seviyesinin ötesine çıkarma davasıdır. YaÅŸadığımız deÄŸerleri yüceltme davasıdır. Åžunu da hasbelkader kendi okumalarımdan görebiliyorum; ego ve nefisleri ile hareket eden insanlar takım oyunu kurmakta asla baÅŸarılı olamazlar ve netice alamazlar" ifadelerini kullandı.

KAYNAK: DHA

Ä°sim Soyisim :
E-Mail :

Bu habere ilk yorumu siz yapın.