Fatih haber,Haber fatih,Fatih YaÅŸam,Fatih aktuel ,Haber

Fatih Aktüel

Video Galeri
Foto Galeri
Web Mobil
Bu yazı 4587 kez okundu.
Yazının Tarihi :   15 Mart 2017 - 13:57:16

MUCÄ°ZE

Büyüt
Küçült

İsmail Kaya (Šarić)

Mucize sözlükte;
ad
1. 1.akıl yoluyla açıklanamayan, bu yüzden de Tanrısal bir güç tarafından yaratıldığına inanılan doğaüstü olay.
eş anlamlısı: tansık
2. 2.insanları hayran bırakan olağanüstü olay ya da şey.
3. 3.sıfat
mec. Olağan üstü, şaşırtıcı.
Olarak tanımlanmaktadır. Ayrıca Kuranda mucize ayet kelimesi ile geçmekte olup, delil, ispat anlamlarında kullanılır. 
Onlar: Bizi büyülemek için mucize (ayet) olarak her ne getirirsen getir, yine de biz sana inanacak değiliz dediler. (Araf Suresi, 132)
Bunun üzerine, ayrı ayrı mucizeler (ayetler) olarak üzerlerine tufan, çekirge, buÄŸday güvesi, kurbaÄŸa ve kan musallat kıldık. Yine büyüklük tasladılar ve suçlu-günahkâr bir kavim oldular. (Araf Suresi, 133)
Bir de derler ki: Rabbinden üzerine bir ayet (mucize) indirilse ya!.. De ki: Gayb yalnızca Allahındır, siz bekleyedurun; ben de sizlerle birlikte bekleyenlerdenim. (Yunus Suresi, 20)
Bilinenin aksine Allahın koyduğu kanunların aksine sıra dışı olayların gerçekleşmesi, bu kanunların bozulması diye bu manada mucize yoktur. Bilakis Alllahın koyduğu kanunlarda herhangi bir değişiklik bulamazsınız, idraklerimizin alamayacağı mükemmellikte, muhteşem bir matematik mühendisliği ile bu evren var edilmiştir. Asıl mucize budur.
Bakara: 258- Allah, kendisine hükümdarlık verdi diye, Rabbi hakkında Ä°brahimle tartışanı görmedin mi? Hani Ä°brahim, ona: Benim Rabbim odur ki, hem diriltir, hem öldürür. dediÄŸi zaman: Ben de diriltir ve öldürürüm. demiÅŸti. Ä°brahim: Allah güneÅŸi doÄŸudan getiriyor, haydi sen onu batıdan getir! deyince o inkâr eden herif ÅŸaşırıp kaldı. Öyle ya, Allah zalimler topluluÄŸunu doÄŸru yola iletmez.
Enam: 96- Karanlığı yarıp tanyerini ağartan Odur. Geceyi, dinlenmek için; Güneşi, Ayı (vakitlerinizi) hesaplamak için yaratmıştır. İşte bu, her şeye galip gelen ve her şeyi bilen Allahın takdiridir.
Araf :54- Şüphesiz Rabbiniz Allah, gökleri ve yeri altı günde yarattı, sonra ArÅŸ üzerine hükümran oldu. O, geceyi durmadan onu kovalayan gündüze bürüyüp örter; güneÅŸ, ay ve yıldızlar emrine âmâdedir. Ä°yi biliniz ki yaratma ve emir Onundur. Âlemlerin Rabbi olan Allah ne yücedir.
Yunus :5- O Allahdır ki, senelerin sayısını ve hesabını bilesiniz diye güneÅŸi bir ışık, ayı da bir nur yaptı. Ve aya menziller tayin etti. Allah bunu hak olarak yarattı. O, bilecek olan bir kavim için âyetlerini ayrıntılı olarak açıklar.
Rad :2- Allah Odur ki, gökleri direksiz yükseltti, onu görüyorsunuz, sonra arÅŸ üzerine istiva etti, güneÅŸi ve ayı emrine boyun eÄŸdirdi. Her biri belli bir vakte kadar akar gider. Bütün iÅŸleri O yönetiyor. Âyetleri O açıklıyor ki, Rabbinizin huzuruna çıkacağınızı iyi bilesiniz.
Nahl :12- Geceyi, gündüzü, güneşi ve ayı sizin hizmetinize O verdi. Bütün yıldızlar da Onun emrine boyun eğmişlerdir. Şüphesiz ki bunda aklını kullanan bir toplum için ibretler vardır.
Fatır :13- O, geceyi gündüze sokuyor, gündüzü de geceye sokuyor. GüneÅŸi ve ayı emrine âmâde kılmıştır. Her biri mukadder bir gayeye akıp gidiyor. Ä°ÅŸte bu gördüklerinizi yapan Allah sizin Rabbinizdir. Mülk (hükümranlık) Onundur. Ondan baÅŸka taptıklarınız ise, bir çekirdek zarını bile idare edemezler.
Yukarıda ki ayetler her işin Allah tarafından konan kanunlar uygulanarak gerçekleştiğini anlatırken Bakara 258. Ayet buna en güzel örnektir.
Yaradan kendinin bilinmesini istediÄŸi kullarına ayetlerini, delillerini, büyük kitap olan, kâinat kitabını okuyup bilmemizi, Peygamber efendimize bildirdiÄŸi ilk ayet olan “oku” emri ile kendisini bilmemizi ve hakkı ile tanıyıp kulluk etmemizi istemiÅŸtir. Bizler onun ayetlerini, delillerini araÅŸtırıp, koymuÅŸ olduÄŸu kanunları tespit ettikçe Onun mükemmel varlığının tecellilerini gördükçe hayret ve muhabbetlerimiz, sevgimiz ve aÅŸkımız artmaktadır. 
And olsun, senden önce de elçiler gönderdik, onlara eşler ve çocuklar verdik. Allahın izni olmaksızın (hiç)bir elçiye herhangi bir ayeti (mucizeyi) getirmek olacak iş değildi. Her ecel (tespit edilmiş süre) için bir kitap (yazı, hüküm, son) vardır. (Rad Suresi, 38)
Örnek vermek gerekirse radyo bilinmezden önce radyoyu gören insanların onu konuşan kutu ve mucize olarak görürken, halbuki bu radyoyu mucidi tarafından ise Yüce Yaradanın koyduğu kanunları tespit ederek ortaya çıkarttığı insanlığın hizmetine sunduğu faydalı bir araçtır. Diğer taraftan Kuranda kıssalarda geçen mucize nevinden olan olayda ise lafız olarak değil mana olarak yaklaşmak gerek. Kurana lafız kitabı olarak yaklaşırsak Ateistler gibi çok eksiklik buluruz. Oysaki Kuran bir lafız kitabı değil mana kitabıdır. Onda herhangi bir eksiklik yoktur. O Allahın bir mucizesidir.
Aşağıda sunulan ayetler ise birde Kuranın bir mana kitabı olduğunu göz önüne alarak okumaya ve anlamaya çalışalım.
66. Ä°brahim: Öyleyse, dedi, Allahı bırakıp da, size hiçbir fayda ve zarar vermeyen bir ÅŸeye hâla tapacak mısınız?
67. Size de, Allahı bırakıp tapmakta olduğunuz şeylere de yuh olsun! Siz akıllanmaz mısınız?
68. (Bir kısmı:) Eğer iş yapacaksanız, yakın onu da tanrılarınıza yardım edin! dediler.
69. Ey ateş! İbrahim için serinlik ve esenlik ol! dedik.
70. Böylece ona bir tuzak kurmak istediler; fakat biz onları, daha çok hüsrana uğrayanlar durumuna soktuk. (Enbiya, 21/66-70)
21:87- Zünnunu (balık sahibi Yunusu) da hatırla. Hani o, öfkelenerek gitmiÅŸti de, bizim kendisini hiçbir zaman sıkıştırmayacağımızı sanmıştı. Fakat sonunda karanlıklar içinde: Senden baÅŸka ilâh yoktur, sen münezzehsin, Şüphesiz ben haksızlık edenlerden oldum diye seslenmiÅŸti.
21:88- Biz de duasını kabul ile icabet ettik, kendisini üzüntüden kurtardık. İşte biz iman edenleri böyle kurtarırız.
37:139- Şüphesiz Yunus da gönderilen peygamberlerdendir.
37:140- Hani o bir zaman dolu bir gemiye kaçmıştı.
37:141- (Oradakilerle) kura çekmiş de kaydırılanlardan (yenilenlerden) olmuştu.
37:142- Derken (denize atılmış ve) kendisini balık yutmuştu. (Kendi nefsini) kınıyordu.
37:143- Eğer çok tesbih edenlerden olmasaydı, yeniden dirilecekleri güne kadar onun karnında kalırdı.
“Bunun üzerine Musaya: “Asanla denize vur” diye vahyettik. (Vurdu ve) Deniz hemencecik yarılıverdi de her parçası kocaman bir daÄŸ gibi oldu. Ötekileri de buraya yaklaÅŸtırdık. Musayı ve onunla birlikte olanların hepsini kurtarmış olduk. Sonra ötekileri suda boÄŸduk. Şüphesiz, bunda bir ayet vardır. Ama onların çoÄŸu iman etmiÅŸ deÄŸildirler. Ve hiç şüphesiz, senin Rabbin, güçlü ve üstün olandır, esirgeyendir.” (Åžuara Suresi, 63-68)
Yukarıda geçen ayetleri mana kitabı olarak okunduÄŸumuzda tevhid dini olan islam dinini daha iyi anlaya biliyoruz. Kuranı Kerimi Tevhid ilmini tahsil etmeden, bu ilmi bilen mürÅŸidi kamilleri dinlemeden mana kitabı olarak okuyup anlamak zordur. Bunun için Tevhid ilmini bilen bir mürÅŸide ihtiyaç var. Aksi takdirde Kuranı bir lafız kitabı olarak okursak ne Kuranı gereÄŸi gibi anlarız nede tevhidi gereÄŸi gibi yaÅŸayabiliriz. 
Selam ve dua ile.
Ä°smail Kaya
15.03.2017
E-Posta ile Yolla
Sayfayı Yazdır
Sosyal Paylaşım
Google
Blogger
Tumbir
Ä°sim Soyisim :
E-Mail :
UYARI : Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. Ayrıca suç teşkil edecek hakaret içerikli yorumlar hakkında muhatapları tarafından dava açılabilmektedir.
Uyarı
Güvenlik kodu :
Bu habere ilk yorumu siz yapın.
YAZARA AÄ°T DÄ°ÄžER YAZILAR



Foother
SOSYAL MEDYA
Facebook Twitter RSS Sitemap
"Fatih Aktüel | https://www.fatihaktuel.com/"   Tum Hakları Saklıdır. © 2023 - 2024