Fatih haber,Haber fatih,Fatih Yaşam,Fatih aktuel ,Haber
İstanbul, gene bir iş kazasına sahne oldu. Mecidiyeköyde Ali Sami Yen Stadının yerinde yapılmakta olan rezidans inşaatında çalışan işçiler mesaiden çıkarlarken bindikleri asansör 32. kattan zemine çakıldı ve 10 kişi hayatını kaybetti. 10 de kişi gözaltına alındı. Olaydan sonra açıklama yapan inşaat sahibi olan Torunlar Holding, kaza ile ilgili adli soruşturma başlattıklarını, olayın araştırılması için teknik ekiplerin görevlendirildiğini ve hayatlarını kaybedenlerin sorumluluklarını üstlendiklerini bildirdi.
OLAYIN SORUMLULARI KİM
Çalışma Bakanı Faruk Çelik “asansörün raylı sistemden çıkması sonucu facianın meydana geldiğini” açıklarken, inşaatta çalışan işçiler, asansörlerin bakımsız olduklarını iddia ediyor. Başka bir iddia da asansörün ray kopması sonucu düştüğü şeklinde geliyor.. Asansör firması, “Sözleşme gereği biz asansörü monte eder, firmaya teslim ederiz. İşletme ve bakımından sorumlu değiliz ” sözleriyle facianın sorumlusu olmadıklarını iddia ediyor. Kabahati gelin etmişler kimse almamış. Bu durumda faciadan kimse sorumlu değil, öyle mi?
ÜLKEMİZDE ÖNLEM KÜLTÜRÜ NE DÜZEYDE
Yangın, deprem, su baskını ya da iş kazaları gibi İtfaiye olaylarında üç zaman vardır. Önlem, Müdahale ve Sosyal Hizmetler.. Önlem, kişilere ve işletmelere, müdahale İtfaiyeye ve Sosyal Hizmetler de devlete ait önemli görev ve sorumluluklardır... İstanbul ve Ankara İtfaiyelerinin başında bulunduğum 10 yıllık zaman zarfında dikkatimi çeken en önemli husus, faciadan önce alınması gereken önlem konusunda halkımızın yeterli bir bilinçlenme içinde olmadığıydı. Üstüne üstlük, yetki ve sorumlulukta herkes birbirinin işine müdahale ediyordu. Türkiyede ölümlü iş kazaları AB ülkelerine göre niçin fazla oluyordu? iş kazalarında ölenlerin sayısı 2002de 872 iken 2011de iki katına çıkarak 1700e ulaştığını Çalışma Bakanlığı söylemiyor mu? Sonuçlar ortada değil mi? Daha dört ay önce 13 Mayıs 2014de Soma maden faciasında 301 işçiyi kaybetmedik mi?
İŞ KAZALARI İÇİN DÜĞMEYE BASILDI AMA
Uluslararası Çalışma Örgütünün (ILO) 167 Nolu sözleşmesi, İş güvenliği şartlarını belirliyor. Sözleşmede yük asansörü, iskele, yeraltı çalışması, elektrik tesisatı, tünel çalışmaları, gaz birikmesi vb kadar tüm inşaat unsurlarına ILO kriterleri getiriliyor. Bu yeniliklerden en önemlisi, işçiye tehlike halinde bölgeyi terk etme hakkı veriliyor olmasıdır.. Bu Sözleşme, 1991den bu yana gelişmiş ülkelerde yürürlükte olduğu halde Türkiye bunu imzalamaktan imtina ediyordu. Şimdi son olaylar nedeniyle tekrar gündeme gelerek imzalanması için harekete geçildi. Bu yeni gelişme için “Zararın neresinden dönülürse kardır.” demek lazım..
DEĞERLENDİRME
Önlem konusunda yeterli adımların atılmamasından en fazla zarar gören kesim, maden ve inşaat işçileri ile İtfaiyecilerdir. Daha fazla kazanmak uğruna ihmal edilen iş yerlerinde hayati tehlikede olan işçileri kurtarmak uğruna, İtfaiyeciler ve diğer kurtarma birimleri kendilerini riske atıyorlar. Çok defa İşçiler ve kurtarmacılar da ölümle buruna geliyor ve ölüyorlar da.. Sonuçta yavrular babasız, anneler de evlatsız kalarak toplum kötü etkileniyor. Bu konuda alınacak önlemler konusunda devletin kararlı bir tutumla yapacakları olumlu çalışmaları halkımız umut ve sabırla bekliyor.
Kaza ve yangınsız günler temennisiyle, iyi haftalar..