Sabri YALIN
Bursa İnegöl’de doğdu. Bursa Eğitim Enstitüsü Sosyal Bilgiler böl. ve Anadolu Ün. Tarih böl. mezunu. İlk, Orta ve Yüksek öğretimde Öğretmen, Milli Eğitim Şube Müdürü, Ankara BŞ Belediyesi İtfaiye Müd, Çevre Düzenleme, İşletmeler, Basın Yayın Daire Başkanı, Başbakanlık SHÇEK Gn. Müd. Yard. ve Bursa İl Müdürü, İstanbul BŞ Belediyesi İtfaiye Daire Başk. olarak görev yaptı. Bursa BŞ Belediyesi Gn. Sekr Yard. iken emekli oldu. TİB (Tüm İtf. Bir.), BFSF (Balkan İtf. Spor Fed.) ve TAYEV (Türkiye Acil Yardım & Yangın Vakfı) gibi cemiyetlerde başkanlık yaptı. Yıllarca çeşitli gazete ve dergilerde yazılar yazdı. Halen Gazetenizde haftalık köşe
yazıları yazmaktadır.
17 AĞUSTOS DEPREMİNDEN DERS ALDIK MI
Gecenin yarısıydı ve uykum gelmediği için TV seyrediyordum. Birden oturduğum lojman zangır zangır sallanmaya başladı. Pencereye bakınca büyük bir alev topunun denizden gökyüzüne doğru fışkırdığını gördüm.. Sarsıntı 20 saniye sonra bitti ama daha sonraki azgın boğanın binicisini sırtından atmaya çalışması gibi daha şiddetli olmaya başladı.. Dünyanın sonu geldi sandım. İşte bu 17 Ağustos 1999 Marmara depremiydi.
MARMARA DEPREMİ DERS OLDU MU
Büyük Marmara depremi, Ankaradan İstanbula kadar tüm bölgede hissedilmişti. 2010 yılı TBMM Raporuna göre 18.373 kişi ölmüş, 23.781 kişi yaralanmış, 505 kişi de sakat kalmıştı. Ayrıca 133.683 çöken bina ile yaklaşık 600.000 kişiyi evsiz bırakmıştı. Bu afet büyüklük, etkilediği alan ve sebep olduğu maddi kayıplar açısından asrın en büyük depremi idi. Tüm Marmara, depremden dolayı psikolojik olarak derinden etkilendi. Günümüzde herkesin merak ettiği soru bu depremden gerekli dersi alıp almadığımızdır. Ne yazık ki bunun yanıtı Van depremiyle olumsuzdur..
ÜLKEMİZİN DEPREM RİSKİ NE DÜZEYDE
Türkiye toprakları ve nüfusunun büyük bir bölümü deprem tehlikesi altındadır. Bu coğrafyada 1900`lü yılların başından günümüze dek otuza yakın büyük deprem meydana gelmiş ve 100 bin kadar insan hayatını kaybetmiştir. Türkiye, dünyanın önemli deprem kuşağı üzerinde olup topraklarımızın üçte ikisi deprem bölgesinde yer almakta ve 11 büyük kentteki büyük sanayi tesislerimiz deprem riski altında bulunmaktadır. Türkiyede, depremle ilgili ciddi çalışmaların başlatılmasında, 1999 Marmara depremi milat olmuştur. Dokuz Eylül Üniversitesi Deprem Merkezinden yapılan açıklamaya göre, Türkiyenin çok önemli levha hareketlerinin etkisindedir. Bu gerçeklere rağmen hiçbir şey yokmuş gibi eski alışkanlıkların devam etmesi, her yıl alınması gereken önlemlere dikkat çekilmek zorunda kalınması bile ilginçtir. Bunun en önemli nedenlerinden biri yaptırımların fazla etkili olmayışıdır. Zira yapım hatalarından çöken binaların müteahhitlerine 2100 dava açılmış, ancak davalardan 1800ü hukuki boşluklardan cezasız sonuçlanmış kalan 300 davadan ancak 110 kadarında ceza uygulamasına gidilmiştir.
BİZ İTFAİYECİLER VE TÜM KURTARMACILAR ORADAYDIK
Marmara Depreminde Kocaeli, Adapazarı, Yalova ve İstanbul İtfaiyeleri kendi bölgelerinde canla başla çalışmışlar, yangınlara müdahale ederek can kurtarmışlardır. İstanbul İtfaiyesi, kendi bölgesindeki işini bitirdikten sonra Tüpraş yangınına kurtarma filosu gönderdi. Daire Başkanı olarak Tüpraş ve Adapazarı Erenler bölgesine Bavyera bölgesi gönüllü Alman itfaiyeciler ve Fransız Lyon bölgesi köpekli gönüllülerle birlikte katıldım. Bölgedeki çalışmalara Ankara İtfaiyesi Daire Başkanı Faruk Kurutuz, Gaziantep Başkanı Mustafa Karakuş ve Bursa İtfaiye Daire Başkanı Orhan Doğan ekiplerinin başında katıldılar. Ayrıca İzmir, Konya, Kütahya, Manisa ve Uşaktan gelen İtfaiye ekipleri başarılı kurtarmalar yaptılar. Sivil Savunma ile Akut, Aka ve Gea gibi gönüllü kurtarma ekiplerinin yanı sıra Almanya, Gürcistan, Bulgaristan, Yunanistan, Bosna, İsviçre ve İsrail gibi yurtdışından gelen kurtarma ekipleri gayretli çalışmaları yaptılar.. Ancak Madenciler mesleki deneyimlerini depremde mahsur kalanları kurtararak kullandılar ve halkımızın en büyük takdirini kazandılar.
DEĞERLENDİRME
“İnsan hafızası, unutmak gibi bir arızaya sahiptir” demiş atalarımız. Ama bu arıza sanırım paçalarımızdan akıyor.. Depremlerde ödediğimiz diyetler ders olmamış ki yeni depremler hala can alıyor.. Burada devletimiz daha etkili önlemler almalı ancak bize de önemli görevler düşüyor. Evlerimizi ve iş yerlerimizi itina ile ve standartlara uygun olarak inşa etmeliyiz..
İyi haftalar temennisiyle..
Nefise Hancıoğlu Temel
Sayın Yalın, Biz İtfaiyeciler oradaydık deyince, Siz İtfaiyeciler canınızı dişinize takarak hayat kurtarıyorsunuz.. Sivil Savunma ile Gönüllü Kurtarma Birlikleri de aynı özveriyi gösteriyorlar. Yalnız, bu konuda Profesyonellerin yaptığı kurtarmaları kendilerine mal edenleri de gördük. Özellikle 17 Ağustos depreminin ilk yıl dönümünde ATV’de Ali Kırca bir deprem programı sunuyordu. Yalova’da evimizin üst kısmındaki göçük altından çıkarılan komşumuz Yüksel Er ve AKUT program konukları idi. Önce şaşırmıştım zira AKUT ekibinin Yüksel Er’in çıkarılmalarıyla ilgisi yoktu. Kurtarma sırasında olay yerinde sadece İtfaiyeciler ve bir polis komiseri vardı. Gelin görün ki program boyunca AKUT ekibi “biz orada değildik “ demediler. TV’e bağlanmak istedim, ama bağlamadılar. Bu nedenle çok taktir ettiğim AKUT’a saygımı yitirdim.. İtfaiye teşkilatlarını çok seviyorum. Onlar işlerini yapıyor, şov yapmıyorlar. Allah İtfaiyecileri, Madencileri ve fedakar kurtarmacıları korusun. Elinize sağlık üstadım.
ŞERİF
Sabriciğim, hoş bir uyarı yazısı olmuş, ibret alanlar, müteyakkız hale gelenlerimizin sayıları artar inşallah.
Demişsiniz "hafızayı beşer, nisyan ile malüldür." Bizim ki maluliyetten çıktı maalesef, mefluç durumda. Allah encamımızı hayr eyleye. Kalemine, yüreğine sağlık. teşekkürler.
