Fatih haber,Haber fatih,Fatih Yaşam,Fatih aktuel ,Haber

Fatih Aktüel

Video Galeri
Foto Galeri
Web Mobil
Bu yazı 1468 kez okundu.
Yazının Tarihi :   21 Nisan 2014 - 14:39:34

BARIŞ, RAHMET VE SAVAŞ PEYGAMBERİ

Büyüt
Küçült
BARIŞ, RAHMET VE SAVAŞ

Şerif Ali Minaz

Kütahya'nın Simav ilçesinde doğdu. İlköğrenimini köyünde, orta öğrenimini Bursa’da, yüksek okulu da İstanbul’da bitirdi. Öğretmen olarak başladığı memuriyet hayatına önce İznik Lisesinde, daha sonra da İstanbul Eyüp Sultan, Kabataş Erkek, Beşiktaş kız, Pertevniyal Akşam Liselerinde devam etti. 1997 yılında Davutpaşa Akşam Lisesinden emekli oldu. Şişli Terakki Lisesi ve Özel Beyoğlu İtalyan Lisesinde de(1985-2005) ücretli olarak görev yaptı. Bir TV. Kanalında, “Yarınlara Doğru” adlı sohbet programını hazırladı ve sundu. Fatih Aktüel.com’da haftalık yazım hayatına devam etmekte.


            



              İslâm’ı Terör İle Bağdaştıranlar



            Miladi 571 yılının 12 Rebiülevvel ayının 12. (23 Nisan) Gecesi, Allah’ın Son Peygamberi dünyamıza teşrif buyurmuşlardı.



     O, yetim doğdu, öksüz büyüdü. O, kırk yaşına gelince, savaş; yani barış ve mutluluk için bir mücadele Peygamberi oldu. Ama savaş Peygamberi olmaktan daha çok; O, rahmet peygamberiydi; sevgi ve şefkat peygamberiydi.



       Her nedense bazıları, O’nun hep savaş peygamberi oluşunu ön plana çıkarırlar. Barış dini olan İslâm’ı terörizm ile eşdeğer görmek ve göstermek için yaparlar bunu. Evet, Onun tebliğ ettiği Kitap’ta savaşla ilgili ayetler vardır. O’nun hadislerinde cihad ile ilgili olanları vardır. Ama Onun 63 yıllık dünya hayatında, savaşın yeri toplam sadece 63 gündür.



    Onun Savaşlarının Karakteristik Özellikleri  



  O’nun savaşlarında İslâm ordusunun ezici bir şekilde güçlü ve kalabalık olduğu zamanlardaki ölü sayısının çok az olduğunu tarih kitaplarından okuyoruz.



   O peygamber, hayatı boyunca 27 gazaya katılmış ve bunların yalnızca dokuzunda savaş yapılmıştır. Bu savaşların listesine ve sonuçlarına bir göz atacak olursak, O’nun, insan kanına ve canına verdiği önemi anlamakta gecikmeyiz.



 



     Savaşın adı   Düşman Sayısı   Düşman Kaybı  İslam ordusu  Şehit Sayısı



---------------      -----------------     -----------------   ---------------   ---------------



     Bedir Savaşı          950             70                         313                 14



     Uhud                 3.000             22                        700                  70



     Mustalik                200             10                          30                     1



     Hendek              12.000              8                       3.000                   6



     Hayber              20.000             93                       1500                  16



     Mute                 100.000             ?                        3.000                 13



    Mekke Fethi             ???            13                       10.000                  3



      Huneyn                  ??               70                       12.000                  4



      Taif Kuşatması         ??             ?                        12.000                12



                                          Toplam:  216                    Toplam:          139



 



          Bu liste bile, Hz. Peygamber’in insan kanına ve canına ne denli önem verdiğini, savaşa ve kavgaya ne denli karşı olduğunu göstermektedir. Hicretten sonraki on yıl içinde Hz. Peygamber’e tabi olanların sayısı milyonları bulmuştu. Müslümanların oturdukları coğrafya geniş bir alan oluşturmuştu. Kısa bir zamanda genişleyen İslâm ülkesinde, bunca savaşlara rağmen ölü sayısı, Peygamberin uyguladığı strateji sayesinde asgariye inmiş, ayda ortalama üç kişiyi bile bulmamıştır.



         İslâm coğrafyasında huzuru bozmak isteyen, topluma fitne ve fesat tohumlarını ekmek isteyenlere karşı, Allah Rasûlü, gerekli tedbirleri alıyordu. Suçları tescil edilmiş bazı bozguncuları, provokatörleri, ya göz hapsine alıyor veya başka bir şekilde etkisiz hale getiriyordu. Böylece ileride doğabilecek büyük olayları önlemiş; yiğitlerin kanlarının akmasına, bebelerin yetim, kadınların dul kalmasına engel oluyordu.     



       O’nun Mücadelesi Ve Başkaları



      O, insanlığın yaşantısına ve düşünce tarzına hitap eden bir din getirdi. Bu dini inkılâbı gerçekleştirirken kan dökülmemesine azami derecede dikkat gösterdi. Oysa erdemleri anlata anlata bitirilemeyen çeşitli ideolojiler ve rejimler vardır. Meselâ; aydınlanmanın başlangıcı olarak gösterilen 1789 Fransız ihtilâli, gelirken bile milyonlarca Fransız’ın ve Avrupalının kanına girmiştir. 



   Yine yakın tarihte kitlelere yön veren Lenin, Stalin ve Hitler isimlerini hatırlamakta yarar vardır. Peygamber (s.a.s.)’in 23 yıllık mücadelesinin sonucu ile bu isimlerin mücadelesinin sonucu arasında tüyler ürpertici farklılıklar görülür. Onların mücadelesinde, terör, kan ve gözyaşı vardır, ama Peygamberî mücadelede mutluluk ve hayat vardır. Meselâ; Rusya’daki Bolşevik ihtilâli, altı milyon insanın kanı ve gözyaşı üzerine kurulmuştur. Buna karşılık Peygamberi inkılâp sonucunda yukarıda sunduğumuz savaş tablosuna karşılık insanlık ebedi kurtuluş reçetesine kavuşmuştur. Peygamberin getirdiği inkılâp 1400 küsur senelik bir ömre sahip olmuştur; ama terör ve zorbalıkla kurulan ideoloji ve rejimlerin ömürleri çok kısa olmuştur.



Yanlış Algılayanlar



Hz. Peygamberi ve getirdiği dini Savaş dini gibi gösterme gayreti içinde olanlara,  bazıları da,  terörist faaliyetleri ile malzeme olmakta, onların ekmeklerine yağ sürmektedirler maalesef.



   Oysa Peygamberi mücadelede, şiddetin ve baskının panzehri olan sevgi ve gönül seferberliği vardır. Terör ve baskıda ise bir ideoloji uğruna milyonlarca insanın kurban edildiği yas dolu bir ayin, temelinde ise nekrofili adı verilen ölme ve öldürme tutkusu vardır.



     Peygamberî mücadeleyi terör ve şiddetle karıştırmak ne kadar yanlış ise, “Peygamberî mücadele yapıyoruz” derken, terör ve şiddetin metotlarına başvurmak, durumdan vazife çıkarmak, hatta bir takım gizli örgütlerin aleti olup masum insanların kanına girmek de o kadar yanlıştır.



 Bu bağlamda bir öğrencimin yıllar önce anlattıklarını paylaşmak isterim: ABD’deki İkiz Kulelerin yıkılmasından sonra, tüm dünyada “İslâmofobi” rüzgarlarının estirilmeye başladığı zamanlardı.Yıl, 2003 idi. J. E. adlı bir öğrencim: “Hocam,” dedi.



-Bu yaz dil öğrenmek için (…….) ülkesine gittim. Bir gün, kursiyer öğrenciler arasında yardım kampanyası başlatıldı. Özel seçilmiş çeşitli kitaplar vardı büyük bir masanın üzerinde. Buradan satın alacağımız kitaplar, Afrika’nın yoksul çocuklarına gönderilecekmiş. Tek tek baktım masanın üstündeki kitaplara. Bir tanesinin adını görünce şaşırdım Hocam. Kitabın adı neydi biliyor musunuz Hocam? “TERÖRÜN KAYNAĞI İSLÂM.” Bu kitabın adı uyanmama vesile oldu. Yardım etmekten vazgeçtim…”Bir buçuk milyar Müslüman, bu öğrenci kadar bilinçli olsaydı, İslâm coğrafyası birilerinin arka bahçesi olabilir miydi acaba?



Velhasıl



 Geliniz , O rahmet peygamberini iyi tanıyalım.



Geliniz her yıl “Kutlu doğum Haftası”nı bahane ederek O’nun hayatını anlatan farklı bir kitap okuyalım.



Geliniz, O’nun savaş yönünü tanıdığımız kadar rahmet, şefkat ve barış yönünü de tanımaya çalışalım.



 Geliniz, O Peygamber’in, savaşa başladığı zaman ettiği duayı birlikte hatırlayalım:



“Allah’ım! Benim kuvvetim, kudretim ve dayanağım sensin.



Seninle koşar seninle saldırırım ve ancak senin için savaşırım.”



En çok SEVİLMESİ GEREKENİN  HABİBİNE Salat ve selam olsun.



 



 



 


E-Posta ile Yolla
Sayfayı Yazdır
Sosyal Paylaşım
Google
Blogger
Tumbir
İsim Soyisim :
E-Mail :
UYARI : Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. Ayrıca suç teşkil edecek hakaret içerikli yorumlar hakkında muhatapları tarafından dava açılabilmektedir.
Uyarı
Güvenlik kodu :
Bu habere ilk yorumu siz yapın.
YAZARA AİT DİĞER YAZILAR



Foother
SOSYAL MEDYA
Facebook Twitter RSS Sitemap
"Fatih Aktüel | https://www.fatihaktuel.com/"   Tum Hakları Saklıdır. © 2023 - 2024