Fatih haber,Haber fatih,Fatih Yaşam,Fatih aktuel ,Haber

Fatih Aktüel

Video Galeri
Foto Galeri
Web Mobil
Bu yazı 3023 kez okundu.
Yazının Tarihi :   24 Ağustos 2016 - 13:49:14

BATI TÜRKİYEYİ NEDEN HEDEFİNE ALDI

Büyüt
Küçült
BATI TÜRKİYEYİ NEDEN HEDEFİNE

Hüseyin Demir

 


 


Hüseyin Demir 


15 Temmuz başarısız darbe teşebbüsünün ardından, Elazığ ve Vandan sonra Gaziantep de ateşe verildi. Bu zalimlerin hedeflerinde iç savaş ve işkâl var. Üzerinde yaşadığımız bu toprakları bize ve İslama mezar yapmak istiyorlar. Çünkü bu Emperyal batının gözünde, tarihte yüzlerce yıl Roma ve Bizans İmparatorluklarına başkentlik yapmış İstanbul var.  Aradan 563 sene geçtiği halde İstanbulu ve İstanbulun fethini ve Ayasofyayı hiçbir zaman unutmadılar. 


Emperyalist güçler/ Üst akıl, içimizdeki ajanlarını; Türkiyenin 30 yıllık arşivine sahip olan, ellerinde Türkiyeyi kara propagandaya sokacak kadar malzemeleri bulunan uşaklarını, ellerinde bulunan arşivi deşifre etmeye, insanımızı birbirine düşürecek fitneciliği yapmaya zorluyor. Bu hainler kumpanyası: FETÖsü, PYDsi, PKKsı, İŞİDi, bunların alayı, bizi kardeşliğimizden vurmaya, bu toprakları bize ve varlık nedenimiz olan İslama mezar yapma hedefini adım adım gerçekleştirmeye çalışıyorlar. 


Dikkat edildiğinde görülen o ki, Batılı sömürgeciler artık bizzat kendileri saldırmıyorlar, bir yere önce taşeronlarını, maşalarını saldırtıyorlar, sonrasında da gerektiğinde Irakta, Libyada olduğu gibi bizzat işgal ediyorlar. 


Türkiye buraya nasıl getirildi? Erdoğan Washington ‘da sevilmiyor. Erdoğan Avrupada da sevilmiyor, neden? ABDnin 2008-2010 yılları arasında Türkiye büyükelçiliği yapmış diplomatlarından, James jeffreye ait mesaj var, o mesajdan anladığımız odur ki, Batıdaki Erdoğan düşmanlığının kaynağında Erdoğanın dik duruşu var. Erdoğan bu duruşundan taviz vermediği için Batıda Erdoğan düşmanlığı artıyor. Hâlbuki Erdoğan diğer pek çok batı dışı ülke liderinin yaptığı gibi ABDye yaltaklansa, yani oyunu Batının istediği gibi oynasa, o takdirde batılılar nazarında sempatik bir lidere dönüşecek, o zaman Erdoğan, Türkiyedeki siyasi istikrarın teminatı olarak yansıtılaca, ne kadar güçlü bir lider olduğundan söz edilecek, toplumu nasılda kucakladığından bahsedilecek.  


Erdoğanın kabahati, bu süre zarfında Türkiyeyi uluslararası bağımlılık düzeninin dışına çıkarmak oldu. 


Sömürgecilerin Türkiye hayali yıkıldı. Türkiye ABDnin bölgesel çıkarlarının bekçisi olmaktan çıktı. Kendi namına bir bölgesel güce dönüştü. Liberal ekonomi politikalarının zayıf bir uygulayıcısı olarak kalmayı kabul etmedi. İMFye borçlu bir ülkeden İMFye borç veren, kendi kalkınma politikalarını uygulamaya koyan bir ülkeye dönüştü Türkiye. 


Bütün bu sürecin liderliğini Erdoğan yürüttü. Erdoğan bununla da yetinmedi, sadece Türkiyeyi Batının çizdiği sınırların dışına çıkarmadı. Aynı zamanda Batı dünya düzeninin çelişkilerine ve cürümlerine de işaret etti. 1945 sonrasında kurulan uluslararası düzenin bu günün küresel gerçekliğiyle uyumsuz olduğunu haykırdı. Bu uyumsuzluk dolayısıyla dünyanın bir kesiminin büyük zulümlerle karşı karşıya kaldığını ifade etti. “Dünya beşten büyüktür” diyerek dünya mazlumlarının sesi oldu. Evet, Erdoğan oyunu kurallarına göre yani Batının ABDnin istediğine göre oynamak yerine, oyunu yeniden kurmaktan bahsetti. Ondan dolayı Batılıların nefretini üzerine çekti. Yine bundan dolayı Gezi kalkışmasından, 17-25 Aralık yargı darbesine, bütün terör örgütlerinin saldırılarından, 15 Temmuz darbe kalkışmasına kadar her seferinde birinci öncelik olarak Erdoğanın devrilmesini esas aldılar. Fakat her seferinde Erdoğan daha da güçlendi. Milletin desteği günden güne daha da arttı. İlk zamanlarda batılıların yürüttükleri kampanyalarla Türkiyede gayri milli muhalefete alan açmak mümkünken, bugün bu imkan da kalmadı. 


İşte Erdoğanın MİLLİ duruşu dolayısıyla Türkiyeyi bitirmek ve Erdoğanı yok etmek için 15 Temmuz kalkışmasına maruz kaldı Türkiye. Ve hiçbir batı ülkesi Türkiyenin yanında olduğunu açıklamadı. Hatta Natonun patronu ABDnin dışişleri bakanı John Kerry, Türkiyenin Natodan çıkarılabileceği anlamına gelen sözler sarf etti. 


Burada çok önemli bir noktayı da ifade etmek gerekir. NATO, NATO üyesi bir ülkeye saldırı olduğunda, öncelikle bu saldırıya karşı olmak ve böyle saldırıyı önlemekle mükelleftir. Ama böyle bir açıklamanın yapılmış olması, henüz göremediğimiz yakın geleceğe ilişkin batılıların Türkiyeyle ilgili tezgahlarının habercisidir. Bu şudur ki,  Batılılar, taşeron örgütleri kullanarak Türkiyeyi kaosa, iç savaşa sürüklemek, ardından , Türkiyeyi Batıya karşı sert söylemler geliştirmeye kışkırtmak, böylelikle Türkiyeyi Batılı kurumlardan çıkarmak ve işgal etmek için bahane oluşturmak istiyorlar! 
 
Evet bu bir tuzak ve bu tuzak bozulmalı, nasıl? İslam dünyasını toplayarak, İslâm birliğini kurup birlikte hareket edebilecek zemin ve şuur oluşturarak hareket etmemiz gerekir.  Şu aşamada yapabileceğimiz şey, düşmanlarımızın, düşmanlıklarını üzerimize yöneltemeyecekleri çapta zekice ve onları ters köşe yapacak derinlikli stratejiler geliştirmek. 
 
Bunun için de, saldırı dalgasını kırıncaya kadar, Batılı kurumlardan çıkmamak! Lanet olsun NATOsuna da, ABsine de, OECDsine de! Ama şunu aslâ göz ardı edemeyiz: Türkiyeyi Batı kurumlarından çıkarıp, bahane üreterek vuracak hatta işgal edecekler! 
 
Evet tekraren diyoruz ki, bu bir tuzaktır bu tuzağa asla düşmemeliyiz. Birinci Dünya Savaşına da bu tür tuzaklarla itildik ve koskoca altı asırlık çınarı devirdiler; 8-10 yıl içinde tarihten sildiler. 
Tuzaklarla, tezgâhlarla sürdürülen adı konulmamış bir savaş var! Zokayı yutmaz, Millet olarak farklılıklarımızı kaşımaz da kenetlenirsek, Devlet ve Millet bütünlüğünde bu belâları defeder, bölgemizin önünü açacak büyük bir medeniyet yolculuğuna çıkmaya başlarız -inşallah. 


Bu arada Fetöyü bahane ederek İslama ve müslümanlara çakmak isteyenlere şunu hatırlamak isteriz. Bu topraklarda yaşayan bizlerin inandığı İslam, Üstad Karadavinin formüle ettiği üzere şudur: Bizim inandığımız İslam, ruhu “Tevhid” olan bir inanca, özü samimiyet olan bir kulluğa, temeli “hayr/iyilik” olan bir ahlaka, ruhu”adalet” olan bir hukuk sistemine ve özü“kardeşlik” olan bir ilişkiye dayanır.


Selam ve dua ile. 


23-08-2016 


 

E-Posta ile Yolla
Sayfayı Yazdır
Sosyal Paylaşım
Google
Blogger
Tumbir
İsim Soyisim :
E-Mail :
UYARI : Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. Ayrıca suç teşkil edecek hakaret içerikli yorumlar hakkında muhatapları tarafından dava açılabilmektedir.
Uyarı
Güvenlik kodu :
Bu habere ilk yorumu siz yapın.
YAZARA AİT DİĞER YAZILAR



Foother
SOSYAL MEDYA
Facebook Twitter RSS Sitemap
"Fatih Aktüel | https://www.fatihaktuel.com/"   Tum Hakları Saklıdır. © 2023 - 2024