Fatih haber,Haber fatih,Fatih Yaşam,Fatih aktuel ,Haber
YİNE AYNI GÖRÜNTÜLER OLUR MU?
Merak ediyorum şimdiden. Bu bayramda bir kısım medya, geçmiş yıllardan manzaralarla eli bıçaklı adamları, böğüren ve acı çeken hayvanları, hijyenik/sağlıklı/ olmayan ortamları, akan kan ve atık sakatatları sürekli bizlere gösterecekler mi dersiniz? Onlar, “21. Yüzyılda, bu çağdışı ibadet ve gelenekler de nedir?” sorusunu ima edecekler mi? Onlar, Müslümanların bu bayramlarını, bir hayvan katliamı ve bir vahşet gibi göstermeye çalışacaklar mı acaba?
Şayet yine bunları yaşarsak, bizler de bu çağdışı anlayışı kınayacağız. Ve onlara şu soruları soracağız:
“Sizler; ey bu ülkede en çok et yiyenler!
Fakir ve fukaranın, yılda sadece bir kez et yiyebildiği bir bayramı hafife almadan önce, lütfen bizi fiili durumdan haberdar eyler misiniz? Bu ülkede her gün on binlerce hayvan kesiliyor. Bize bu hayvanların nasıl kesildiklerini gösterir misiniz lütfen? Hijyenik şartlar altında mı kesilir? Kanları akıtılarak mı, yoksa balyozlanarak mı? Besmeleli mi, yoksa besmelesiz mi kesilir? Bu ülkede, kilosu iki veya üç liradan satılan domuzlardan kaç ton piyasaya sunuluyor bir günde?
NE KADAR HAYVAN KURBAN EDİLİYOR?
Tarım ve Köyişleri Bakanlığının 2010 yılı verilerine dayanarak verdiği şu bilgilerden haberiniz var mı? 2010 yılında Ülkemizde 11 milyondan fazla büyük baş, 27 milyon civarında da, küçükbaş havyan bulunuyordu.
Bunların her yıl yaklaşık % 30u kesiliyor ve bu yüzde otuzun da, sadece % 20si kurban için kesiliyor. Ve kurbanların çoğu da zaten ihtiyaç sahiplerine, fakir ve fukaranın sofrasına gidiyor.
Ülkemizde her yıl kesilen 9 milyon civarındaki küçükbaş havyanın, 7 milyonunu sizler yiyorsunuz. 2 milyonunu da Müslüman halkımız ibadet amacıyla kurban ediyor. Bunları biliyor musunuz?
Psikolog ve psikiyatrlar! Sizler: “Aman, çocuklarınıza hayvanın kurban edilişini göstermeyiniz. Bıçak ve kan, onların ruh dünyalarını zedeler, travmalara yol açar,” diyorsunuz, ama bunun detaylarını niçin anlatmıyorsunuz?
Söyler misiniz Allah aşkına, sizler, dünyadaki hangi psikoloji ekolünün tilmizlerisiniz? Ve siz hangi toplumda yaşamaktasınız?
Sizler, her gün et yiyiniz, ama bayramlarımızı da hafife almayınız lütfen.
NELER YAPACAĞIZ?
Bu bayramda bizler, beş ve altı yaşın altındaki çocuklarımıza bayram atmosferini yaşatacağız; bu yaşın üstündeki yavrularımıza kurban olayını anlatacağız; onlara kurbanlarımızı göstereceğiz. Kurbanlıklarımızı sevmelerini, okşamalarını, su ve yem vermelerini sağlayacağız. Onlara kına yakmalarına, nazar boncukları ile süslemelerine izin vereceğiz.
Hayvanımızı kurban ederken, bir yandan okşayacak, bir yandan da tekbir getirip, besmele çekeceğiz. Bunu yaparken o hayvanı tıpkı bir İsmail gibi teslimiyet haline sokacağız; ondaki gerilimi ve stresi atacağız. Böylece, olası stresten dolayı hormonlarının salgılayacağı bir takım zararlı toksinlerin oluşmamasına veya atılmasına yol açacağız. Ve böylece kurban etimizi, insan sağlığı için en yararlı hale getireceğiz.
Onu keserken, acı çekmemesi için elimizden geleni yapacağız. Bıçağımızı iyice bileyecek, üç ayağını bağlayıp bir ayağını serbest bırakacağız. Ve böylece kesim işleminden sonra kanının iyice akmasını ve etinin hijyenik/sağlıklı/ hale gelmesini sağlayacağız.
KENDİMİZE DE SORULAR SORACAĞIZ
Kurbanın hikmetleri üzerinde tekrar düşüneceğiz. Hacılarımız Arafatta ârif olurken, Meşarda şuurlanırken, biz de kurban vesilesiyle irfan sahibi olmaya, bilinçlenmeye çalışacağız. Kurban vesilesiyle kendimiz hakkında sorular soracağız. Meselâ; yapısında kan dökme, vahşet, fitne ve fesat çıkarma özelliği olan biz insanoğullarını, kan dökme vahşetinden, kurban geleneği kurtarıyor olabilir mi? Siyasi, etnik ve ideolojik nedenlerle kin ve nefretle dolan kişi ve toplumlar birden canavar kesiliveriyor. Kurban geleneği, toplumun bu negatif enerjisinin boşalmasına neden olabilir mi?
Atalarımızdan tevarüs edip bilinçaltımızda muhafaza ettiğimiz negatif veriler var mıdır? Meselâ, Âdemin çocukları olarak Habil ve Kabilin de torunlarıyız. Buna göre Kabilden gelen ve bilinçaltımıza hapsedilen bu negatif öldürme dürtüsünü, kurban keserek pozitif hale dönüştürmüş olabilir miyiz?
Haçlı ordularının, sokaklarını kan seline dönüştürerek işgal ettikleri Kudüsü, Hz. Ömer, hiç kan dökmeden fethetmişti. Bunda kurban geleneğinin etkisi olabilir mi?
Bir yanda Almanların, bir zamanlar sergiledikleri Nazi vahşeti ve Sırpların Boşnaklara uyguladığı vahşet ve katliam; öbür yanda da, fethettiği ülke halkının tarlasındaki mahsulüne bile zarar vermek istemeyen kurban gelenekli toplumlar var dünümüzde.
Diğer tarafta, dikta rejimi yıkmayı, özgürlük ve demokrasi getirmeyi vaat ederek Irak topraklarına tonlarca patlayıcıyı fırlatıp Bağdatı günlerce döven ve milyonlarca masumun kanını akıtan dünyanın süper gücü; öbür yanda da, geleneğinde kurban olan ve yıllar önce Mekke şehrini, kimsenin burnunu kanatmadan fetheden İslâm ordusu.
Evet, bu ve bunun gibi onlarca tarihsel olayda kurban geleneğinin olumlu bir etkisi var mıdır?
Bir yanda, arenalarda masum insanların, kölelerin, aç aslan ve kaplanlar tarafından parçalamasını zevkle seyredenler; öbür yanda, av amaçlı dahi olsa hayvanların bile katlini caiz görmeyen kurban gelenekli toplumlar.
İşte bu bayramda, kurbanlı ve kurbansız toplumların sergilediği erdem ve vahşetin sebeplerini de düşüneceğiz bizler.
VELHASIL
Bizler, insanı tutsak edenleri kurban etmenin sevincini de yaşayacağız bu bayramda. Meselâ; bizi mağrurlaştıran servet ve şöhretimizi; makam ve mansıbımızı, bilmişliğimizi, gücümüzü, dik başlılığımızı, bencilliğimizi, enaniyetimizi..
Rabbimize karşı kulluk görevlerimize engel olan ne varsa hepsini kurban etmenin sevincini yaşayacağız. İbrahim gibi en sevdiklerimizi; İsmaillerimizi kurban edeceğiz ve onların tutsaklığından kurtuluşumuzun bayramını yapacağız inşaallah ..
Bizler, Hacılarımız şeytanı taşlarken; burnumuzun dibindeki kan ve gözyaşlarını, feryad ve figanları, IŞİD gibi kan dökücüleri, ardındaki şeytanları ve iblisleri hatırlayıp, taşlayacağız bu bayramda. Bu küçük kıyametlere bakarak, büyük kıyameti, ölümü ve yeniden diriliş gününü hatırlayacağız bu Kurbanda.
Bayramlarımız mübarek, sağlık ve esenliğimiz, huzur ve güvenliğimiz daim olsun. Kalın sağlıcakla..