Fatih haber,Haber fatih,Fatih Yaşam,Fatih aktuel ,Haber

Fatih Aktüel

Video Galeri
Foto Galeri
Web Mobil
Bu yazı 733 kez okundu.
Yazının Tarihi :   27 Ekim 2014 - 19:13:28

CUMHURİYET İÇİN BİRAZ EMPATİ

Büyüt
Küçült
CUMHURİYET İÇİN BİRAZ

Sabri YALIN

Bursa İnegöl’de doğdu. Bursa Eğitim Enstitüsü Sosyal Bilgiler böl. ve Anadolu Ün. Tarih böl. mezunu. İlk, Orta ve Yüksek öğretimde Öğretmen, Milli Eğitim Şube Müdürü, Ankara BŞ Belediyesi İtfaiye Müd, Çevre Düzenleme, İşletmeler, Basın Yayın Daire Başkanı, Başbakanlık SHÇEK Gn. Müd. Yard. ve Bursa İl Müdürü, İstanbul BŞ Belediyesi İtfaiye Daire Başk. olarak görev yaptı. Bursa BŞ Belediyesi Gn. Sekr Yard. iken emekli oldu. TİB (Tüm İtf. Bir.), BFSF (Balkan İtf. Spor Fed.) ve TAYEV (Türkiye Acil Yardım & Yangın Vakfı) gibi cemiyetlerde başkanlık yaptı. Yıllarca çeşitli gazete ve dergilerde yazılar yazdı. Halen Gazetenizde haftalık köşe yazıları yazmaktadır.

               CUMHURİYET İÇİN BİRAZ EMPATİ
   Türkiye 91 yıl önce yani 29.Ekim.1923te Cumhuriyet ile tanıştı, devletin yönetim şekli değişti. Atatürk ilk cumhurbaşkanı seçildi. İlk Anayasa ilan edildi. Osmanlı hanedanı mensupları yurt dışına gönderildi. Bir çok yeni inkılaplar yapıldı. İyi de bütün bunlar nasıl olmuştu?
           CUMHURİYETE KADAR OLAN SÜREÇ
   1299da atamız Osman Gazi tarafından temeli atılan ve asırlar boyunca dünyaya adalet örneği olan Osmanlı, özünden sapınca, işler tersine dönmeye başlamıştı. Devlet, liyakat ehli olmayan kişilerin eline geçince, yönetimde zafiyetlerin ortaya çıkmasına, Yeniçeri ocağı, medreseler ile hukuk sisteminin bozulmasına ve iç ayaklanmalara neden olmuştu. 1877  ila 1948 arasında çıkan  Osmanlı Rus, Trablusgarp, Balkan ve son olarak çıkan Birinci Dünya Savaşı sonunda 23 Milyon km2 alana yayılmış olan topraklarımız, işgallerden sonra 200 bin km2 kalmıştı. Osmanlı devlet sistemi, gelişmiş ülkelere ayak uydurmak şöyle dursun, ayakta dahi duramaz hale gelmişti. Allah garibin merkebini kaybettirir, sonra da onu buldurarak sevindirirmiş. Biz de öyle olmuştuk. Büyük topraklarda gözümüz yoktu.. Milletimizin hür yaşaması için hür vatanımızın olması şarttı. Bu yüzden devlet sistemi ciddi anlamda sorgulanıyor ve yeni bir yönetim şekline doğru adım adım zemin hazırlanıyordu. Anadolu şehirlerinde cemiyetler kuran vatanperverler, 23 Nisan 1920da Ankarada toplanan Büyük Millet Meclisine temsilcilerini gönderip Gazi Mustafa Kemal Paşayı Meclis Başkanı seçmişlerdi. Kurtuluş Savaşı, bu Meclisin seçtiği Mustafa Kemal ile inançlı silah arkadaşlarının mücadelesi sonucu kazanılmıştı. 24 Temmuz 1923te Lozan Barış Antlaşmasından hemen sonra Türkiye Cumhuriyetinin temelleri atılıyor ve Gazi Mustafa Kemal Atatürk, ilk Cumhurbaşkanı seçiliyordu.
                        CUMHURİYET NEDİR?
   Aristo, Cumhuriyet için Umumun çıkarlarını gözeten halk idaresi şeklinde ifade ederken, Machiavelli, “Hükümdar” adlı eserinde  Devlet Başkanının asla veraset yoluyla geçmediği, aksine seçimle işbaşına geldiği bir sistem olarak anlatıyor... Montesquieu, Cumhuriyette yasama, yürütme, yargı erklerinin birbirine karşı bağımsız ve denetleme esasına dayalı olduğunu anlatıyor. İslam, Cumhuriyeti Şemsettin Saminin Kâmus adlı eserinde, “babadan oğula geçmeyen, mirasa dayanmayan ve  cumhurun seçimi ile belirlenen yönetim şekli” olarak tanımlıyor. İslam Peygamberi (sav), zorbalıkla insanları yönetenleri açıkça lanetliyor. Tüm bu nedenlerle Cumhuriyet, İslama en uygun sistem olarak biliniyor. Elhasıl Cumhuriyet, dünyamızda en çok bilinen şekli itibariyle, milletin seçmiş olduğu parlamentoya dayalı siyasi bir rejim olarak anlatılıyor..  
                    DEĞERLENDİRME 
   Geçen milenyum, halkımızın birbiriyle sürekli olarak takıştığı bir zaman olarak tarihe geçecekti. Nedeni ise toplumdaki gelişmelere karşı halk kitlelerinin gösterdiği farklı tepkiydi.. Burada her iki tarafın da objektif olmayan yanları vardı. Bir tarafta gelişime şeklen uymaya çalışıp, ruhuyla alakadar olmayanlar, diğer tarafta da bu gelişime pencerenin camlarını dahi  tamamen kapatanlar hayli fazlaydı... İki taraf da döğüş için sürekli körükleniyordu. Kör döğüşü gibi taraflar birbirlerine “kafir” ve “yobaz” damgası vuruyorlardı.. Bir taraf Osmanlıyı külliyen reddederken, diğeri de Cumhuriyeti “küfrün bir ürünü” olarak görüyordu. Bu ve benzeri itişip kakışmalar daha çok sürecekti.. Peki, nereye kadar? Ta ki birbirine karşı empati yapıp, iletişim kurmayı becerebilinceye kadar..  
   Cumhuriyet Bayramımız ve Hicri yılımız kutlu olsun.

E-Posta ile Yolla
Sayfayı Yazdır
Sosyal Paylaşım
Google
Blogger
Tumbir
İsim Soyisim :
E-Mail :
UYARI : Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. Ayrıca suç teşkil edecek hakaret içerikli yorumlar hakkında muhatapları tarafından dava açılabilmektedir.
Uyarı
Güvenlik kodu :
ŞERİF
 
Değerli Arkadaşım, yoğun bir emekle özetin özeti olarak hazırladığın yazınla, düne ve bugüne ışık tutmuşsunuz. Eline kalemine, yüreğine sağlık. Son cümlenizde dillendirdiğin anları dört gözle bekliyoruz: "Ta ki birbirine karşı empati yapıp, iletişim kurmayı becerebilinceye kadar." demişsiniz ya. İşte o anları bekliyoruz..
Sadiye Marmara
 
Sabri bey, sizi hep okuyorum. Ama bu yazınız en güzellerinden olmuş.. Toplumu kamplara bölmeye çalışanların aksine aynı ortak paydada birleştirmeye çalışıyorsunuz. Siz nerede olursanız olun, okuyucularınız hep sizi bulur.. Sizi kutluyorum. Ben de sizin bayramınızı kutlarım..
YAZARA AİT DİĞER YAZILAR



Foother
SOSYAL MEDYA
Facebook Twitter RSS Sitemap
"Fatih Aktüel | https://www.fatihaktuel.com/"   Tum Hakları Saklıdır. © 2023 - 2024