Fatih haber,Haber fatih,Fatih Yaşam,Fatih aktuel ,Haber

Fatih Aktüel

Video Galeri
Foto Galeri
Web Mobil
Bu yazı 4057 kez okundu.
Yazının Tarihi :   14 Kasım 2015 - 14:56:48

SİDNEY’DE YİNE BİR EZAN SESİ

Büyüt
Küçült
SİDNEY’DE YİNE BİR EZAN

Nuran YILMAZER

 


     AÇIK GÜN


     Geçtiğimiz Cumartesi günü yapılan Gelibolu camisinin açık gününde, dışarıdan duyulabilen ezan sesinin kıymeti bir kez daha anlaşıldı Sidneyde. AÇIK GÜNÜ derken isteyen herkesin camiye girip, cami ve İslâm hakkında bilgi almak için turlara yada konferanslara  katılabileceği günü kastediyorum; yada bazılarının tercih ettiği gibi tek başına camiye girip sırf caminin artistik görünüşüne bakabileceği gündür açık gün.. Sidneyin dört bir yanından gelen Müslümanlar içinse bir başka önemi daha vardır Açık Günün. O da, caminin dışından senede bir kez olsun ezanın duyulabileceği gündür ve Müslümanlar bu günü sabırsızlıkla ve heyecanla beklerler.


      Bu bir günün hazırlığı aylar öncesinden başlar. Konferanslarda günün sorunlarına uygun ne konuşulacağı, kimin konuşacağı, kimlerin davet edileceği, hangi yemeklerin verileceği planlanır. Müslim, gayrimüslim; her türlü insana hitap edebilen bir gün olması nedeniyle aşağı yukarı 10 kişilik bir grup tarafından hazırlanılır. Günü geldiğinde 100 kişiye yakın gönüllü çalışır. Konuşmacılar olsun, hazırlayanlar olsun, en yüksek görev yapandan en basit işlere kadar herkesin tek amacı vardır; o da, İslamın güzelliğini bir kişiye daha anlatabilmek, bir kişiye daha, medyada çıkan haberlere, bir takım grupların yaptıklarına inat, güzel dinimizin güzelliklerini gösterebilmektir..


      Bu gün, her ne kadar yakın zamanda 14 yaşındaki bir çocuğun, Sindeyde suçsuz bir insanı; tahminlere göre sırf emniyet müdürlüğünde çalıştığı için vurması haberlerinin gölgesinde geçse de, İslâm açısından yine de güzel ve verimli bir gündü açık günümüz.


     Söylenenlere inat, Sidneyin muhtelif yerlerinden, değişik milletlerden insanlar vardı; hatta birçokları, çocuklarıyla beraber gelmişti bu günümüze. Böyle manzaraları görmenin verdiği huzur da bir başka oluyor doğrusu... Anlıyorsun ki, ne yaparlarsa yapsınlar ne derlerse desinler, yine de insanlık kazanıyor. Bazı insanlar, evde yatıp ve medyada görüp dinledikleriyle yorum yapmak yerine,  kalkıp gelmeyi, uzun yolları katetmeyi, görüşüp, tanışmayı ve öğrenmeyi tercih ediyorlar.


      VE GÜN BAŞLIYOR


      Açık Gün sabah 10 da başladı. Her ne kadar caminin bahçesinde polis arabası bulunsa da, fazla dikkat çekmedi. Her yarım saatte bir olan turlara en az 10 kişi katılıyor, konuşulanları ilgiyle dinliyordu. Caminin güzelliğine hayran kalan, daha sonra da bizim o meşhur misafirperverliğimizle sunulan yiyecekleri, çayı, kahveyi keyifle yudumlarken birbirlerine günle ilgili izlenimlerini anlatıyorlardı; kimileri bu güne ilk kez katıldıklarını söylüyorlardı.


EN HEYECANLI AN


 Ve sonra o saat geldi; aslında oraya gelenlerin en çok ve heyecanla bekledikleri andı o an. Evet, o saat öğle namazı için okunan ve semtte dalga dalga yankılanan ezan saatiydi... Bu ezan, senede sadece iki defa okunuyordu minareden. İnsanlar sanki okunan bu ezanın minareden okunuşuna gözleriyle şahit olmak istercesine gözlerini minareye dikmişler, kimileri heyecan ve coşkuyla dinliyor, kimisi de cep telefonuna kaydediyordu. Yüzlerdeki ifadeleri incelerken fark ettim ki, ezan, sadece bizi etkilemiyor,  anlamını dahi bilmedikleri halde, belki hayatlarında ilk defa o sesi duyan yabancıları da etkilediğine şahit oldum. Ezan sesi, sanki onların ruhlarını okşuyor, içlerine mutluluk saçıyordu.


      Gelirken yüzlerinden okunan ifadeler, tereddütler siliniyor, onun yerini huzur ve mutluluk alıyordu.


    Ve sonra namaz..  Bizim keşke hayatın her alanında olsa diye dua ettiğimiz kardeşlik ve kulluğun en güzel göstergesi olan,  birlikte omuz omuza huşu içinde kıldığımız namazı izliyorlar.  Sonradan konuştuğum bir Çinlinin yorumuna göre onlar, o adanmışlığı hissedebiliyorlar. Selam verildikten sonra yeniden herkes kaldığı yere dönüp güne bıraktığı yerden devam ediyor..


   MUHTELİF MASALAR VE ATELER


    Birkaç değişik stant (masa) kurulmuştu bu günde. Meselâ, ebru sanatını tanıtan, İslâmi kıyafetler ve kitaplar satan, ellere kına yapılan, merak edilen sorulara cevap verilen stantlardı bunlar. Ve bunlardan en yoğun olanı da, soruların sorulduğu masaydı. Kanımca bu durum çok sevindiriciydi. Çünkü, günümüz dünyasında yaşananları düşününce insanların İslâm hakkında öğrenecekleri çok şey vardı..


    Günün sonu yaklaşırken, hepimizin yüzünü hem sevinç hem de biraz hüzün kapladı. Çünkü “gün bitiyor, sen yeterince bir şeyler yapabildin mi acaba?” diye günü ve kendini sorgulamaya başlıyor insan. Ama günün en güzel ve en sevindirici yanı da, bazı insanların gelip, Müslüman olmak istemeleri ve şehadet getirmeleri. İşte buna şahit olmak en büyük mutluluk bizler için. Bu andaki sevinci anlatmaya, kelimelerin gücünün yeteceğini söyleyemem.  Önceleri Budist olan bir Vietnamlının Müslüman olmasına Şahitlik ettim. Kendisi “zaman kaybetmek istemiyorum,” diyerek tanıdığı Müslüman arkadaşlarının gelmesini bile beklemek istemedi; camide kimi bulduysak onlarla beraber şahit olduk..


Ve şu ayet kulağımda çınladı bütün gün diyebilirim:


“Onlar hileye başvurdular, Allah da onların tuzağını boşa çıkardı. Allah hileleri boşa çıkaranların en hayırlısıdır.” (Ali Imran-54)


   Konuştuğum kişilerin çoğunun ateist olması ilginçti. Onları görünce, “ insanlar sorguluyor, arıyor ve araştırıyor,” diye düşündüm. Bir yerde okumuştum, “kimse ateist değildir,” diye.  Demek ki onlar da, hâlâ Allahı arama ve bulma yolundalar..!


    Gün boyunca konuşurken insanlardan değişik yorumlar aldım, kimi caminin güzelliğine hayran, kimi İslama hayrandı. Kimisi de hala sorgulamadaydı; “ ben çok cami gördüm, ama içinde yaşananları hala sorguluyorum” diyordu..


 CAMILLENIN ÜZÜNTÜSÜ


    Kıymetli okuyucu, yazımı  AÇIK GÜN ile ilgili ilginç bir hatırayla bitirmek istiyorum. Avusturalyalı olan, hayatında ilk defa cami gören ve arabasıyla en az 40 dakikalık bir yerden gelen Camille telaş içinde dedi ki: “ Çıkmam gerek, başka bir yere söz verdim.” Bunu derken yüzündeki pişmanlığı okunuyordu Camillenin. Kendisine günle ilgili ne düşündüğünü sorduğumda:


“ Doğrusunu söylemem gerekirse, bu kadar hoşuma gideceğini, burada bu denli huzur bulacağımı sabah uyandığımda düşünmüyordum. Onun için 2 saat sonra gitmek üzere başka bir yere söz verdim. Ama simdi çıkarken çok üzgünüm, buraya kesin dönüp bu havayı yaşamam lazım yeniden, sizler çok mu çok şanslısınız..” diyordu..


Ne diyelim bilmem ki? Şansımızın farkına varacağımız, ezan okunduğunda o gözlerdeki sevgiyi devam ettireceğimiz günler duasıyla. uzak diyarlardan ülkem insanlarına selam ve saygılar diyelim….


NURAN YILMAZER / SİDNEY


 


 

E-Posta ile Yolla
Sayfayı Yazdır
Sosyal Paylaşım
Google
Blogger
Tumbir
İsim Soyisim :
E-Mail :
UYARI : Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. Ayrıca suç teşkil edecek hakaret içerikli yorumlar hakkında muhatapları tarafından dava açılabilmektedir.
Uyarı
Güvenlik kodu :
ŞERİF
 
Nuran Hanım, Türkiye'den selam . Kaleminize ve yüreğinize sağlık. Bizi uzak diyarlara götürdünüz, ruhumuzu ferahlattınız. Anılarınızın devamını bekliyoruz. Rabbim çalışmalarınızda başarılar ihsan etsin sizlere..
YAZARA AİT DİĞER YAZILAR



Foother
SOSYAL MEDYA
Facebook Twitter RSS Sitemap
"Fatih Aktüel | https://www.fatihaktuel.com/"   Tum Hakları Saklıdır. © 2023 - 2024